- Kategori
- Deneme
"Yağmur çamurlu bir elbise...." Didem Madak: AH!
Dört serçe, yok yok dört saka, olmadı dört insan; görüyorum BAYIM!
Nereden başlayacağımı biliyorum; dedemim ilk elime verdiği defterden!...
Diotima'yı belki tanımıştı dedem, belki ben de yakında tanıyacağım Didem Madak'ı; hani okuya okuya, kıştan baharı aşıp yaza geçe geçe, evet, gece gece, perdeleri aça aça, balkonda yata yata, kuru fasulye yapa yapa....
Sağ gözüm gülüyorsa, gül; sol gözüm ağlıyorsa....sen bana aldırma, yine gül.
Doğru, en güzel şiirim saçlarımdı, unutmadan, o bakışım ve yalnızlığıma sarılışım. Bildin, kapıdan değil, balkondan girdin evime. Tenceremde ÖLÜ kelimeler pişiyor, pişsin, sonra biraz soğusun, üstüne KORKU döküp yeriz birlikte.
Mekan deyip geçme, zaman; kim önde kim geride, ne!? Önce şaşır sonra sor; gel limana bayım.
Ütüsüz ve buruşuk yaşadım. Kendimi kendimde, yıldız ay şahitliğinde gecede, en güzel karanlıkta yıkadım. Şiirlerimi topladım terimden, döküldüğüm yerden. Ayak dediğin nedir ki bayım, bak kuş geçiyor içinden.
Kim diyorsa inanma, sabah olmadı, uyu.
Gitmek istediğim yere, HEY bayım, oraya, diyorum beni alıp götürecek bir TAŞIT yok bayım, yine yine söylüyorum: BULAMADIM!
1. Not: Varlık dergisine teşekkürler, Didem Madak Şiiri adlı dosyası için; iyi geldi ocak ocak.
2. Not:
Gecenin çekmecesini
arıyorum gecede
gece izin verirse
ölüm
çıkaracağım çekmeceden
sizi şiir şiir
n'olur evet de
olmadı belki
bir ihtimal
umut ver
el
şiir daha daha
daha...
Ş.Y.