Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

1 Mayıs nasıl kutlanacak?

1 Mayıs nasıl kutlanacak?
 

Kanlı 1 Mayıs’ın üzerinden 33 yıl geçti. 34 masum insanın öldüğü 1 Mayıs 1977, o günleri yaşayanların belleklerinden bugün de silinmiş değil.

İşin içinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ’nin olduğu, katliamı CIA ajanlarının bir gün önce yerleştirildikleri Intercontinental Oteli’nden açtıkları ateş sonucunda gerçekleştirdiği yolunda çok şey yazıldı, çizildi, kitaplara konu oldu ancak gerçek failler kesin olarak gün ışığına çıkartılamadı.

Sağ-sol çatışmaları, kanlı 1 Mayıs olayları 12 Eylül’ün hazırlayıcısı oldu. Ve 12 Eylül Türk Solu’nun üzerinden silindir gibi geçti. İşçi ve öğrenciler siyasetin dışına itildi. Lümpen bir gençlik yaratılması için her şey yapıldı. Düşünemeyen bir toplum oluşturuldu. Özal iktidarının açtığı “Çikita Muz” yolunda yürüyenler, Türk emperyalizmini dolayısıyla da bugünkü AVM’ leri oluşturdu. Millî Görüş'ün arka bahçesinde büyütülen şehzadeler bugün “seçilmiş padişah” konumuna getirildi.

1 Mayıs son olarak 1978 yılında kutlandı ve o tarihten sonra da yasaklandı. 1981 yılında da resmi tatil olmaktan çıkartıldı.

1 Mayıs yasaklandı yasaklanmasına da tartışmalar bitmek bilmedi. Pek çok kez Taksim’de izinsiz kutlama girişimleri sonucunda işçiler ayaklar altında çiğnendi. Üzerlerine tazyikli su, gözlerine biber gazı püskürtüldü. Tüm bu kargaşalar sonucunda Taksim’de kutlamalara izin vermeyen siyasi güç, kutlama adresi olarak Kadıköy Meydanı’nı adres gösterdi. Ancak Kadıköy Taksim değildi ve 34 kişi Kadıköy’de değil Taksim’de Kazancı Yokuşu’nda ölmüştü. Yani Kadıköy’ün bir anlamı yoktu. Asla Taksim Meydanı’nın yerini alamazdı.

Nihayet 1 Mayıs’ın, 2008 Nisan’ında “ Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kararlaştırıldı. (Daha önce çiçek ve bahar bayramı olarak kutlanırdı…) Geçtiğimiz yıl sınırlı ve kontrollü olarak, makul sayıda… işçinin Taksim Meydanı’na girmesine ve Kazancı Yokuşu’na çiçek bırakılmasına izin verildi.

İşçiler özgürce ve gönüllerince bayramlarını kutlayamadılar. Polis eşliğinde geldiler, Kazancı Yokuşu’na çiçek bıraktılar. Ve yine polis eşliğinde meydandan ayrıldılar.

Özgürlük olmayınca İşçi Bayramı’nı kutlamanın ne önemi olabilir ki?

Ve geldik 2010 yılına. Bu yıl 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin çıktı. Heyecan dorukta. Duvarlarda, geçitlerde 1 Mayıs davetleri. İşçi- emekçi dayanışma sloganları. Sol yumrukların havada sergilendiği afişler. Coşkuyu hissedebilirsiniz.

Ama yarın ne olacak? 1 Mayıs nasıl kutlanacak?

“İşçi Bayramı” olarak anılmaktan ısrarla kaçınılan, “işçi” kelimesinin bile vakvakları ürküttüğü, “Emek ve Dayanışma Günü” özgürce kutlanabilecek mi?

İşçiler bayramlarına ve haklarına özgürce sahip çıkabilecekler mi?

Yoksa geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine iktidara yakın sendikalarca yapılan düzenlemelerle makul sayıda işçi, polis eşliğinde meydana girip, Kazancı Yokuşu’na çiçek bırakıp, bir iki göstermelik halay çekip yine polis eşliğinde dağılacak mı?

Olası kışkırtıcıların ortalığı karıştırmasına ve istenmeyen olayların yaşanmasına polis elbette izin vermeyecektir. Üzücü olayların meydana gelmesini hiç kimse istemez. Ama alınan önlemler 1 Mayıs coşkusuna gölge düşürmemelidir.

Yarın olmasını istediğimiz; işçilerimizin hak ettikleri saygıyı görmeleri, bayramlarını coşku içerisinde özgürce kutlamaları ve meydandan neşe içerisinde olaysızca ayrılmalarıdır. Bunu sağlamak devletin olmazsa olmaz görevidir.

Çok şey mi istiyoruz?

1 Mayıs İşçi Bayramı tüm emekçilere kutlu olsun!

Tülay Hergünlü

İstanbul, 30.04.2010

 
Toplam blog
: 516
: 1080
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1955 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İstanbul'da uzun yıllar..