1.Ayak 11-11=1-0

Türkiye Kupası, lig maçları ve ikinci yarıya çok hızlı bir başlangıç!

Bu yıl Fenerbahçe, Bursaspor ile beş maç yapacaktı. Bu maçların ilk üçü bitti. Geriye bu maçların rövanş niteliğindeki Bursa ayağı kaldı.

Bu güne kadar Fenerbahçe, Bursaspor ile oynadığı üç maçı da kazanarak, Bursaspor karşısında bariz bir üstünlük sağladı.

Evet, Fenerbahçe bu yıl ilk kez rakiplerle eşit mücadele etti! Yani 11 e 11 şeklinde maç yaptı. Ne zamana kadar? Maçın 75. dakikasına kadar! Ne zaman oyuna Guiza girdi, Fenerbahçe yine eski düzenine döndü. Bu seferde 10 a 11 şeklinde maç bitti.

Maça gelecek olursak; maç mücadele dolu, karşılıklı ataklarla ve özellikle de Fenerbahçe’nin bariz bir üstünlüğü ile skordan da anlaşılacağı üzere sona erdi.

Maç esnasında Bursasporlu oyuncuların aşırı sertlikleri, zaman zaman kendini gösterdi!

Bence ceza sahası içinde Lugano’ya yapılan arkadan çekme olayı penaltı idi. Ayrıca Roberta Carlos’a çok sert giren Ali Tandoğan’a kırmızı kart gösterilmeliydi.

Fenerbahçe’nin yeni transferi Gökhan Emreciksin de maçın 70. dakikasında oyuna girerek, oyunda kaldığı süre içinde hiç de fena bir oyuncu olmadığını herkese gösterdi.

Bu günkü maçta şunu gördük. Koşup mücadele eden, eli belinde dolaşmayan oyuncuları seyretmek göze daha hoş geliyor.

Bu gün Fenerbahçe’de yasak savmaya çalışan veya arkasında başkan desteğini hissedip, oyunu ipe seren(!) yoktu! Herkes belli bir görev anlayışı içinde görevlerini yapmaya çalıştı.

Bir de kaleci Volkan Babacan’a değinmek istiyorum. Fortis Türkiye Kupası maçların büyük bir başarı gösterdi. Bu güne kadar oynadığı 5 maçta gol yemedi. Fenerbahçe’de kale emin ellerde.

Fenerbahçe elindeki bu kadroya sezon sonunda sahip çıkabilir mi? Basına yansıdığı kadarı ile Semih için Juventus, Gökhan Gönül için ÇSK Moskova, Lugano için Lazio, Deivid için kendi ülkesinde birkaç takım, kaleci Volkan için Olimpiakos, Selçuk için iki İtalyan ve bir İspanyol takımı istekte bulunuyormuş. Bu kadar oyuncusu istenilen bir takımda, bu oyuncuları elde tutmak zor olsa gerek! Burada Başkan ve yönetime büyük görev düşüyor. Birisi giderse kıyameti koparırlar. Bir Aurello’nun gitmesi, hala koskoca Fenerbahçe için sorun olarak gösteriliyor!

Netice olarak ciddiye alınan her maç, bence seyredilmeye değer!