Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '10

 
Kategori
Haber
 

1 Mayıs 2010, Taksim'de olmak güzeldi...

1 Mayıs 2010, Taksim'de olmak güzeldi...
 

1 Mayıs 2010 İşçi bayramı...


Otuz iki yıl aradan sonra Taksim 1 Mayıs mitingine açılmıştı. Sabah sekizde kalkıp dokuz otuzda yola koyuldum. Motora binip Kabataş’a vardığımda funikulerin çalışmadığını öğrenince Dolmabahçe’ye yöneldim. Bazı gruplar (sendikalar, partiler) yokuşta sıralanmışlardı. Komut verilince hareket ediyorlardı. Marşlar, sloganlar, şarkılar, türküler, davullar, zurnalar, oynayanlar bayram yeri gibiydi. Ben de yavaş adımlarla kah onlara katılarak kah fotoğraf çekerek, yüzümde mutlu bir gülümsemeyle başladım onlarla yürümeye…

Taksim’e vardığımda henüz tüm gruplar gelmemişti. Gruplar yaklaştıkça mikrofondan anons yapılan yerlerine “Hoş geldiniz” diye karşılanarak geçiyorlardı. Saatler ilerledikçe gözlerime inanamadığım bir kalabalık oluştuğunu gördüm. On binler kitleler halinde geliyorlardı. Sırf gruplar değildi gelenler, bireysel gruplar, bebeklerini-çocuklarını alıp gelen aileler, 80-90 yaşlarında insanlar görerek mutlu oldum. Sık sık çalan 1 Mayıs marşını duyduğumda ise hüzünlü duygular yaşadım. O marşı dinlerken bazı olaylar bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden. Yetmişli yıllardaki sağ-sol çatışmalarını düşündüm. Sol bölgede olan evimden çıkıp sağ bölgeden geçerken elimde tuttuğum Yeni Ortam gazetemi özellikle görünür vaziyette tutuşumu hatırladım. (O günlerde okuduğun gazeteden siyasi görüşün belli olduğundan gazetelerin ismi gizlenirdi) Akşamları evimizde otururken duyduğumuz silah sesleri, sokakta koşan gençler, her an kendinizi bir çatışmanın ortasında bulma ihtimaliniz, üniversitelerde yaşananları hatırladım. Arkadaşımın ağabeyinin Ümraniye’de kayboluşunu, annesinin mezarı bile olmadığı için gözünün açık gittiğini hatırladım. Deniz Gezmiş’in bayrağın üzerindeki fotoğrafını gördüğümde ise gözlerimin dolmasına engel olamadım. İstanbul Taksim’de beş yıl birlikte çalıştığım müdürüm, öğleye doğru İzmir’den bana gönderdiği telefon mesajında: “Şimdi İstanbul’da olmak vardı” diyor ve kutluyordu… Hemen aradım: “Semra’cım Taksim’deyim, senin de yüreğinin burada olduğunu biliyorum” dedim ama gürültüden fazla konuşamayıp kapattık.

En çok katılımlı 1 Mayıs mitinginde gördüğüm insan manzaraları içimde büyüyen öfkeyi daha da büyüttü. Binlerce işçi ellerinde bayraklar, pankartlar kendilerine yapılan haksızlığı, alamadıklarını haklarını, yaşamlarındaki zorlukları dile getirmek için toplanmışlardı.Yaşlı, genç emekçiler… Yüzleri, elleri, bakışları yorgun emekçiler… Haklarını alamamaktan mutsuz, umutsuz emekçiler… Yüzlerine baktım, o an bir şeye takıldım ve düşündüm… Ne farkları vardı başımızda olanlardan… Hiçbir farkları yoktu, sadece bazı kullarına Allah yürü ya kulum demişti… O kadar…

1 Mayıs 2010… Taksim’deydim, yalnızdım, kendimleydim, emekçilerleydim… Arkadaşlarımla buluşmaya giderken Nevizade’ye hem mutlu, hem hüzünlüydüm…

Tüm emekçilere sevgimle...

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..