‘Yaşlı Bakım Öğrencileri’ umuda ilk adım…

‘Yaşlı Bakım Öğrencileri’ Umuda İlk Adım…

15.04.2012

Bilmem içinizde Anadolu üniversitesi Yunus Emre Meslek Yüksekokulu Hemşirelik ve Bakım Hizmeti Yaşlı Bakım Programını duyan var mı? Birçoğunuz bilmiyorsunuzdur. Bilenler ise bu okulu seçenler ve bir yakının bu okulda okuması sebebiyle tanıyanlardır. Böyle bir program var olmasına var fakat buradan mezun olanlar ne yazık ki, çok dertliydi daha düne kadar. Şöyle diyordu 2. sınıf öğrencisi Burhan Kahveci “ tek başıma da olsam aynı kararlılıkla hakkımı sonuna kadar arayacağım.”

Yaşlı bakım programı 2004 yılında aktifleşmiş, ülkemizde 22 Üniversitede faaliyet göstererek mesleğinde uzmanlaşmış yaşlı bakım elemanları yetiştirmekte.

2004 yılından bu yana mesleğinde uzmanlaşmış yaklaşık 1800 yaşlı bakım programı öğrencisi mezun olmuş, olmuş da peki ne olmuş? Bu gençler daha okurken mezun olduktan sonra hukuki boşluktan dolayı iş tanımları yok. Kuşkusuz hangi okul olursa olsun mezun olmak iş garantisi sayılmıyor ama bir de işiniz ile ilgili hiçbir şekilde atamanız yapılamıyorsa siz olsanız ne yaparsınız?

Biraz yaşlı bakımından içerik olarak söz edelim. Yaşlı bakımı; yaşlının hem tıbbi bakımını, hem de fiziksel ve psikolojik olarak iyileşmesini sağlayacak şekilde 2 yıl boyunca donanımlı bir bilgi birikimi sunarak yaşlı bakım öğrencilerini yetiştirmektedir.

Şimdi dilerseniz bir öğrencimizin ağzından bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgi alalım

“Bizler, yolu aydınlatanlar diye hitap ettiğimiz, hayatımızda en çok değeri hak eden genç büyüklerimizin (yaşlılar) bakımını, tedavisini edindiğimiz donanımlı bilgilerimiz sayesinde, genç büyüklerimize hizmet vermek istiyoruz. Türk Milletinin gelenek, görenek ve kültüründe her zaman yaşlılarımız baş tacı olarak kabul ediliyor. Milletimizce, ulusumuzca sevip saydığımızı söylediğimiz genç büyüklerimize, yaşlı bakımı alanında, 2 yıl boyunca donanımlı bir şekilde yaşlı bakım uzmanı olarak yetiştirilmemize rağmen; mezun olan 1800 öğrenci ve mezun olacak diğer öğrenciler maalesef şuan itibariyle işsiz ve mağdur durumundadır. Mağdur durumunda olmamızın en büyük sebebi; Sağlık Bakanlığı tarafından Yaşlı Bakımı Teknikeri olarak atanamıyor olmamızdır. Sağlık Bakanlığı tarafından atamamızın olmamasının yanında; Özel Kurum ve Kuruluşlarda da görev alamıyoruz. Özel Kurum ve Kuruluşlarda yaşlılara hizmet veren kişiler; Milli Eğitim Bakanlığınca yetkili kuruluşlar tarafından en az ilköğretimini tamamlamış, 3 aylık eğitim sonrasında da sertifika almış kişiler çalıştırılmaktadır. Bu alanda 3 aylık eğitim almış kişi ne kadar faydalı olabilir, bunu çok merak ediyorum. Biz yaşlı bakım öğrencilerinin isteği hiç kimseyi işsiz bırakmak veya önünü kapama çabası içerisinde değiliz. Bizim isteğimiz sadece vatanımız, milletimiz için her zaman önemini, değerini koruyan genç büyüklerimizin emin ellere teslim edilmesini istiyoruz” diyerek kendisinin ve arkadaşlarının sorunlarını, taleplerini bu şekilde dile getiriyor.

***

Dünya Yaşlılık Derneği Gönüllüsü ve Tarım Federasyonu Genel Sekreteri Ercan Akpınar ve Tarımsal Kalkınma Derneği Eskişehir İl Başkanı Nimet Kübra Bekdemir bu konuyla ilgili girişimlerde bulunarak öğrencilerimize destek olma yolunda ‘umuda ilk adımı’ başlatıyorlar. Öğrencilerin koordinatörü, Akpınar’ı arayıp diyor ki “ Sayın Bakanımız Fatma Şahin başta olmak üzere, Çocuk Hizmetleri Genel Müdür’ümüze ve sizlere;önce ben sizler için dua ediyorum. Ailem sizler için dua ediyor. Daha da önemlisi bizim gibi bu konuda ehil olan kişilere bu imkân sunulduğu için yaşlılarımız sizlere dua edecekler.” Akpınar’ın gözleri doluyor…

Teşekkür duygularıyla, Eskişehir Ticaret Odası’nda Yaşlı Bakım Programı öğrencileri bizlere coşku ve sevinçle bir program düzeliyorlar. Sergiledikleri bir oyun bizlere çok duygulu anlar yaşatıyor.” Baba ve oğul evlerinin bahçesinde bir bankta oturuyorlar. Oturdukları bankın karşısındaki bitkinin dalına bir serçe konuyor. Baba gazete okuyan oğluna, “bu nedir?” diye soruyor. Oğlu “bu bir serçe” diyerek cevap veriyor ve gazetesini okumaya devam ediyor. Babası hala aynı yerde duran serçeye bakarak tekrar “bu nedir?” diye soruyor. Oğlu, “baba sana söyledim ya bu bir serçe.” Kuş hareketlenir ve uçarak yakınlarındaki çimlerin arasında bir yere konar. Babası yer değiştiren kuşa bakarak oğluna tekrar “bu nedir?” diye sorar. Oğlu sinirli bir halde “serçe baba, bu bir serçe, ser-çe” der. Oğlunun sinirlendiğini gören baba tekrar “bu nedir?” der. Oğlu bağırarak “Bunu neden yapıyorsun? Sana kaç defa söyledim; bu bir serçe. Anlamadın mı?” diye çok sinirli bir şekilde cevap verir. Buna üzülen babası yerinden kalkarak eve doğru yönelir. Oğlu ardından “nereye gidiyorsun?” diye sorar. Babası eliyle oğluna oturup beklemesini işaret eder. Oğlu elindeki gazeteyi yere atmış üzgün bir şekilde bankta bekler. Babası kısa bir süre sonra elinde bir defter ile geri dönerek yanına oturur ve defteri ona uzatarak gösterdiği yeri okumasını işaret eder. “Sesli oku” der. Oğlu defterde yazanları okumaya başlar. “Bugün küçük oğlumla parktaki bankta otururken bir serçe geldi ve önümüze kondu. Oğlum bana 21 kez “bu nedir?” diye sordu. 21 kez sorduğunda da ne olduğunu cevapladım. “Bu bir serçe” dedim. Her seferinde aynı soruyu sorduğunda ben de ona her seferinde sarılarak cevap verdim. Tekrar ve tekrar… Hiç sinirlenmeden, usanmadan ve severek cevapladım küçük oğlumun sorusunu…”

Programa Katılan Davetliler; Başbakan Müşavirimiz Sayın Sadettin Kılıç, E.Başbakan Müşavirimiz, Dost Yar Genel Başkanı Ali Yüksel, Tarım Federasyonu Genel Başkanı Hakan Yüksel, Tarım Federasyonu Genel Sekreteri Ercan Akpınar, Dünya Yaşlılık Derneği Kurucu Başkanı Umut Çınar, İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız ve Beyaz TV’nin yayın danışmanlığını yürüten gazeteci Sedat Yazıcıoğlu katıldı.

***

Öğrencilerimize destek olma arzumuz, daha çok bir şeyler yapma isteğimiz onların gösterdiği bu sevgi ve sevinç gösterisiyle bir kez daha artıyor. Umuda doğru ilk adım başlıyor.

e-mail:belginturan@gmail.com