Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

1 Ağustos Çarşamba

1 Ağustos Çarşamba
 

Dün nihayet Yüksek Seçim kurulu kesin sonuçları ilan etti. Cumartesi günü meclisimiz toplanıp yeni seçilen milletvekilleri yemin edecekler.

Şu işlemlerin bir an evvel bitmesi gerekiyor ki, parlamentoda yapılacak işlere sıra gelsin. Biliyorsunuz ilk ve en önemli iş, cumhurbaşkanlığı seçimi.

Dün aynı zamanda Genelkurmay Başkanı’nın eski bir demece atıfta bulunan yeni demecini de duymuştuk. Bunlara Sabih Kanadoğlu’nun Gül’le ilgili sözleri de eklendi.

Seçimden, çok net bir sonuç çıkmış gibi görünse de, şu anda ülkenin siyasi atmosferi tam tersine çok bulanık. Ne olacağını, nasıl olacağını kimse bilmiyor.

Kızsak da beğenmesek de yine Başbakan’ın iki dudağının arasından çıkacak sözleri bekliyoruz. Neyi, nasıl yapacağını bir tek o biliyor. Neden? Çünkü kimseden olumlu katkı yapacak bir yardım gelmiyor.

Farkındaysanız hepimizin yaptığı bir anlamda çomak sokmak. Kızgınlıklarımız, üzüntülerimiz, sorularımız, inandıklarımız, inanmadıklarımız, yaptıklarımız, yapmadıklarımız, işleri sadece yokuşa sürmeye yarıyor.

En iyi niyetli olduğunu düşünenler bile, yapıcı, yol gösterici bir öneride bulunmuyorlar. Kötü niyetlileri zaten saymıyorum. Fakat şu gerçek aklıma geldikçe bir Türk vatandaşı olarak kendimden de utanıyorum.

Hepimiz sanki oturmuş, AKP bir yanlış yapsa da çıngar çıksa, biz de keyifle izlesek diye bekliyoruz. Böyle bir anlayış olamaz. Sonuçta seçim bitti ve bir sonuç ortaya çıktı. Kurulacak hükümet sadece Ak Partililer’in değil, ülkede yaşayan herkesin hükümeti olacak.

Onun başarısızlığından bize yansıyacak zararlar, zamanımızın hatta ömrümüzün bir kısmını boşuna geçirecek. Buna rağmen biz başarısızlık beklentimizi sürdürüyoruz. Niye? Belki iktidara bizim parti gelir diye…

Oysa iktidar olmanın yolu, seçimleri kazanmaktır.

Şimdi önce meclis ve cumhurbaşkanlığı ağırlıklı haberleri şöyle bir gözden geçirelim:

5, 5 SAATLİK ÜÇLÜ ZİRVE (Akşam). Erdoğan, Gül ve Arınç’ın cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Başbakanlık resmi konutundaki sürpriz görüşmesi, başkent kulislerinde heyecan yarattı.

AKP ÜSTÜNE ALINMADI (Cumhuriyet). İktidar milletvekilleri Büyükanıt’ın sözde değil, özde laik değerlendirmesini geçiştirdi.

GÜL BOMBASI (Güneş). Cumhurbaşkanı seçebilmek için toplantı yeter sayısının 367 olması gerektiğini ilk kez ortaya koyan Sabih Kanadoğlu, şimdi de Gül’ün köşke çıkması halinde dokunulmazlığı kalkacağı için, hakkındaki davalardan yargılanacağını söylüyor.

ATATÜRK DÖNEMİ SONA ERER (Güneş). İkinci AKP iktidarı, yurt dışında yankı bulmaya devam ediyor. Amerika’nın ünlü gazetesi Washington Post, Çankaya’da türban yorumunu bu ilginç tespitle yaptı.

REKOR (Posta). Yeni mecliste cumhuriyet tarihinin en eğitimli milletvekilleri görev yapacak. 549 milletvekilinin 512’si üniversite mezunu. 28 profesör, 10 doçent, 20 doktor, 105 master yapmış milletvekili var. Bir ilkokul, 11 ortaokul, 25 de lise mezunu bulunuyor.

RESMİ KONUTTA ÖNEMLİ ZİRVE (Star). Başbakan Erdoğan dün Başbakanlık’taki çalışmaların ardından Dışişleri Bakanı Gül ve Meclis eski başkanı Arınç’la biraraya geldi.

Siyaset gerçekten çok boyutlu ve çok bilinmeyenli bir denklem. Nasıl ki bir matematik işlemde bir rakamı yanlış yazdığınız zaman sonuna kadar işlem yanlış devam eder ve doğru bir sonuca da varılamazsa, siyasette de öyle.

Üstelik burada bir de dış etkenler var. İçeriden ve dışarıdan müdahaleler, dengeler, acayip bir şey… Dünkü haberlerimizde Amerika ile Türkiye arasında ortak bir PKK operasyonunun basına sızdığına dair bilgiler vardı hatırlayacaksınız.

Operasyonu sonuçsuz bırakan bu haberin Hillary Clinton tarafından basına sızdırıldığı söyleniyor. Niye? Edelman’a olan kini yüzünden. Düşünebiliyor musunuz elin Amarika’sında biri birine kızdı diye, bizim için hayati önem taşıyan bir konu güme gidiyor.

Bu operasyonun yapılması ile yapılmaması arasındaki farkı, bunun getireceği, götüreceği şeyleri, ülkeye kazandıracaklarını, kaybettireceklerini hesaplamak mümkün değil. Öyle olmadığı için, belki kaderimiz değişti, ama nasıl değişti, ne yönde değişti, daha mı iyi oldu, daha mı kötü oldu, onu da bilmiyoruz.

OPERASYONU SIZDIRAN HILLARY Mİ? (Hürriyet). Washington Post’un Türkiye ile ABD özel kuvvetleri PKK’nın kafasını kesecek gizli operasyon yapacak iddiası ABD başkentini karıştırdı. Hillary’nin Edelman’a olan kini nedeniyle bu operasyonu basına sızdırdığı sanılıyor.

Seçim öncesi bir araya gelmeye çalışıp bu işi yüzüne gözüne bulaştıran DYP ve ANAP kurmaylarının birbirlerini suçlamaları devam ediyor. Dün Erkan Mumcu’nun cevap mahiyetindeki bir mektubu yayınlanınca bugün de Ağar ona cevap vermiş.

Aslında kaybedilmiş bir seçimin davası olmaz diyeceğim ama, ikbal, gelecek için insanları gıcıklamaya devam ediyor. Yenilgiye rağmen kimsenin pek bir şeyleri bırakmaya niyeti yok.

OTUR YERİNE BENİ SÖYLETME (Hürriyet). Kendisine meydan okuyan Erkan Mumcu’ya sert yanıt veren Mehmet Ağar, saçma sapan şeyler yapmasaydın bu noktaya gelmezdik, dedi.

Hatırlarsanız ANAP-DYP birleşmesinde aktif rol oynayanlardan birisi de Sinan Aygün’dü. DP’den milletvekili adayı da olan Aygün, birleşme fiyaskoyla sonuçlanınca, seçimde alınacak neticeyi, daha doğrusu alınamayacak neticeyi farketmiş, barajı aşamayan bir partinin adayı olmaktansa istifa etmeyi uygun bulmuştu.

Aslında bu ileri görüşlülüğünden dolayı Aygün’ü tebrik etmek, iki ay boşa kürek çeken Ağar’ın öngörülerine de şüpheyle bakmak gerekir. Neyse, şimdi DP’nin başına Aygün’ün getirilmesi düşünülüyormuş. Ne dersiniz, tutar mı sizce?

DÜN DÜNDÜR, BUGÜN AYGÜN (Sabah). ANAP’la ortaklık bitince DP’den aday olmaktan vazgeçen Sinan Aygün, Ağar’ın yerine aday.

Gazetelerde biraz küçük puntoyla sessizce yer almış bir haber… Bizimkiyle ne kadar benzeşir, örtüşür elbette tartışılır. Ama yine de olumlu yönleriyle belki örnek alınacak belki ibret alınacak bir yeri vardır diye önemsiyorum.

KUZEY İRLANDA’DAKİ İNGİLİZ BAYRAĞI İNDİ (Hürriyet). İngiltere tarihinin en uzun askeri misyonu Bayrak operasyonu sona erdi. İngiliz ordusu tam 38 yıldır 300 bin asker bulundurduğu Kuzey İrlanda’daki varlığını dün gece sessizce sona erdirdi.

Dünkü gazetelerde yine bir haber vardı hatırlayacaksınız. Alaaddin Çakıcı’nın oğlu güpegündüz bir oteli basıp silahlı çatışma çıkarmış ve üç garson yaralanmıştı.

Bugünkü haber olayla ilgili görgü tanıdığı bulunamadığı ve kimsenin kimseden şikayetçi olmadığı hakkında… Ne kadar inandırıcı değil mi?

Şimdi gelin bu ülkede adaletli bir iş yapılabileceğine inanın. Böyle bir davayı hangi hakim, hangi şartlarda, nasıl yürütür bir düşünün.

İşin tuhafı Alaaddin Çakıcı, oğlunu bu işlerden uzak dursun diye yurt dışında okutmuş. Şu anda Amerika’da üniversite öğrencisi olan bir genç, sanki babasının veliahtı olmayı hakettiğini ispatlatırcasına bir olaya girişiyor. Ortada ne suç var ne de suçlu.

KİMSE GÖRMEMİŞ (Milliyet). Ali Çakıcı adamlarıyla gündüz vakti otel basıp 3 kişiyi yaraladı. Otelde 300 kişi olmasına rağmen ortada tek bir görgü tanığı yok.Üstelik taraflar birbirinden de şikayetçi değil.

OKUMUŞ ÇOCUK (Vatan). Bodrum’da otel basıp arbede çıkaran Alaaddin Çakıcı’nın oğlu Ali, ABD’de üniversite okuyor, iki yabancı dil biliyor.

Seçim sonuçlarıyla ilgili analizler yaparken, İstanbullu 6 seçmenin doğudaki bir seçmene eşit olmasının “eşitsizlik” olduğunu 29 Temmuz’daki bir yazımda anlatmaya çalışmıştım. http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=54719

Bugün bir gazetede bununla ilgili bir haber var:

BATI’DA VEKİL PAHALI (Radikal). Küçük illerdeki bir vekile 30 binden az oy yeterli, büyüklerde 80 bin de az..

Son zamanlarda pek duyulmasa da, bir kapkaç sorunumuz vardı. Hatta daha da genişletilmiş bir suç çetesinden bile bahsedebiliriz. Ve bunlar daha çok doğu ve güneydoğudan özel getirtilmiş çocuklardan oluşuyordu.

Yaşları küçük olduğu için ceza almadan salıverilen bu çete üyeleri, hem deneyim kazanmış olarak, hem de kısa süreli de olsa bir yakalanma ve tutuklu hayatı yaşadıkları için kin ve nefret dolu olarak tekrar aynı suçu işlemek üzere karşımıza çıkıyorlardı.

Oysa yaşı küçük suçlular için bir ıslahevi olması, bunların tekrar suç işlemeyeceği zamana kadar buralarda hem tedavi edilmesi hem de toplumdan uzak tutulması gerekiyor ki, suçlar azalsın, suçlulara karşı caydırıcı bir önlem alınmış olsun.

Bugünkü haberlerden biri de bir hakimin bu konudaki görüşlerini yansıtıyor. Bence bu tip olayları kamuoyuna haber diye vermek yerine ilgililere rapor olarak sunmak lazım. Vatandaşın buna karşı yapacağı ne olabilir ki…

KÜÇÜK KAPKAÇÇILAR ISLAH EDİLENE KADAR YATMALI (Vatan). Sadece çocuklardan oluşan şebekeler var. Çok sayıda sabıkası olan çocuk, çıkıp tekrar hakim önüne çıkıyor. Oysa çocukların ilk suçu işledikten sonra ıslah olana kadar cezaevinde kalması lazım.

Üniversite sınavlarına biliyorsunuz 1 milyon 700 bin civarında öğrenci girdi. Bunlardan ancak % 15’inin bir yere girebilme ihtimali var. Kazananların sevincinin ne kadar büyük olduğunu biliyorsunuz.

Sınavı iyi dereceyle kazanıp önemli bir üniversitenin herhangi bir fakültesine girme imkânı yakalama şansını elde etmek ister misiniz? Kim istemez ki diyeceksiniz.

Mesela 179. olup Boğaziçi Uluslararası İlişkiler bölümüne girmeyi düşünür müsünüz? Elbette, ben bile isterim. Aynen dediğim gibi 179. olarak buraya girebilecek puana sahip bir öğrenci var. Adı Bünyamin Tutak.

Yalnız Bünyamin’in bir kusuru var. 38 gün devamsızlık yaptığı için sınıfta kalmış, yani liseden mezun olamamış. Ve ÖSS’yi kazandığı halde bir yere giremiyor.

ÖSS’Yİ KAZANDI AMA DEVAMSIZLIKTAN LİSEYİ BİTİREMEDİ (Zaman). Çapa Anadolu Öğretmen lisesi’nde okuyan Bünyamin Tutak, eşit ağırlık alanında 372 puanla Türkiye 179.su oldu. Boğaziçi Uluslararası İlişkiler’e girebilecek durumda olan Tutak, 38 gün devamsızlığı olduğu için mezun olamadı.

Türkiye’nin güney, güneydoğu ve doğusunda uzun bir sınır var. Bu sınır yıllarca mayınlarla döşeli kaldı. Bu arada binlerce insan buralardan kaçak geçiş yaparken, öldü, yaralandı, sakat kaldı.

Bu bölgenin insanı bu yüzden çok zarar gördü. Şimdiki PKK belasının temellerinde bu mayınlı günlerin yattığı bile söylenebilir.

Ayrıca Türkiye’nin bu bölgelerdeki sınırları boyunca sınırın hemen ötesindeki ülkelerde bereketli bir petrol alanı var. Bizim tarafta da bu petrolün olması lazım diye hep aklımıza gelirdi.

Son zamanlarda sayısı az da olsa bazı kuyular açıldı ve verimli şekilde çalışıyor. Belki bu konuda daha fazla gayret gösterip yeni kuyular açmamız lazım.

MAYINLI TOPRAKTAN PETROL FIŞKIRIYOR (Yeni Şafak). Suriye sınırında açılan 25 kuyudan 21’inde başlayan petrol üretimi iki katını aştı. Günlük üretim 2500 varile yükseldi.

Gazetelerdeki günün diğer manşetleri de şöyle:

SEN DE Mİ BELGİN (Akşam). Sezer’in protokol müdürü Belgin Birengel’in kız kardeşi AKP’nin vekil adayı çıktı. Tecrübeli bürokrat AKP’ye çalıştı diye şikayet edildi.

HİZMET AĞAYI DA AŞİRETİ DE YENDİ (Bugün). Seçim sonuçları doğunun ezberinin bozulduğunu gösterdi. Ağa buyruğu sandığa yansımadı, aşiret desteği yetmedi.

FABRİKA BAHÇESİ DEĞİL, ZEHİRLİ ATIK TARLASI (Bugün). Çerkezköy’de bir ilaç fabrikasını basan polisler şoke oldu. Tesisin bahçesine gömülmüş çok sayıda atık varili bulundu.

UZANLAR’IN BİR SIRRI DAHA ÇÖZÜLDÜ (Bugün). Polonya’daki çimento fabrikasını devrettikleri 6 firmanın sahibi, Ürdün’deki şirketleri çıktı.

BUĞDAY BİLE TÜKENDİ (Cumhuriyet). Hükümetin tarım politikaları ve artan kuraklık nedeniyle 1, 5 milyon tonluk ithalat zorunlu hale geldi.

SU BİTECEK DİYE 2000’DE UYARDIK (Hürriyet). İzmit Yuvacık Barajı’nı işleten Thames Water Şirketi’nin direktörü Evren Köprülü, bilinçsiz su kullanımı nedeniyle Türkiye’yi zor günlerin beklediğini söyledi.

SUSUZLUK KORKUSU (Posta). Ankara’da su kesintisi bugün başladı. Su bidonları karaborsada. İçme suyu fiyatları arttı. Susuzluktan başkentte okulların 15 Ekim’de açılası gündemde. İstanbul’un 115 günlük suyu kaldı.

ANAYASA TASLAĞINA İLK TEPKİLER OLUMLU (Radikal). AKP’nin yeni Anayasa girişimi için CHP’li Kart, ihtiyaç var, ancak samimi olmalılar, dedi. MHP’den tepki geldi. DTP’liler Olumlu, ama eksik diyor.

YÜZ YILLIK SARHOŞLUK (Sabah). Alkollü kaza yapıp 4 kişilik aileyi yok eden emniyet amirine savcı 100 yıl hapis cezası istedi.

ORMAN ÖZELSE KESER (Sabah). Acaristanbul’da yıkımı engelleyen mahkeme kararında “Orman özelse kesilir” denilince tartışma çıktı.

LAPTOP UÇAK DÜŞÜRMÜŞ (Star). ABD’de geçen yıl yaşanan uçak kazasına diz üstü bilgisayarın neden olduğu açıklandı.

İLK JEST KERKÜK (Star). Financial Times Gazetesi Kerkük referandumunun ertelenebileceğini yazdı. Bu gelişmede Türkiye’nin ABD’ye yönelik baskısının etkili olduğu konuşuluyor.

181 BİN POLİSE ZAM (Star). Seçim sonrasına bırakılan ve en düşük kıdemli polise 200-300 YTL zam öngören tasarı hazır.

BABAMIN BİR CANAVARI VARMIŞ (Takvim). Acı ama gerçek… Bilgisayar ve oyun bağımlısı çocuklar babaları öldüğünde böylesine akıl almaz tepkiler veriyor. Oyun tutkusu minikleri robotlaştırıyor.

HAVADAN SUDAN TATİL (Takvim). Susuzluk nedeniyle Ankara’da okulların 1 ay geç açılması isteği, Milli Eğitim Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bakan Çelik erteleme gündemimizde var dedi.

YABANCI YATIRIM İKİYE KATLANACAK (Türkiye). Türkiye’deki yabancı işadamlarının yüzde 64’ü yeni yatırımlar yapacak.

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ? (Vatan). Barajların dibi göründü. Havalar böyle devam ederse Türkiye suyun yanısıra, elektrikte de büyük darboğaza girecek Tarım çoktan darbe yedi, fiyatlar tırmanıyor.

MAVİ DOSYA BUSH’TA (Yeni Şafak). Türkiye’ye giren ABD silahlarının seri numaraları, kullanıldıkları olaylar, kaçakçıların isimleri ve uluslararası bağlantılar Mavi Dosya ile ABD’ye iletildi. Başkan Bush’a ulaşan dosyaya henüz cevap gelmedi.

DÖNERSEM ÖLDÜRÜRLER (Yeni Şafak). Irak’a Asya Kupası’nı kazandıran Türkmen futbolcu Yunus Mahmut ülkesine dönemiyor.

YABANCIDAN TÜRKİYE’YE TAM NOT (Zaman). Seçimin hemen ardından 27 ülkeden iş görüşmesi için talep geldi. Hindistan, Japonya ve Çinli işadamlarından Türkiye’ye büyük ilgi var. Türkiye’deki yabancı şirketlerin yüzde 64’ü yeni yatırımlara hazırlanıyor.

Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..