Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '13

 
Kategori
İlişkiler
 

10 Felsefi soruya 10 hiç de felsefi olmayan cevap

10 Felsefi soruya 10 hiç de felsefi olmayan cevap
 

Var bugünlerde herkeste bir geçmişe özlem... Bir muhasebe kaygısı, herşeyin doğrusunu aslında farkedip o doğruları yaşama birebir uygulamak için de bir geç kalmışlık hissi... Bu aralar sırrına vardığım, aslında yaşamda karşımıza çıkan bazı basit sorulara kimi yanıtlar buldum. Felsefeyi Aristoteles'e bırakarak.....

1- YALNIZLIK ÖMÜR BOYU MUDUR?

Hiç kuşkusuz evet. Hiç kimse sizin için sizin kadar endişelenemez. Kimse kendiniz kadar sevinemez başarınıza. Hiç kimse ne kadar aşık olduğunuzu anlayamaz. Bir iğneyi kolunuza batırın, en yakınınızdaki bile aynı acıyı hissedemez. Kimse sizinle beraber yastığa başınızı koyduğunuzda yaşadığınız yalnızlık hissini, acıyı, sevinci, iç huzurunu aynı biçimde yaşayamaz. Demek ki aslında tek başınasınız. İyi ya da kötü birşey olduğuna kendiniz karar verin. Çünkü bu yalnızlık ömür boyu...

2- ASLINDA BİRER KEK KALIBI MIYIZ?

Çiftler görürüz, biz çiftler oluruz başkalarıyla. Rock müzik dinliyorsa hiç sevmesek bile ucundan köşesinden dinler, eğer tiyatrocuysa çevresine girer, adeta oyuncu olur, polisse suçlar konusunda binlerce fikir sahibi oluruz. Peki ailemizin içinde nasılız? Ofiste başkası mıyız? Ne zaman kendimiz oluyoruz? Kimin yanında kendimiz olabiliyoruz? Kek kalıplarını düşünün veya kurabiye kalıplarını, içine hamuru koyarsın, kalıplandınız işte

3- TSUNAMİ ETKİSİ VAR MIDIR?

Yaşamda bütün aksilikler neden birbirini izler? Veya bütün iyi şeyler? Şunun bir etkisi var tabii, sinirli bir şekilde dışarı çıkarsan akabinde bir sürü sıkıntı seni bulur. Ama mesela aynı ailede hastalıkların, ölümlerin birbirini izlemesi nedir? Bence kesinlikle tsunami etkisi var. Deprem olur, arkasından daha kötüsü gelir. Ama o karasularında bir daha güneş açar mı bilinmez.

4- SEN NASIL OLURSAN HERKES ÖYLE Mİ OLUR?

Evet kesinlikle öyle olur. Çok sevecen birini düşünün. Şu an aklıma gelen yıllardır tanıdığım dostum Arzu Dirin mesela. Kimsenin kırmaya, gücendirmeye kıyamayacağı kadar ince bir insandır, aynı zamanda da vefalı bir dost. Bir başka örnek daha... Bu kez farklı yönden. Yıllardır beni kıran biri aradı geçen bir vesileyle mesela, bütün yaptıklarım için pişmanım gerekirse, yanlış anlamalar da olduysa dedi. Artık ben de onun gibiyim. Herkes için geçerli sanırım sen nasıl olursan herkes öyle olur.

5- NEYE NİÇİN DEĞER VERDİĞİNİ ASLINDA BİLMİYOR MUSUN?

Yaşamda bazı şeylere değer veririz, Kaybedenler Kulübünde diyordu, kimileri aile kurmaya, kimileri takım tutmaya, kimileri kariyere, kimileri güzelliğe... Kimi spor yapar gece gündüz, kimi rakı muhabbetine oturur. Neye niçin değer verdiğini de bilmez. Verir sadece....

6- ASLINDA AŞK DA YOK MUDUR?

Aslında vardır,  ama kimlere ve neden olduğu sürekli değişiyor. Birine aşık oluyorsun, gözünde elmas değerinde... Peki sevdiği öldüğü halde birini daha sevmek mümkün oluyor mu? Şüphesiz oluyor. Buradaki ölüm de göreli, illa toprak altına girmesi gerekmiyor. Aşk var, ama o bir kelebek, sürekli konacak başka çiçekler arıyor.

7- ÖLECEKSEK NE İÇİN YAŞIYORUZ?

Kimilerinin evi, arabası oluyor, kimilerinin 5 çocuğu, kimilerinin hiçbirşeyi yok kendinden başka. Öleceksek ne için yaşıyoruz? Bence başkalarına faydalı olabilmek için, Einstein'ın söylediği gibi, herkes başkaları için var. Bu bir süreç, bir devinim. Vehbi Koç'un vasiyeti olduğu rivayet edilir: Oğlum beni çorabımla göm. Oğlu uğraşır, çorabıyla gömemez. Sonra babasından bir not bulur: Demedim mi evlat ben sana öbür dünyaya bir çorap bile götüremezsin diye....

8- DİNOZORLAR GİBİ MİYİZ?

Geçenlerde yeğenim ortaya attı bir fikir, dinozorlar dünyanın en güçlü varlıklarıydı, onlar bile ortama ayak uyduramadığı için yok oldu. Peki bizler dinozorlar gibi miyiz? Sanırım bir çoğumuz öyleyiz. Öyle statükocuyuz ki yaşamlarımızda, güne latte içmeden başlayamayan, sigara yakmadan rahatlayamayan, filan marketten illa ki alışveriş eden... Diyelim ki iflas ettik, diyelim ki vücudumuzun bir parçası artık yok, diyelim ki işten çıkarıldık. Bacağı kopan böcek yoluna devam eder, insan öyle değil....

9- HER GÜNÜ SON GÜNÜMÜZ GİBİ YAŞAYABİLİR MİYİZ?

Bu o kadar ortalarda gezen bir fikir ki her facebook sayfasında var, reiki, meiki onlarda var, yoga yapıyorum söyleniyor. Günü yaşayın, anı yaşayın. Peki an can sıkıcıysa ne yapılacak? Ya da insanın geleceğe ilişkin umutları olamaz mı? Hiç mi plan yapmaz kısa vadeli de olsa... Ben her günü son günüm gibi yaşayamıyorum. Peki sizler?

10- YAŞAM NE ZAMAN BİTER?

İşte en çok kafa yorduğum soru da bu... Yaşam ne zaman biter? Bence umutlar yok olduğu zaman. İnsan yemek yemeden saatlerce durabilir, aynı şekilde su içmeden de... Ancak umutları olmadan bir saniye bile yaşayamaz. Bence sadece nefes alan bu şekilde sayısız insan var dünyada, bunlar belki çevremizde, belki de evimizde... Herkesin iç dünyası farklı çünkü. Yanıbaşımızdaki birinin iç sesini sürekli duysak şaşkına döneriz, kimbilir neler söyler... Yaşam umutlar bitince biter, insan yaşamdan zevk almadığı için ölür, bedeni yaşasa bile...

 

 

                                                                                                                                                                 BURCU B. BİLGİN


 

 
Toplam blog
: 90
: 2229
Kayıt tarihi
: 05.02.13
 
 

Yaşamın her anına renkli gözlükle bakacak Seyirci Kedimiz... Kimi zaman oyunlarını binbir güçlükl..