Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '09

 
Kategori
Sinema
 

"Yes Man" ile hayata evet demek

"Yes Man" ile hayata evet demek
 

Şu anda vizyonda Amerikalı meşhur komedyen Jim Carrey’in “Yes Man” isimli bir komedi filmi var. “Yes Man” oldukça eğlenceli bir film. Jim Carrey’in oyunculuğu da çok başarılı.

Film; “Yes!” isimli bir seminere katılan ve herşeye “evet” deme sözü veren Carl Allen isimli bir banka memurunun, verdiği söz sonrası yaşadıklarını anlatıyor.

O güne kadar özel ve iş hayatını devamlı “hayır” diyerek geçiren Carl, artık kendisine yapılan her teklifi evet diyerek kabul ettiği için bir dolu olay yaşıyor. Bu olayların bazıları kötü, bazıları ise iyi. Ama o düşünmeden evet diyor ve hayatı olduğu gibi kabulleniyor. Yapısına ters de gelse.

Örneğin, evsiz birini arabasına aldığı için bir dağ başında arabasının benzini bitiyor. Ama yine bu sebeple çok hoşlandığı bir kızla tanışıyor. Bunlar gibi birçok olayla “yeni” hayatını yaşayan Carl, herşeye evet demenin yaşamına nasıl bir fark kattığını önce tam olarak kavrayamıyor.

Fakat daha sonra, aslında evet demediği zaman, herşeyin çok ters gittiğini anlıyor. Yani akışa direnmenin hayatında aniden problemler yarattığını farkediyor.

Hatta bir defasında, hep evet demeye söz verdiği halde, bir teklife evet demek istemiyor ve teklifi istemeden de olsa reddediyor. Ama evren ona yanıtını neredeyse anında veriyor.

Bir anda ayağı kayıp, merdivenlerden aşağıya, her basamağı vücudunda hissederek, yuvarlanıyor. Zemine vardığında ise karşısında, sipsivri dişleriyle hırlayan bir Doberman buluyor. O anda birden hata yaptığını anlıyor ve hemen yukarı çıkıp, az önce hayır dediği teklife evet diyor ve olaylar tekrar yolunda gitmeye başlıyor.

“Yes Man” insanın sonsuz yaratıcı gücünü ve bakış açısının ne kadar kritik bir seçim olduğunu hepimizin gözlerine önüne seriyor.

“Yes Man”e göre; hayata evet diyerek karşınıza çıkan her teklifi yargılamadan ve istisnasız kabul ederseniz yaşamınız çok daha iyi olacaktır.

Filmin başında hayata genelde “hayır”larla bakan Carl, tamamen farklı bir bakış açısının getirdiği heyecan dolu bir maceranın sonunda büyük bir değişim geçiriyor ve oldukça farklı bir yola giriyor. Sonuçta tüm hayatı değişen kahramanımız mutlu, heyecanlı ve dolu dolu bir yaşama kavuşuyor.

Kendisi mutlu olunca çevresindekileri de oldukça mutlu eden Carl, burada temel bir noktayı da gözler önüne seriyor: Kendimizi mutlu ettikten sonra başkalarını mutlu etmek pek de zor değil aslında.

“Yes Man”de işlenen temayı şu şekilde de ifade edebiliriz:
“Hayatta karşınıza çıkan olaylara direnç göstermek yerine, akışla yaşamayı seçerseniz çok daha mutlu olursunuz.”

Filmin kahramanı Carl, geçtiği yollardan sonra, akışın karşısında durmanın doğru olmadığını çok iyi anlıyor. Çünkü hayata evet diyerek gerçek anlamda kötü bir sonuçla karşılaşmadığını ve aslında hayata evet demenin gayet iyi bir seçim olduğunu görüyor. Hatta bir keresinde, evet demediği için değil, yeterince hızlı evet demediği için sorun yaşıyor.

Bugüne kadar herşeye evet dememiş bizler de böyle bir film yoluyla devamlı evet demenin sonuçlarını tebessüm ederek gözlemleyebiliyoruz.

Mutlu olmanız için karşınıza çıkan her teklife evet demenize gerek yok tabii ki. Evet demek için içinizin sesini dinlemeniz ve gerçekten istiyorsanız evet demeniz yeterli.

2008 yılı başında R. Şanal ile yaptığımız çalışmalardan sonra, kendimi hayatın akışına bırakmamın bana büyük huzur ve mutluluk verdiğini keşfettim.

Ama şunu da gözlemliyorum ki, çok sayıda insan için hayata güvenip, bir an için bile “dümeni bırakmak” hayat boyu yapabilecekleri en zor şeylerden biri. Ne yazık ki, bu tecrübe şahsen deneyimlenmeden tam olarak takdir edilemediği için, çok kişi gerçek huzur ve mutluluğu hiç tanıyamadan yaşıyor. Eğer siz de bu grupta yeraldığınızı düşünüyorsanız, “Yes Man”i izleyip en azından farkındalık adına güzel bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Hayatı her an kontrol altında tutmaya çalışmak ve hiçbir şeyi yeterince iyi bulmamak hayatta mutsuz olmanın en garantili yolları aslında. Filmin kahramanı Carl Allen da bunları yaptığı için mutsuz bir adamken karşısına çıkan her teklifi kucaklayarak ve bu yolla yaşamını biraz olsun evrenin kontrolüne bırakarak mutlu olmayı başarıyor.

Eğer siz de akışla yaşama yolunu seçerseniz, gerçek mutluluğu yaşamak için önünüzde hiçbir engel kalmadığını göreceksiniz.

Filmdeki karakterler ve olaylar hayali olabilir ama filmin kahramanının elde ettiği huzur ve mutluluğun sizin de gerçekleriniz olması için hiçbir engel yok. Bunun için, hayatta sıradan hiçbir an olmadığını farkedip, her anı, her olayı kabullenip kucaklamanız yeterli.

Hayatta herşey bir sebeple oluyor. Her olayın arkasında bir anlam var. O an ne olduğunu tam olarak bilemesek de.

Herşeye hayır yerine evet demeye başladıktan sonra tüm yaşamı değişen Carl Allen karakteri ve yaşadığı olaylar hayali olabilir ama geçtiği yol, mutluluk yolunda geçilmesi gereken tek ve gerçek yol aslında.

Herşeyi kontrol altında tutmak ve hayatı katı kurallar içinde yaşamak yerine, biraz olsun akışla hareket etmek sizi hep arzuladığınız o huzur ve mutluluk diyarına en kısa yoldan götürecektir.

Tek yapmanız gereken evrene güvenip ilk adımı atmak. Aynen Carl Allen gibi…

 
Toplam blog
: 4
: 5790
Kayıt tarihi
: 10.01.09
 
 

Ortaokul ve lise eğitimini Robert College'de dereceyle tamamladı. Purdue University (Indiana, ABD..