Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

01 Mayıs 1977, 12 Eylül 1980 Darbesine Giden Yolun Kilometre Taşı

01 Mayıs 1977, 12 Eylül 1980 Darbesine Giden Yolun Kilometre Taşı
 

01 Mayıs 1977'de Buradan Ateş Edenler Bulunsun


01 Mayıs 1977 tarihinde henüz sekiz yaşından gün alalı birkaç ay olmuştu. Pek tabiki o tarihte yaşananları an be an hatırlamam mümkün değil ama, abimin Taksim’deki 01 Mayıs kutlamalarına katılmak için babamın yasak koymasına rağmen, sabahın köründe evden gizlice çıktığını iyi hatırlıyorum. Ve abim akşam saatlerine doğru olaylar çıkmadan önce yaşamış olduğu baş ağrısı sebebi ile miting alanından birkaç saat önce ayrılıyor ve evin yolunu tutuyor. Olayların başladığı andan itibaren radyo başında olan ev ahalisinin durum vaziyeti değerlendirme yarışına tanık olmuştum. Annem bir taraftan bir şeyler söylüyordu, ablalarım kendilerince bir takım yorumlar getiriyordu ve ben ise bir an önce sokağa çıkıp kovboycuk oynamak istiyordum.

Akşam haberlerinde 01 Mayıs 1977 kutlamalarının acı fotoğrafı ortaya çıkmıştı. Tık nefes televizyon başında yaşanan katliamı izlemiştik.

Aradan tamı tamına 33 koca yıl geçmiş, ne yakalanan bir fail, ne sonlanmış bir dava var orta yerde. Ve tarih bize göstermiştirki, 01 Mayıs 1977 kutlamalarında yaşanan olaylar, 12 Eylül 1980 darbesine giden yolun kilometre taşarının ilkini oluşturur.

01 Mayıs 1977 olayları sonrasında ülke tümü ile kan gölüne çevrilmişti. O hale gelmiştiki toplum, insanların çatışmada ölmesi veya dur ihtarına uymadığı gerekçesi ile açılan ateş sonucu öldürülmesi kanıksanır olmuştu. Sokak ortasında her gün birileri birilerini öldürüyor ve ülkenin hemen her noktasında bir katliam yaşanıyordu. Sivas olayları, Maraş olayları, Çorum olayları, TİP’li 7 öğrencinin katledilmesi, Balgat Katliamı, 16 Mart Katliamı ilk akla gelenler. Bu arada öldürülen onca aydın insan var. Sonuçta, ülke solunu silindir gibi ezip geçen bir darbe.

Dün gece bir televizyon kanalında 01 Mayıs 1977 üzerine, sabah saatlerine kadar süren bir tartışma programını izledim. Konuklardan birisi olan Gazeteci Nazım Alpman’ın söyledikleri ilginçti ve Nazım Alpman 01 Mayıs 1977’ye dair bir belgesel hazırlamış, belgesel yarın yayınlanacak ve bu belgeselde fotoğraf daha net bir şekilde kamuoyunun önüne konacaktır kanısındayım.

Şu soru sürekli söylenen ve yanıtı aranıpta bulunamayan bir sorudur.

01 Mayıs 1977 kutlamalarının failleri neden bulunamadı?

İşte bu noktada dikkatimizi çeken ana arterlerden birisi şu oluyordu.

Yüz binlerce insanın üzerine yağan kurşunların atıldığı ilk noktanın The Marmara Oteli’nin 510 ve 511 nolu odaları olduğu söyleniyor. Bu odalarda kalan kişilerin kayıtlarına ulaşmak acaba çok mu zordur? Otel yönetimi bu konuda neden sorgulanmamıştır?

Gazeteci Nazım Alpman’ın bu konuda verdiği anekdot hayli ilginçtir.

Olaylar başlamadan önce, bu odalara tesadüfen girenlerden birisinin yine gazeteci olan Necati Doğru olduğu ve Necati Doğru’nun anlatımında, tesadüfen bu odalardan birisine girdiği ve apar topar odadan çıkarıldığı, garsonlara bu odalarda kimlerin kaldığını sorunca, aldığı yanıtın, polisler olduğu yönündeki anlatımı, aslında birçok şeyi anlatan yalın bir durumdur.

Kimdir bu polisler?

Miting alanına kurşun yağan bir diğer nokta ise Sular İdaresinin çatısıdır ve burası ile ilgili Nazım Alpman’ın vermiş olduğu anekdot hayli ilginçtir.

Sabah saatlerinden itibaren Sular İdaresinin etrafına kimse yaklaştırılmamaktadır ve polisler tarafından sıkı bir güvenlik çemberine alınmıştır Sular İdaresi binası. Bu denli sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı ve bu noktaya hiç kimsenin yaklaştırılmadığı bir noktada, miting alanına kurşunlar yağıyor. Kurşunların miting alanına yağması esnasında, kurşun atanlara sürekli emirlerle yön veren birisinden bahsediliyor. Görgü tanıkları, bu esnada sürekli birisinin “şu taraf ateş edin, şu noktayı gözden kaçırmayın” gibi ifadelerle ateş açanlara talimat verdiğinden bahsetti Nazım Alpman.

Aradan geçiyor koca bir 33 yıl ve faillerinin aslında çok net olduğu bir katliam yaşanıyor.

Adını şimdi anımsamadığım bir general, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra şöyle bir ifade kullanıyor. “Aslında darbeyi bir yıl öncesinden yapacaktık ama şartların olgunlaşmasını bekledik.” Bu cümlenin tercümesini okuyucuya bırakalım.

Bu cümleden hareketle, neden bu topraklarda TSK’nın sıkı bir denetime tabi tutulması gerektiği açık ve net bir şekilde oratadadır.

Şayet geçmişin türlü pisliklerinin nedenlerini ve faillerini ortaya çıkartmak gibi bir kaygı varsa bu toprakların ilgili kurumlarında, pek tabiki işe önce TSK’yı sorgulamaktan başlamak gerekiyor. Generallerin bunca aleni açıklamalarından sonra halen TSK’nın sorgulanmaması demek, sanırım bu ülkenin alnından hiçbir zaman silemeyeceği bir leke olacaktır.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..