"Yalnız kuş"

Doğaya, belgesellere, bilim insanlarına bakıldığında dişi, türün devamı için en güçlü erkeği tercih ediyor...

Başlıngıçta insan türü için de geçerli olmuş bu sistem...

Uzun bir süreç sonrasında erkeğin fiziksel gücünün yerini maddi gücü almaya başlamış.

Her şey türün devamı ve bunun en sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılması üzerine kurgulu...

Peki, mevcut sistem içinde erkeğin görevi sadece "aşım" olayında yer almak-alabilmekten mi ibaret?

Sorun burada başlıyor.

Dişi en güçlüyü ararken, erkek "yeni dünyalar" kurma peşinde koşmuş...

En azından hayal etmiş...

Çok eşliliğin hayalini kurup ta en azından "düşünce suçu"işlememiş erkek var mıdır?

Erkek dişi kadar şanslı olmadığından en iyiyi üretmek adına farklı farklı numuneler üzerine yoğunlaşmayı hayal etmiş-gerçekleştirmiş...

Modern zamanların yaşam şekli de farklı farklı olabiliyor...

Bazen ileri, bazen geri, bazen de yerinde sayma şeklinde...

Günümüzde dişi ve erkek eşitlik konusunda ortak bir paydada buluşabiliyor...

Artık, dişi de hayatın içinde, her alanında var...

Durum böyle olunca sistem; "eldeki kuş mu, daldaki kuş mu?" üzerine kuruluyor.

"Yeni dünyalar"kurmak, aramak uğruna, eldeki kuştan da olmak "kuvvetle muhtemel"...

Siz, siz olun...

Ne olursanız olun ama "yalnız kuş"olamayın...

Hayat gerçekten kısa ve tek başına altından kalkılacak gibi değil...