"Yalnızlık Allah'a mahsus" değildir.

Bismillahirrahmanirrahim.

Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adı ile başlayalım bu yazımıza. Çünkü, herşey O'ndandır ve herşey O'nadır. Düşünmemizi emretti, okumamızı emretti ve yazmamızı emretti. Biz minicik kullar da birşeyler yazdık, birşeyler çizdik, birşeyler kazandık sandık.

Bu yazıya da O yüce yaradanın adıyla başladık ki; bundan sonraki her harfimizde bilesiniz ki hep O'na şükür varolacaktır.

Diyorlar ki "Yalnızlık Allah'a mahsustur".

Hâşa!

"Yalnızlık"la "Teklik"i karıştıranlara biraz düşünmelerini tavsiye ediyoruz.

O, asla yalnız değildir. Bütün gelmiş geçmiş yarattıkları ancak ve ancak O'na secde ederler. Şu ucsuz bucaksız evren O'na döner ve O'nun için döner. O ise bütün bunları yarattığı canlı cansız bütün herşey için ister. Yarattığı bütün canlılara kalp mührü vurur ki anahtarı yine onda olur. Anahtar bilimdir. Anahtar yüce yaradana ulaşmak için harcanan yolun sonundadır. Ve bir tek peygamberler kalp mühründen arındırılarak yaradılmıştır.

"Yalnızlık" O'na aittir değildir.

O, herşeyin sahibidir ve herşey onunla birliktedir. O ise herşeydedir, her yerdedir ve herkesle birliktedir. Bu durumda nasıl "Yalnız" olur? Nasıl "Yalnız" kalır?

Söylemimiz yanlış. O yüce yaratıcıya "Yalnızsın" demek hâşa amma "Kimsesizsin" demek gibi birşey olur ki, böyle birşeyi bilerek ya da bilmeyerek bize söyleten düşüncemize derhal engel olup, doğru söylemi bulmamız gerekir.

Şimdi diyeceksiniz ki "E peki bu düşünceyi aklımıza getiren de O değil mi?"

Elbette O.

Amma, aklımıza muhakeme yeteneğini veren de O. Doğruyu ve yanlışı ayırt etme yeteneğini bizlere veren de O.

Doğruyu bulacağız. Doğruyu bulmak bize emredilmiştir.

Şimden gayri ne demeyeceğiz? "Yalnızlık Allah'a mahsustur"

Çünkü O, asla "Yalnız" değildir ve olmayacaktır.

Peki ne doğru?

"Teklik Allah'a mahsustur"

Evet, O "Tek"tir ama, "Yalnız" değildir.