Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '14

 
Kategori
Futbol
 

1. kuşak devrini tamamlıyor. Bize düşen, 2. kuşak devrimcilerimizin önünü açmak.

1. kuşak devrini tamamlıyor. Bize düşen, 2. kuşak devrimcilerimizin önünü açmak.
 

O, Türk Futbolu'nun en büyüğü olacak. Yeter ki bunu, gerçekten istesin.


Kapkara bir dönemin - şerefli mağlubiyetler dönemi - ardından, Türk Futbolu'nun başını yerden kaldıran, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda ilk kez yarı final oynayacak ( Mustafa Denizli ) UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı alacak ( Fatih Terim ) Türk Milli Takımı'nı Dünya 3.sü yapacak kadar ( Şenol Güneş ) şaha kaldıranlar; futbolumuzun 1. devrimci kuşağı, devrini tamamlıyor maalesef! Bize düşen, 2.kuşak devrimcilerimizin ( Ertuğrul Sağlam, Mehmet Özdilek, Sergen Yalçın ) önünü açmaktır.

1.Kuşak devrimcilere, Yılmaz Vural'ı da eklemek zorundayım. " Peki o neyi başardı ki, onu da devrimci teknik adamlarımız arasında sayıyorsun? " derseniz... Türk Futbol Tarihi'nde onun kadar çok takımı çalıştırmış ( 26 yıllık kariyerinde 22 takım ); gittiği hemen hemen her yerde sahip olduğu imkanlar dahilinde takımını gelebileceği en iyi yerlere taşımış bir tek teknik direktörümüz daha yok! Bana inanmayan, futbolumuzun geçmiş dönem istatistiklerine baksın. Vural, tek başına Anadolu Futbolu'nu fetetti. Daha ne yapsın?

Ne Denizli'nin, ne Terim'in, ne de Güneş'in benim gibi bir futbolseverin övgüsüne ihtiyacı var. Onların başarılarını inkar edeni, Allah çarpar çünkü.

Asıl mesele, sadece onlara iş işten geçmeden hakkını teslim etmek, teşekkür etmek değil... Asıl mesele, Bursaspor'u şampiyon Yapan Ertuğrul Sağlam'ı, Antalyaspor'u 5 yıllık istikrarlı, başarılı bir teknik direktörlük pratiği sonunda tarihinin en iyi yerlerine getiren Mehmet Özdilek'i, Futbolculuğundan çok daha büyük bir teknik direktör olma potansiyelinin sahibi Sergen Yalçın'ı hak ettikleri oranda layık oldukları yerlere taşımaktır. Bu, her gerçek Türk Futbolseverinin birinci görevidir. Böyle biline...

Ertuğrul Sağlam, Bursaspor'u Türkiye Süper Ligi'nin 5.şampiyonu yaptığında; genç teknik adamlar içinde, sahip olunabilecek en büyük kişisel kredinin, prestijin dişiyle, tırnağıyla kazanılmış en haklı sahibi oldu.

Mehmet Özdilek, herkeslerin ümit kestiği Antalyaspor'u; nerelerden alıp, nerelere taşıdı. Vicdan ve adalet sahibi, futbol bilgisi yeterli her kişi, Mehmet hocayı gönülden takdir eder. Ve elindeki imkanlar genişletildiğinde, neler yapabileceğini şimdiden tahmin edebilir. Mehmet hocanın kazanacağı başarılar, kimseyi müneccimlik yapmak zorunda bırakmayacak kadar ortadadır. Yolun açık olsun sevgili Özdilek...

Sergen Yalçın'dan bunca umutlu olmam, elbette sadece 6 haftasını geride bıraktığı Gaziantepspor deneyimi değil...

Sergen, belki de futboluımuzun, gelmiş, geçmiş en yaratıcı zekalı futbolcusuydu... O zamana kadar görülmüş, en açık sözlü, en kompleksiz adamı... Sonsuz bir özgüvenle beslenmiş, doğal ve delikanlı bir adam... Doğruyu söylerken, en rahat tavırları takınan... 20 yılı aşkın zamandır izlediğim futbolcu kimliği, insan yanı, hiçbir zaman eyyamcılık yapmaya tenezzül etmedi. Benim tanıdığım Sergen, dikbaşlı, onurlu, yüreğinde adalet duygusu taşıyan, sağlam bir adam... Ondandır ondan bu kadar umutvar olmam... Yoksa topu topu 3 - 5 haftalık bir futbol başarısı değil...

Sorumsuzluk duygusunu yenebilirse... olağanüstü futbol zekasına, Terim'inki kadar olamasa da, çalışkan bir futbol adamı ruhunu giydirebilirse... Tek kişilik solo bir gösterinin ışıltılı ama yapayanlız şovmeni, Süperman'ı olmak yerine; alçakgönüllülüğü elden bırakmayan gerçek bir lidere dönüşebilirse... Belki de Türk Futbolu'nun bugüne kadar şahit olduğu en büyük teknik adam olacak. Hatta, Fatih Terim'den de büyük...

Ya da onu sürekli tökezleten kararsızlığına, zevke, sefaya düşkünlüğüne, sabırsız, sebatsız, iradesiz yanına yenilip, en kolayı seçerek kısa süreli, geçici başarıların bir parlayıp bir sönen, varlığıyla yokluğu belirsiz, istikrarsız, güven vermeyen, sadece para kazanmayı düşünen dar düşünceli, küçük hesapların adamı olmayı isterse, en kestirmesinden... Vay haline! Yazık olur Türk Futbolu'nun geleceğine...

Sergen, futbolumuzun en büyüğü olabilir. Yeter ki, yeteri kadar istesin.

Hamza Hamzaoğlu'nun Akhisarspor'u Bankasya Lig'de şampiyon yapıp, ne kadar güç şartlarda mücadele ederek, Süper Lig'de tuttuğu geçen sezonu; ve bu sezonki başarılı teknik adamlık performansını fark etmeyenininiz var mı? Sanmam.

Hamza Hoca, Fatih Terim'in parlak başarılarla dolu kariyerinin verdiği güveni, deneyim deryası futbol vizyonunu arkasına alsın ve onun sarsılmaz, yıkılmaz cesaretini... Bunu başardığında, emin olun ki, en aydınlık futbol günlerimizin habercisi olacaktır. Yeter ki, Akhisarspor'da, milli takımda ya da başka bir Anadolu takımında daha istikrarlı, güven veren futbol çizgisini sürdürebilsin.

Ve en başında da söylediğim gibi, asıl mesele, sadece efsanevi futbol adamlarımıza vefa göstermek, övgüler dizmek değil... Asıl mesele, 2.kuşak futbol devrimcilerimizi de, layık oldukları yerlere taşımaktır.

Çünkü onlar, bugüne kadar yaptıklarıyla bunu çoktan hak ettiler. Bundan sonra bize düşen, 2.kuşak futbol devrimcilerimizin önünü açmaktır. Hem de sonuna kadar.

Ne dersiniz? Haksız mıyım?

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..