Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '09

 
Kategori
Futbol
 

“Yorumcu” olmanın kolaycılığı, “teknik direktör” olmanın zorluğu...

“Yorumcu” olmanın kolaycılığı, “teknik direktör” olmanın zorluğu...
 


Başkalarının uzmanlık alanına girmek, işlerine karışmak, genel bir huyumuz olsa gerek.

Bizim ülkede ayağı topa değen ya da değmeyen, bir iki maç izledikten sonra, bakarsınız karşınıza teknik direktör olarak çıkmış:

Bu adam, futboldan anlamıyor!

Takımı korkak oynatıyor!

Niye şunu oynatmıyor?

Ruhumuzdan anlamıyor; bu yabancıların aklı fikri para!

Ben olsam....

“Ben”, hiçbir zaman “o” olamayacağı için konuşur da konuşuruz. Hele, maç yenilgiyle bitmişse, “ahkam kesme”nin keyfine doyum olmaz.

*****

Futbolseverleri bir kenara koyalım; karşımıza “yazar”, özellikle “yorumcu” olarak çıkanlar, bir başka alem! Hani, futbol oynadıkları, teknik direktör, hakem oldukları dönemleri bilmiyor olsak, işimize gelenleri gözü kapalı onaylarız.

Oysa durum farklı!

O akıl verenler, “teknik analiz” yapanlar, kurallardan söz edenler, işin farkında olanları, ister istemez güldürüyor, dahası derin bir düşünmeye yöneltiyorlar.

Şarkıdaki gibi söylersek:

Sen neymişin be abi!

*****

Televizyon ekranlarında karşımıza “yorumcu” olarak çıkanların teknik direktör oldukları dönemi düşününce, bilmem, arada şaşılacak bir fark görüyor musunuz?

Ben görüyorum.

Sanıyorum onlar da, maçı izleyici olarak yorumlamakla, saha kenarından takımı yönetmenin çok farklı olduğunu biliyorlardır.

İzleyici konumunda olmanın rahatlığı var; görev başında olmanın sorumluluğu yok.

İşte bu “var” ile “yok” arasındaki fark, her şeyi anlatıyor.

Çoğu kez de “söz” ile “eylem” arasındaki “tutarsızlık”ı ortaya koyuyor.

Ve son sözü, atalarımıza bırakıyorsunuz:

Bekara karı boşamak kolay!

Hariçten gazel okumak!

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..