Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

1 mayıs feodal ve radikal azınlık kültür yerine işçinin emekçinin bayramı olabilecek mi?

1 mayıs feodal ve radikal azınlık kültür yerine işçinin emekçinin bayramı olabilecek mi?
 

Bu görüntülerin bir bedeli mutlaka birileri tarafından bugün ve gelecekte ödenecektir.


Tarih tekerrür dalgalarının üzerinde yeniden geldi. DİSK ve KESK toplumsal destekle, radikalliğin dalgalarında gezinenlere kucak açma farkını hala anlamamış görünüyor. İstanbul'da Türk işçilerinin 31 yıldan sonraki gösterisi bir zaman makinasında donmuş kalmış gibiydi. Hadi uyan denildiğinde 31 yıl önceki hale uyanmışlardı. Polisler, işçiler ve radikal gruplar.

Ne kadar ayıp varsa tümü gerçekleşti. Provokasyon bu kez daha çok yan ve alt sokaklardaydı. Sol gelenekle uzaktan bile bağı olamayacak bozguncu gruplar halk ve yaşam üzerinde hatırlanmayacak görüntüler bıraktılar. Polisin şiddet eğilimi üzerinde uzun süredir duruyoruz. Bu eğilim ayrıca araştırma konusu olmaya aday görünüyor. Bu analizde daha çok işçi örgütlerinin durumunu ele alacağız.

DİSK ve KESK in radikal toplumun binde bilmem kaç küsürüne etkileyen radikal ve varoş grupları ile bağlarını koparamaması, onları toplumsal muhalefet yerine koyup arasına alması nedeniyle imajı 80li yılların başından da kötü hale geldi. İşçi hakları mücadelesi kendi gerçekliğinden ve alanından neden bu denli uzaklaşıyor sorusunu işçi önderlerinin kendilerine sorması gerekiyor.

Sendika ve işçi örgütlerinin görevi tüm topluma mesaj vermek yerine üyelerini daha iyi koşullarda çalışma hakkı sağlamak ve yaşam koşullarını düzeltecek çözümler aramak olmalıdır.

Gösteri sırasında grupların Taksim meydanında ve anıtta gerçekleştirdikleri sakillik, aşırılık, anıtın işgal edilmiş görüntüsü verilerek bayrak ve militanlarca işgal edilmiş resim çizmesi toplumsal muhalefet geleneği için hiç iyi sonuçlar vermeyecektir.... İnce hesaplanmamış her davranış barış mesajlarının otobüs üzerinden uçup kaybolmasına veya şekilden ibaret kalmasına neden olacaktır.

Toplumsal mücadele, temsilcilere dayanarak yürütülemez. Kaldı ki temsilcilerin konuyla kimin tarafından ilişkilendirildiği de belli değildir. Toplumsal destek ve mutakabat aradığınızda herkes önünüze Taksim’de çekilmiş aşırılık fotoğraflarını koyacaktır. Taksim’de itişme kakışma olmadığını söylemeniz oradaki aşırılıkları örtmez. Zaten asıl aşırılık o alanın ve hakların belli grupsal çıkarlar için hoyratça kullanılmasıdır.

Türk toplumunun bağrından çıkıp ona yabancılaşan, en önemli sembolü olan bayrağı ve ulusal marşını unutan işçi birlikleri bu halleriyle hiç bir talepleri için haklı haksız toplumdan destek bulamayacaklardır.

Azınlık kültürünün her alanda aşırı saldırıları, gündemde kalma ısrarı ve kini kullanarak toplumsal mutakabatta bir yere gidilemez. Gösteri için alanda seçilen müzikler, halaylar ve davranış modelleri halkın tümün kucaklamaktan uzak, belirli bölge baskısı taşıyan, bölgesel çağrışımlar verdiler.

İşçi sınıfının, geleceği açısından toplumda modern işbirlikleri yerine feodal geleneklerle işbirliğine girmesi, feodal düşünce temsilcileri ve ayrılıkçılar tarafından sarmalanması, teslim alınması geleneği bu sene bir kez daha görüldü. Feodal geleneklerden gelen müzik ve davranışlar, siyasi duruşlar DİSK ve KESK in hakim davranışı yerine geçmeye başladı.

Fast foodun ve kebabın Türk yemeklerine yaptığını feodal kültür, toplu davranış geleneğimiz, müziğimiz, dansımız ve davranışlarımız üzerinde yapıyor. Esprilerimiz, konuşmalarımız hep asimile edilmekten şikayet edenlerin bağırtıları arasında asimile olma tehlikesi yaşayan asil kültürün külleri üzerinde gerçekleşiyor.

Gelecek on yılda toplumsal gelişimde bu kimliği ile işçi sınıfına güvenemeyeceğimizi bir kez daha görmüş olmanın sancısını duyacağız. Onlar esastan çok biçim üzerinde yürüttükleri ısrarı sürdürmeleri ile tanınıyorlar zaten. Oysa toplum onlardan gerçek dönüşüm projeleri, krize karşı güçlü yapılar ve planlar istiyor.

Seçimlerde bilmem binde kaç küsür almış partiler, marjinal düşünceler ve radikal gruplar varlıklarına saygı duyduğumuz ama ağırlıklarından rahatsız olduğumuz bir yerde dinamiğin tam da orta yerinde yer almaktadır. Burada oluşan resim birbirine girmekte ve görüntü kirliliğine yol açmaktadır.

DİSK ve KESK in kısa dönem içerisinde net bir şekilde kimlikleri üzerinde düşünmeleri ve bunun ne olduğunu toplumla paylaşmaları gerekmektedir. Yoksa toplumsal barış fotoğrafında değil karmaşa fotoğrafında yer almaya devam edeceklerdir.

<ımg alt="Yabancı ajanslar dünyaya Türkiye'deki 1 Mayıs'ı böyle geçti / 26" src="http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Yabancı%20ajanslar%20dünyaya%20Türkiye'deki%201%20Mayıs'ı%20böyle%20geçti/F01133315.jpg" border="0">

Taksim anıtında verilen fotoğraf sakil ve şık değil. Atatürk'ün anısını bu konularda alet etmek yakuşmadı.

<ımg alt="Yabancı ajanslar dünyaya Türkiye'deki 1 Mayıs'ı böyle geçti / 25" src="http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Yabancı%20ajanslar%20dünyaya%20Türkiye'deki%201%20Mayıs'ı%20böyle%20geçti/F01133215.jpg" border="0">

Fotoğraflarda tek bir Türk Bayrağı taşınmaması Cumhuriyet Mitingleri ile aradaki farkı gösterdi.

<ımg alt="Yabancı ajanslar dünyaya Türkiye'deki 1 Mayıs'ı böyle geçti / 16" src="http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Yabancı%20ajanslar%20dünyaya%20Türkiye'deki%201%20Mayıs'ı%20böyle%20geçti/F01112625.jpg" border="0">

Fotoğraflar: Ajanslar ve Hürriyet

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..