Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '11

 
Kategori
Deneme
 

0rta zekalılar cenneti (1)

0rta zekalılar cenneti (1)
 

Bu fotoğrafın yazımla hiçbir ilgisi yok! Gördüğünüz kadın, çok hoşuma gitti de!... Bu da benim orta zekalılığım işte!


Yukarıda okuduğun yazımın başlığı, aynı zamanda Zülfü Livaneli'nin gazete köşe yazılarının derlendiği bir kitabının ve o kitaptaki bu gün bile hatırladığım bir yazısının adıdır; güzel okuyucum.

Bu sabah, Kartal'da arkadaşım Önderin yöneticiliğini yaptığı Atalar Sürücü Kursu'na gelirken, birden o yazı geldi aklıma. Ve bir şimşek çaktı zihnimde. Yanılmıyorsam 1993'te okuduğum bu yazıyı bu gün ben yazsam, nasıl olurdu acaba?

Ve işte başladım yazımı yazmaya:

Kimdir orta zekalı bence; bilir misin güzel okuyucum? :

- Olayların neden - sonuç ilişkisine bakmadan, sadece sonuçlarıyla ilgilenir. " Bu sorunun nedeni ne acaba? " diye de hiç bir meraka sahip olmadığından, yaşadığı her olayı anlayıp, anlamdırması hep eksik, hep yarım yamalak kalır; ne yazık ki.

- Tek başına olmaktan, yanlız başına kalmaktan ölesiye korktuğu ve başkalarının doğrularına yaslanmayı daha akılcı ve güvenli bulduğundan, fazlasıyla sürüye uymaya meyillidir; kendisi.

- Bu günden başka derdi de yoktur. Ne dün ilgilendirir onu; ne de dünün muhasebesi... Ne yarın diye bir vizyonu vardır; ne de ciddi bir gelecek organizasyonu.

- Hayatını öylesine, akışına bırakmıştır. Suyun onu götürdüğü yere akar, gider; kaygısız, gamsız, umarsız...

- Anlamak, empati yapmak, farkında olmak yerine; yermeye ve yargılamaya odaklanmıştır. Çünkü böylesi çok daha kestirme ve kolaydır. İlk yolsa, okumaya, düşünmeye, emek vermeye, anlayıp, anlamlandırmaya dayalı olduğundan; çok ciddi sabır ve kararlılık gerektirir. Oysa bizim orta zekalı vatandaşın! ne sabra ihtiyacı vardır ne de kararlılğa...

- Öyle adam akıllı okuyup, yazmaya da pek gerek yoktur onun gözünde! Çünkü o, bu güne bu gün, hayat üniversite'sinden mezun olmuştur! Bu günkü kendini yetiştirmiş hali de o üniversiteden aldığı diplomanın ödülüdür!

- Okumadan, yazmadan, dinlemeden, düşünmeden bilgi sahibidir! Hem de her konuda! Her dost meclisinin en çok konuşanı, en çok bilenidir o; hiç kuşkusuz !...

- " Sen de ne bilirsin ki? Sen ne anlarsın ki? " Senin de aşina olduğun, en tanıdık cümleleridir onun. Papağan misali ezberleyip, tekrar ettiği...

- Kendini geliştirmeye,yetiştirmeye, yenilenmeye de ne gerek vardır ki canım şimdi ! Onun  için, herkes aynı hayatı yaşar. Doğar, büyür ve ölür... Amerika'yı yeniden keşfetmenin alemi nedir ki şimdi?!!

- Hiçbir soruna çözüm aramadığı ve bulamadığı gibi, kendisine söyleneni yapmaktır onun tek kaygısı. O söyleneni yaparken de ortalamayı, herkesin standart ortalamasını tutturmak fazlasıyla yeter de, artar bile ona !

- Hayatla, yaşamakla ilgili her şey hakkında şaşmaz ve değişmez kuralları ve doğruları vardır aslında. Peygamberler yanılır da, o yanılmaz asla !

- Düzenin şaşmaz savunucusu, değişimin, dönüşümün, yeniliğinse iflah olmaz, azılı bir düşmanıdır kendisi.

Bu listeyi böyle çarşaf gibi uzatırım da, devamı inşallah bir başka yazıya!

Eeeeee! Gelelim bu günkü yazımın sebebi hikmetine! Bilin bakalım bu anlattığım modelin ezici çoğunlukta olduğu yer, bu cennet, bu cehennem neresi? Kimin ülkesi? Acık da olsa, tanıdın mı kendisini?!!

Not: Yazımdaki görsel www.milliyet.com.tr adresinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..