- Kategori
- Deneme
"Yalnız ve güzel ülkemiz"e sahip çıkmak...
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Güngörmüş, bilge toprağım
Yunus, Pir Sultan ve Nazım
ATAOL BEHRAMOĞLU
Sanat evrensel bir olgu. Sesi, rengi, dokusuyla… Tüm sanat ve yazın ürünleri dünya insanları için değil mi? Adımızı dünyaya duyuran Nazım Hikmet’ler, Fazıl Say’lar, Suna Kan’lar, Yaşar Kemal’ler, İdil Biret’ler… elbette yüz akı ülkemizin. Sporun değişik dallarında ülkemizi temsil eden, seçkinleştiren sporcularımızı da unutmak olası mı? Yalnızlığımızın perdelerini aralayıp bizi çoğaltan, kalabalıklaştıran umut ışıkları hepsi.
Muıtlaka anımsayanınız olacaktır. Mayıs 2008’de yapılan 61. Cannes Film Festivali’nde, "Üç Maymun" adlı filmiyle En İyi Yönetmen ödülünü Nuri Bilge Ceylan almıştı. Ceylan, törende yaptığı konuşmada"Bu ödülü, tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkem Türkiye’ye adıyorum." demişti. Ceylan’ın bu sözleri nasıl duygulandırmıştı bizi. Ülkesini karalamamış, kötüleyip aşağılamamıştı. Yurtseverliğin, ülke severliğin yansıması olarak algılamıştık bu sözleri.
Uluslararası başarılara imza atan her insan, her ödül, her olay bizim için önemli. Artık aşağılanma, düş kırıklığı, ötelenme, gerilere atılma duygularını yaşamak istemiyoruz. Güreşte, boksta, futbolda, basketbolda, şiirde, romanda, öyküde, müzikte… Uluslararası alanda ad yapmış, ödül almış, alkışlanmış sanat, spor, edebiyat, siyaset, kültür, bilim insanlarımıza daha çok olanak sağlamak hem devlet erkinin, hem yerel yönetimlerin, hem de varsıl kuruluşların, güçlü derneklerin görevi olmalı. Yaşanan terör olaylarını, kanlı baskınları, bombalı saldırıları, töre cinayetlerini, kan davalarını, siyasetteki kirlenmiş szöcükleri, atışmaları, kavgaları izledikçe, duydukça, yaşadıkça nasıl hüzünler, kederler içinde kalıyoruz.
Türkiye gerçekten yalnız bir ülke mi? Gerçekçi biçimde düşününce öyle! Hem içerde, hem dünyada yalnızız ne yazık ki… Arada umut aşılayan, sevindiren, haberler, olaylar yaşanmasa, kuşkusuz yalnızlığımız daha da artacak. Sporda, sanatta, müzikte, edebiyatta kimi zaman yakaladığımız başarılar da olmasa, iyice karamsarlığa kapılacağız. Bunları düşünürken, şair Ataol Behramoğlu’nun “Türkiye; Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum” şiirini anımsadım. Ben pek şiir ezberleyemem, ancak alıntıladığım bu güzel şiri yeri geldiği için paylaşmak istedim okuyan dostlarla.
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Boynu bükük ay çiçeği
Şiirin ve aşkın geleceği
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Dağ rüzgarı, portakal balı
Alçak gönüllü, hünerli, sevdalı
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Yazgısı kara yazılmış gelin
Kurumuş sütü memelerinin
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Harlı bir ateş gibi derinde yanan
Haramilerin elinde bulunan
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Güngörmüş, bilge toprağım
Yunus, Pir Sultan ve Nazım
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Bozlat, ağıt, halay ve zeybek
Dumanı üstünde ekmek
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Yüzü kırış kırış anam
Ağlayan narım, gülen ayvam
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Asmaların üstünde gün ışığı
En güzel geleceğin yakışığı
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Zinciri altında kımıldayan
Bitecek sanıldığı yerde başlayan