10 Aralık Hareketi. Teşekkürler.

CHP'den ayrıldığım ve kendimi siyasetten emekli ettiğimi sandığım sıralardı. Aklım sıra özgürlüğümün tadını çıkarıyordum. Ama siyasetten boşalan zamanlarımı anlamsız işlerle geçirdikçe içim içimi yiyordu. Gazetemi değiştirmeye karar vermiştim. Hürriyet'ten vazgeçip Milliyet almaya başladım. Bir işte çalışıyordum ve buna rağmen o kadar çok boş vaktim vardı ki mesai saatleri içerisinde gazetenin künyesine kadar her şeyi okuyordum. Bir gün Devrim Sevimay'ın meşhur pazartesi röportajlarından birine denk geldim. Bilgi Üniversitesi hocalarından Burhan Şenatalar'la yapılmış bir röportajdı. Burhan Hoca'nın anlattıklarını defalarca okudum. 10 Aralık Hareketi adında bir çalışmayı anlatıyordu. Sonlara doğru birde internet sitesinin adresini not düşmüşlerdi. Siteyi farklı zamanlarda birkaç kez ziyaret ettim.

Bahsedilen bu hareket çok uzun süredir düşündüğüm ve Türkiye'de solu yeniden iktidar rotasına sokabilecek entelektüel birikime sahipti. Birkaç gün sonra kararımı verip 10 Aralık Hareketi'ne mail atmaya karar verdim. Sonra nasıl olduysa içlerinde buldum kendimi.

Bir süre gidip geldim. Süre uzadıkça kendimi çalışmaların içinde buldum. Keyifli ve yorucuydu. Sohbetlerin ardı arkası kesilmiyor, herkes bilgisini ortaya koyuyor, fikirsel bir cenk yaşanıyordu. Kısa sürede içlerinden biri olduğumu hissetmeye başladım. İçimde kendi devrimimi yaptığımı hissetmek inanılmaz bir heyecanı beraberinde getirdi.

10 Aralık Hareketi'nde gördüğüm o anlayış, o sıcaklık, o samimiyet beni kalbimden vurdu. Tanıdığım insanların güleryüzünü gördükçe geriye dönüp kaybettiğim zamanların hesabını sordum kendime. Çok şey kazanacağımın farkına varmıştım. Başka bir yerde asla öğrenemeyeceğim şeyleri burada öğreneceğimin farkına varmıştım.

Bilgiye dayalı siyaseti, Kürt sorununa bakmayı, evrensel sosyal demokrat politikaları, devlet mekanizmasını, iktisadi kalkınmayı, ekonomik verilerle konuşmayı becermeyi, siyaset yapma tarzındaki farkları, fermuar yöntemini, gençlik ve kadın kotalarının önemini burada öğrendim. Başkanın önemsizliğinin, yoldaşlılık kültürünün, ortak dil oluşturmanın, kavga etmeden siyaset yapmanın değerini burada öğrendim.

Öğrendikçe öğrettiğimi gözlemledim. Hiçbir zorunluluğu olmamasına rağmen konuşmaya başladığımda beni dinleyen, not alan, önemseyen insanlar tanıdım. Verdiği sözleri tutan, geçiştirmeyen, görevini en iyi şekilde yapan insanlar tanıdım. Etik değerlerinin önüne hiçbir hırsının geçmesine izin vermeyen, tartışan ama kavga etmeyen, derdini anlatırken saygınlığından biran olsun ödün vermeyen insanlar tanıdım. Güvenen, çekinmeyen, sorumluluk veren, anlayışla karşılayan insanlar tanıdım. Bir siyasi akrabalıktan daha fazlasını isteyen insanlar tanıdım.

Çok güzel zamanlar geçirdik. Çok keyif aldık birlikte. Onca zamanın ardından şunu fark ettim. Hiçbir parti, hiçbir hareket, hiçbir örgüt gelecek günlerimde hayatıma girdiğinde bu kadar derin izler bırakamayacak bende. Çünkü çok istemiş, çok özlemlemiş, çok başarılı olacağımızı düşünerek mücadele etmiştik. Çünkü hiçbir işi inada bindirip yanlış adımlar atmadık. Çünkü Türkiye'ye zarar vermek için değil faydalı olmak için yola çıktığımızın farkındaydık. Her zaman bulunmamız gereken yerde, bulunmamız gerektiği kadar bulunduk. En doğru yerde durduk. Yanlış anlaşılmalarda dahi kendimizi anlatmak için sükunetimizden ödün vermedik.

Şimdi Ankara büromuzu kapatırken hayatımın sonuna kadar görüşmeye devam etmek istediğim ağabeylerim, ablalarım ve kardeşlerimi yeniden hatırladım. Yalnız ve güzel maceramızın ardından baktığımda hoş anıların yanı sıra, sadece kendimde çocuğunu kaybetmiş bir babanın hüznünü görüyorum.

Hem Ankara'da hem de diğer illerde emeği geçen tüm yoldaşlarıma binlerce teşekkür ediyorum. Mücadelemiz daha zor şartların altında sürecek ve bir süre sonra Türkiye solunu iktidara taşımak için yeniden bir araya geleceğiz. Bir grup insanın başlattığı bu onurlu mücadelenin sokaklarda yeniden doğması için görüşmek üzere.

...