10 Kasım’da Atatürk’e sahip çıkarken...

Yeni kuşaklar yaşamadılar ama biz o yılları gördük, sonuçlarını da gördük.

12 Eylül 1980 cuntasının başındaki Kenan Evren en büyük Atatürkçüydü (!). Atatürk’ü dilinde düşürmezdi. Atatürk, onun zamanında kutsal bir varlık haline getirilmiş, tabulaştırılmıştı.

Aradan çeyrek yüzyıldan çok zaman geçtikten sonra görüyoruz ki, Atatürk’e 12 Eylül cuntası ve Kenan Evren kadar çok zarar veren kimse çıkmadı tüm cumhuriyet yılları boyunca. Onlar çok tören yaparak, çok anarak Atatürk’e sahip çıktıklarını sandılar ya da yoketmek için böyle davrandılar.

Ülkemizde şu anda Atatürk ilkelerini kemiren ne kadar kötülük varsa tohumları onların zamanında atıldı. Solun kafasına balyozlar inerken, tarikatların, cemaatlerin sırtları sıvazlandı, küçük-büyük her türlü mafya oluştu, bölücülük hareketleri başladı.

Atatürk’ü anacağız, seveceğiz, saygı göstereceğiz ama asla yas tutmayacağız.

Yas tutmamız gerekiyor... Atatürk ilkeleri e devrimleri birer birer öldürülmeye çalıştığı için yas tutmamız gerekiyor.

Atatürk’ü çok seviyoruz ve Atatürk’e en masum eleştiriler yapıldığında bile tahammülsüz davranışlar sergiliyoruz, büyük tepkiler gösteriyoruz.

Tepki göstereceğiz. Keşke bu kadar büyük tepkileri, Atatürk ilkeleri ve devrimleri birer birer yok edilirken gösterebilseydik.

Atatürk’ü seveceğiz, Atatürk’ü sayacağız ve Atatürk’ü anacağız. Bunu 12 Eylülcülerin yaptığı gibi şekilcilikle ve tabulaştırarak yapmayacağız. Onun ilkelerine ve devrimlerine sahip çıkarak yapacağız:

- Laik bir Türkiye...
- Çağdaş bir Türkiye...
- Kadının haklarına sahip çıktığı bir Türkiye...
- Sınırları değişmeyen bir Türkiye...
- Herkesin çağdaş eğitim aldığı bir Türkiye...

Atatürk’ü yitireli 70 yıl oldu. 10 Kasım’da Atatürk’e sahip çıkarken, diğer günlerde daha çok sahip çıkmamız gereken devrimleri olduğunu unutmamalıyız. Atatürk, devrimleri yaşadıkça yaşayacaktır.

Ankara, 10 Kasım 2008