“Yeni Osmanlı” için yeni eğitim!

Bizim gibi ülkelerde okul ve eğitim faaliyeti bildim bileli hem sorunludur hem de güdümlüdür.

Yeni gelen bakan ve ekibi, eskisinin “beceriksiz, hatalı ve eksik” işler yaptığını savunarak, bakanlığı şekilden şekile sokarlar.

Şaşkın ördeğe çevrilen öğrenciler ve veliler de, bu oyunun “alık ve para ödeyen müşterileri” olarak süreci izler dururlar.

Eğitimdeki değişiklik ve müdahalelerin nedenini farklı partilerin değişen programlarına bağlamak oldukça yanıltıcıdır.

Bilmeliyiz ki eğitimin her şekillenişinin ardında ekonomik gereksinmeler yatar.

Son 9 yılda olduğu gibi, AKP hükümetleri boyunca eğitim adına yapılan değişiklikleri göz önüne alırsak ne dediğim iyice anlaşılır.

Erkan Mumcu’dan bugün ki Ömer Dinçer’e kadar hayli bakan eskiten Milli Eğitim Bakanlığı, şimdi “ustalık” döneminin gereklerine göre elden geçiriliyor.

Yeni bakan da tıpkı eskileri gibi, yaz-boz tahtasına çevrilen “milli eğitim” sistemimizi “çağdaş ve ihtiyaç duyulan” düzeye taşıma amacıyla “heyecan verici” işler yapılacağı açıklamasında bulundu.

Ama bu kez sadece ders programlarını değil, son derece “tembel ve hantal” durumdaki bütün eğitim kadrosunu sil baştan değiştireceğini müjdeledi.

Yani yeni bakanımız Ömer Dinçer,  bugüne kadar hiçbir bakanın aklından geçiremediği, “hayal bile edemediği” bir operasyonu uygulamaya sokmuş oldu.

Bakan bey bakanlık bünyesindeki 32 ana hizmet birimini 17’ye indirerek kaynak tasarrufu yapacağını ilan etti.

Bu değişiklikle yeniden yapılanacak olan Milli Eğitim Bakanlığı içinde hiçbir müdür, yönetici, daire başkanı eski koltuğunda oturamayacak.

Yeni müdürlerde yeni ölçütler aranacakmış.

Malum bakan bey, “Stratejik Yönetim, Yönetim ve Organizasyon, Değişim Yönetimi ve Örgüt Geliştirme” konularında uzman bir isim.

Gerçi 2005’te YÖK Genel Kurulu, Ömer Dinçer hakkında "İşletme Yönetimine Giriş” isimli kitabında “aşırma yaptığı" gerekçesiyle,  üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası vermişti.

2008’de Ankara 1. İdare Mahkemesi "intihal gerçekleşmiştir" hükmü ile Ömer Dinçer’in, YÖK tarafından "intihal" yaptığına ilişkin verdiği karara yaptığı itirazı reddetmişti.

Neyse bakan beyin arayacağı yeni ölçütler nelermiş, zaman içinde hep birlikte göreceğiz.

Ancak bildiğimiz en iyi şey, bakanlık merkez teşkilatında çok sayıda sözleşmeli bürokratın çalışacak olması.

Devletin “bekası” ve istikbalinin “teminatı” olarak görülen bakanlığın bu kritik koltuklarında, artık klasik memurlar yer almayacak.

Muhtemelen bakan beyin zihin dünyasına uygun, imanlı ve de liberal ekonominin çok matah bir şey olduğuna inanan kravatlı din kardeşlerimiz bu seçkin koltuklara oturacaklar.

Bir diğer zihinsel değişiklik eğitimin niteliğinde yapılacak.

Önceden “Atatürk İnkılap ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren” şeklinde ifade edilen temel ilkeler siliniyor.

Yerine amacı “küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek “ olan yeni ilkeler geliyor.

Yani yeni eğitimde, ulusal değerlere öncelik yerine küresel sermayenin ihtiyacı olan bireylerin yetiştirilmesi fikrine öncelik verilecek.

Böylelikle “Yeni Osmanlı”nın yeni yupileri beyinlerinde derin izler bırakan “değerler sistemi” olmaksızın yeni ufuklara, yeni emperyal hayallere daha rahat akacaklar.

Bütün bu radikal dönüşüm yapılırken toplumun önde gelen akademisyenlerinden, eğitim sendikalarından, eğitim uzmanlarından, biz velilerden görüş ve fikir istenmediğini söylemeye gerek yok bile.

Bizden sanırım kurulacak “yeni” sisteme, tıpkı hastanelerde olduğu gibi –liberal ekonominin hatırına-daha fazla para harcamamız istenecek.