Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '22

 
Kategori
İlişkiler
 

"YAPI"

“Bİ”yerlerde gizlenerek yaşayan yetersizlik “duygu”su ne yapar! Alıngan & kırılgan “yapı” ile elele tutuşur! Nedir? İlk satırdaki o “duygu”nun sınırları genişler. Birey salt “söz”le yaptığı ucuz tartışmalarda, bilgi ve espriden uzaklara bayrak dikmiştir. “ANLAMAK” için çabalamaz. Böylece “evet, siyah!” “hayır, beyaz!” “bana bak!” basitliğine indirgenmiş sığ tartışmalar, yağlı pehlivanın rakibine çangal atmasını andırır. “ANLAMA”dan; karşısındakini kısa yoldan açık düşürüp üste çıkmak; eşitlik ortamını kayganlaştırıp, kavgalaştırır. “ANLAMAK” demişken; sanki yetersizlik “his”si ile de bir ilişkisi var gibi duruyor. Mu acaba! Düşünme donanımı “hata” veriyor ise, “ANLAMA” süreci de “pedal keser” ve yorum aşamasına ulaşılamaz. Nedir? Bu “yapı”daki insan; belleğindeki bir buçuk adet doğruyu acil şablon düzenine sokar.

“İNSAN, ANLAMADIĞI ŞEYE SAHİP OLAMAZ” / GOETHE

YİNE nedir? Ezbeeeeer! Hele tartışılan başlık bilimsel ise, “neden - sonuç” ilişkisi kurmak yerine, “kulaktan dolma” ya da “kör yorumlama” yapar. Sonuç kendi açısından “banko” yeterlidir. Öyle ya; “çoğu” bireyin her konuşmadan sonra kendisini haklı çıkmaya “zorunlu” hissetmesi, güncellenmiş “kronik bir aksaklık, hastalık!” tır. Ve “yapı”sı bilimsel analizlere izin ver(e)meyince aynı birey, sürekli savunmada kalacaktır. Bundan sonrası ise düşünsel tartışma olmaktan çıkmıştır artık! Ortam, “öğrenmek ya da öğretmek”ten arınıp niyet okumaya, kişilik saldırısına dönüşür. Sağlıklı bir iletişim düzeyi oluşmaz. Nedir? Bu “taş” yerine oturmadığı sürece, bu “yapı” da sonsuza dek sallanmayı sürdürecektir... Neyse. Sıkmayalım canımızı canım; boş yere!... "Yok hükmü"nde tüm yazılanlar...

Levent Üsküdarlı

 

 

 
Toplam blog
: 86
: 39
Kayıt tarihi
: 09.12.08
 
 

1951 / İstanbul. Öğretmen bir ailenin tek çocuğu. Sade bir düzen içinde soluk alıp veren o "eski ..