Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

1 Mayıs 2008 Haberleri

İnternetten 1 Mayıs 2008’in olaylara gebe olduğunu okuyunca, aslında o gün sokağa çıkmamaya karar vermiştim. Serseri bir merminin, taa Taksim’den gelip beni bulabileceğini düşündüm.

Saat 11’de uyandım.

Kahvaltı, günlük yazma ve internetten gazete okumalarım bittiğinde, havaya baktım. Çok güzeldi. Sokağa çıkmaya karar verdim.

İlk önce Kasımpaşa Cami-i Kebir’inin yanındaki ihtiyarlar kahvesine gittim.

Orada bitişik nizam, yanyana 3 kahve vardır. Ben hep ortadakine otururum.

Geliş yolumdaki ilk kahvede, tipleri Kasımpaşa ortamı içinde hemen göze çarpan, 20 yaş altı, gençler vardı: 3 kız, 2 erkek. Kızlardan biri kızıl saçlıydı. Gözüme o çarptı.

Onların Kasımpaşa’nın kozmopolitleşmesine neden olan sanatçılardan olup olmadığına karar veremedim. Beynim de konunun üzerinde durmadı, çünkü hava çok güzeldi.

U dönüşlü br rotayla, DiaSa’dan Çene Suyu şişelerimi yüklendim. Onları eve bırakıp, yeniden sokağa çıktım.

Bu kez, bizim sokağa oldukça yakın bir yerde, polis engelleri vardı. Polisler de vardı. Bir genç erkek depar attı. Yola fırladı. Az kaldı eziliyordu. Siviller yetişti, yakaladı. Sivil halk durumu yalnızca seyretti.

Lemar’dan ikinci tur alışverişimi yapmış dönerken, yine cami civarında, ikinci tur olarak bu kez daha kalabalık gençler grubu gördüm. Onlar çok daha fazla göze batıyorlardı.

Eve dönüp internete baktım. Kurtuluş, Dolapdere ve Tarlabaşı’ndan gençler Taksim’e yürümüşler ve yoğun polis müdahalesiyle karşılaşmışlar. Alman Hastanesi ve Taksim İlkyardım Hastanesi acil bölümleri, biber gazından nasibini çok fazla almış. 500 kişi gözaltına alınmış.

10.000 genç diyelim. Ölümü ve işkenceyi göze almışlar. ‘Aferin’ ya da ‘yuh’ demek, bana düşmez.

Bana o 10.000 kişiden yalnızca biri gerekli. IQ’su, bir hesaba göre 140, bir hesaba göre 180 üzeri olan biri. Erkek veya kız.

O insan, işkence ve ölüm yerine, benim gibi 40 yılda 10.000 yerine, 20 yılda 20.000 kitap okuyup, yepyeni bir dahi türü olmayı düşünür müydü?

1 Mayıs emekçinin bayramı. Beden emekçileri denli, beyin emekçilerinin de... İnsanlar 20 yılda emekli olabildi ve emekli maaşı alabildi ama hiçbiri beyin emekçisi olamadı.

Yaşamımda, 1980 öncesi dahil, hiçbir mitinge katılmadım. Sürü olan hiçbirşey bana göre değil. Toplumcu da değilim, bireyciyim. İlk dünya fatihi İskender’in peşine danışman olarak takılan Aristo yerine, iç savaşta Çin Seddi’ni batıya doğru geçip, izini silen Lao Tzu olmayı yeğlerim, öyle de yaptım zaten...

İlk ‘1 Mayıs’ metnim, ‘1 Mayıs 3008 Haberleri’ idi. İkinci ‘1 Mayıs’ metnim, ‘1 Mayıs 2008 Haberleri’ oldu.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..