Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '13

 
Kategori
Futbol
 

"Yediğimden bir fazlasını atarım!" deyip çılgınca saldırmak günümüz futbolunda işe yaramıyor artık

"Yediğimden bir fazlasını atarım!" deyip çılgınca saldırmak günümüz futbolunda işe yaramıyor artık
 

Yanlışlarından dönebilirse, Yanal; hala futbolumuzun en büyük hocalarından olabilir. Bunun için hala yeterli zamanı var.


" Yediğimden bir fazlasını atarım! " deyip, çılgınlar gibi saldırmak; günümüz futbolunda hiçbir işe yaramıyor artık.

Geçmişte Türk Futbolu'nun en başarılı ve karizmatik lideri olan Mustafa Denizli'nin, öncülüğünü yaptığı, sadece hücuma dönük futbol oynatma anlayışı, günümüzün tek forvetli, gittikçe daha defansif hale gelen; neredeyse İtalyanların on yıllar önce oynadığı 10 kişiyle savunup, bir kişiyle gol aradığı catenaccio futboluna geri dönen negatif yaklaşımları karşısında, doğrusunu söylemek gerekirse, pek de rağbet görmüyor; artık iş yapamıyor maalesef.

Futbolun, esteği dayalı hücum yönünü, eskiden en güzel Brezilya milli takımı oynardı. Ancak bugün Barcelona'nın öncüsü olduğu futbol ekolü; hızla, rakibi bayıltana kadar top çeviren!, adamdan çok topu koşturan, baş döndüren bir tek pas trafiğine sırtını dayamış, çok da zevk vermeyen; ama kesin zafer vadeden oyun stiline geldi, dayandı.

İşin garibi, bu tarz futbolu dünyada, Barcelona'dan başka doğru düzgün oynayan bir futbol takımı da yok. Buna, Barcelona'ya tek pas futbolunu ezberleten Guardiola'nın Bayern Münih'i de dahil...

Evet. Mustafa Denizli'yle 1988'de şampiyon olan Galatasaray, deliler gibi, hatta çılgınca saldırıyordu ama... 2001'de aynı hocanın şampiyon yaptığı Fenerbahçe de, 2009'un Denizli liderliğinde şampiyon olmuş Beşiktaş'ı da çok daha dengeli bir futbol oynuyor ve gerektiğinde, defansif futbolun en doğru örneklerini de veriyordu. Bu düşünceme, Beşiktaş'ın 2009'da deplasmanda Manchester United'i 1 - 0 yendiği maçı örnek verebilirim.

Ankaragücü, Gençlerbirliği ve Vestel Manisaspor'a çılgınca saldırma emri veren Yanal; Ankaragücü'yle ligde, Gençlerbirliği'yle Avrupa kupalarında birer sezonluğuna ve kısmen de olsa başarılı olmuştu. Ancak Yanal'ın bu futbol düşüncesi, Vestel Manisaspor örneğinde resmen iflas etmişti.

Daha geçen yıl, düzen ve sistem futbolu yerine; kalpten oynamaya dayalı, ritmi, performansı sürekli değişen, her maç ayrı bir yıldızının ekstra performansına bel bağlamış; çok gol atan; ama akıl almaz goller de yiyen Samet Aybaba'nın takımı, seyredenlere müthiş keyif veren futbol gösterileri yapmıştı.

Ancak, ligin ilk yarı sonunda Galatasaray'ın sadece 5 puan gerisinde olan Beşiktaş; lig biterken neredeyse 3.lüğü bile hemen ensesinde biten Bursaspor'a kaptırıyordu. Tamam. 3.lüğü kimselere kaptırmadı ama; on yıllar boyunca hayalini kurduğu Beşiktaş hocalığı elinden uçup gitti sevgili Aybaba'nın... Durmadan saldıran takım, Süper Lig'de ancak 3. olabildi. Bence yine de başarılı olan Samet hocama geçmiş olsun demek istiyorum.

Çalıştırdığı her takımda, aynı hüsran ve hayal kırıklıklarını yaşayan Yanal; yaşadığı onca acı tecrübeden hiçbir ders almamış olmalı ki, aynı futbol ezberini, bu kez de Fenerbahçe üzerinde denemeye başladı! Kolay gelsin diyelim!

Yalnız Ersun hocanın, acilen çok büyük bir futbol ve anlayış farkını farketmesi lazım... Anadolu'nun herhangi bir şehrinde, herhangi bir futbol takımında : " Yediğimden bir fazlasını atarım! " deyip, sezon sonu küme düşmek dışında alınacak her sonuca muhattaplarınızı razı edebilirsiniz.

Ancak, başında olduğunuz takımın adı; daima büyük hedefleri olan, Türkiye'de ve Avrupa'da başarıya oynayan Fenerbahçe'yse, öyle her zaman deliler gibi hücum edip, 2 yiyip, 3; 3 yiyip, 4 atamayabilirsiniz. Haberiniz olsun isterim.

" Futbol bu... Elimizden geleni yaptık. Önümüzdeki maçlara bakalım! " türünden laf yuvarlamaları, vasat, hedefsiz, sıradan takımlarda iş yapar belki...

Ancak Görünen köy de klavuz istemiyor be hocam!

Çok gol atıp, çok gol yiyecek bir Fenerbahçe; hem ligde, hem Avrupa'da hüsrana uğrayabilir kolayca. Yanal'ın Fenerbahçe'si, Arsenal'e elenip, Şampiyonlar Ligi'ne de gidemezse, Türk Futbolu'nda elde edilen istikrarsız başarıların en bilindik hocalarından olan Ersun Yanal; Fenerbahçe Futbol Tarihi'ne, en kısa süreyle görev yapmış teknik direktör olarak geçebilir. Benden söylemesi...

Hele de, Futbolumuzun en antipatik adamı Emre Belözoğlu'na, bu kadar yüz vermeye devam ederse...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..