Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '07

 
Kategori
Haber
 

"Zon" ve "Don"

"Zon" ve "Don"
 

Ne “Zon”u bilmenin faydası var ne de “Donu” çekmeye zaman…

Bayramın birinci günü sallandık.

Ev halkı ayakta ve biraz da “Beklediğimiz” misafir nedeniyle geciken sabah kahvaltısı hazırlığı var evde.

Ev halkının hemen hepsi de ayakta.

Ev de binanın 12. katı…

Ve başlıyor bir sallantı. Önceleri “baş dönmesi” olarak algıladığımız sallantının “Yer sarsıntısı” olduğunu algılamamız, 3-4 saniyemizi alıyor.

Evin “Sağlam” ve hatta 8, 2 şiddetine kadar dayanlıklı olduğundan haberimiz var ama iş “Sallanmaya” gelince “Sağlam” bilgisi bir işe yaramıyor ve evde kısa süreli bir panik yaşanıyor.

İnşaatı yapan şirketin dediğine göre, bizim ev depremde yıkılmazmış. Peki ya ne yaparmış? Efendim, 12 katlı bina, kalıbı ile bir tarafa yatarmış.

Şimdi düşünebiliyor musunuz, bizim daire binanın 12. katı ve ev maazallah kütük gibi bir tarafına yatıyor. Her halde biz evin içinde dışarı doğru “Top mermisi” gibi fırlar gider miyiz ne!...

İşin şakası bir tarafa da “Sallanmak” her ne şekilde olursa olsun, çok da “Hoş” şey değil. Evinizin “Sağlamlığı” konusunda ne kadar emin olursanız olun, beşik gibi sallanmaya başlayınca o bilgi hiç kar etmiyor. Bir an da olsa bir endişe, bir panik oluşuyor doğrusu.

Evdekiler “Deprem oluyor” diye seslerini yükseltmeye başladıklarında, ben de ilk anlık şoku atlattıktan sonra “Ne telaş ediyorsunuz yahu… Ne güzel sallanıyoruz” desem de siz bakmayın efelendiğime.

Birincisini atlattıktan kısa bir süre sonra “Artık bitti, oturun yerinize” demeye kalmadı ki, bu kez daha da bir sallanmaya başladık.

Evet, 15-20 saniye filan belki sürüyor ama, o da yetiyor hani…

İkinci sallantı sonrası, televizyonlarda haberler başladı.

“Ankara’da, merkez üssü Bala olan 5, 7 şiddetinde deprem meydana geldi…”

Aklımdan hemen geçirdiğim ilk şey “Bakalım ne kadar deprem uzmanı çıkacak şimdi” oldu ve aklıma geldiği gibi de oldu.

Tüm deprem uzmanları, çeşitli kanallarda arz-ı endam eylediler. Birkaç gün daha belki sürer.

Tabi ben, sadece “Ahmet IŞIKARA ne diyor” diye bakıyorum. O da her zamanki ki, dediklerini tekrar ediyor.

“Depremle yaşamayı öğrenecek ve gereken önemleri alacak, hazır olacaksınız…”

İşte o kadar…

Deprem yok bilmem ne fayının bilmem ne zonunun, bilmem ne donun bir bişeysimiş de…

Arkadaş, depremde ev sallanmaya ve bir tarafından da dallara ayrılmaya başladı mı, ne zonu kalır ne de donu çekmeye vakit. Onun için Ahmet IŞIKARA hocanın dediğine kulak asalım ve bu depremin de “Hasarsız” geçtiği için Allah’a şükredelim, her zaman “Hazır ve nazır” bekleyelim…

Bununla geçmiş olsun. Bayramda bir üzüntü yaşamadık hiç değilse…

20 ARALIK 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..