Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '07

 
Kategori
Özel Günler
 

10 Kasım

10 Kasım
 

Çocukluğumda anne ve babamdan gördüğüm ilk günden bu yana her yıl olduğu gibi yine sabah 09.05 de Ata'nın huzurunda olacağım. Elimde bir kırmızı karanfil...
Gönlümde hüzün... İçimde giderek yoğunlaşan mahcubiyetle. Ve 14 Nisan 2007 de Anıtkabir'de mozolesinin önünden geçerken başım ne kadar dikse... Yarın anıtının önünde o kadar eğik olacak.

Hiç gözlerine bakmayacağım. Sadece: "Benim en büyük eserim diyerek bizlere emanet ettiğin Cumhuriyet'e sahip çıkamadık. Özür dilerim..." diyeceğim sessizce.
O'na olan özlemimden, saygımdan, hayranlığımdan, minnet duygularımdan hiç söz etmeyeceğim.

İnanıyorum ki O'da istemeyecektir bunu... Söylesem de inanmayacaktır belki de.
Çünkü hepimiz yıllarca aynı şeyi yaptık.

Atatürk'e olan sevgi ve saygımız, ilke ve devrimlerine olan bağlılığımız, emaneti olan laik cumhuriyeti "muassır medeniyet seviyesine çıkarma" hedefimiz hep söz de kalmadı mı?

"Tüketici yaşamak iyi değildir. Üretici olalım, " dedi 1925'de... Üretmeden sınırsızca tüketmeyi seven, ferdinden devletine kadar borç batağında yüzen bir toplum değil miyiz 2007'de?

"Dilin milli ve zengin olması milli duygunun gelişmesinde başılca etkendir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin, " dedi 1930 da... Dilimizin zenginliğini bir yana bırakıp, batı ve arap kültürlerinin özentisiyle tv sunucusundan, ilkolkul öğrencisine, gazete sayfasından dükkan isimlerine kadar her yerde saçma sapan terimlerle anlaşmaya çalışır hale gelmedik mi 2007'de?

"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına, Türk milleti denir" dedi 1930'da...
O'nun bu sözünü anayasadan çıkarmaya çalışanların ve durduk yerde alt kimlik üst kimlik tartışmaları çıkartarak devrimden intikam almaya çalışan bölücü ve gericiler karşısında susan ya da onların bu oyunlarına alet olanların cirit attığı bir ülke haline gelmedik mi 2007'de?

"Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. İşte bu duruma karsıyız ve buna müsaade etmiyoruz." diye meydan okurken din tacirlerine 1930'da... O'nun iğrenç dediği din simsarlarının, sözde tarikat şeyhlerinin devlet katlarında bile itibar gördüğü, insanlarının bu simsarlara paralarını kaptırdığı, oy verdiği hatta evlatlarının geleceğini emanet ettiği bir cahiller ordusu yaşamıyor mu bu ülkede 2007'de?

"Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, İlerleme ve canlığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz, " diyerek laikliğin önemini vurgularken... "Halk isterse laiklik de kalkar" diyenlerin devlet yönetiminde söz sahibi olduğu bir ülke değilmiyiz 2007'de?

"Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye liyakat kazanamaz" derken Nutuk'ta... Yabancıların paralarıyla yaşanan sanal "istikrar" bozulmasın diye, adım atacağımız her ulusal konuda AB ve ABD kapılarında izin istemek için beklemiyor muyuz 2007'de?

İşte bunları ve daha eklenebilecek pek çok nedeni düşündüğüm için, yarın Atatürk'ün huzuruna başım öne eğik olarak çıkacağım. Gözlerine hiç bakmayacağım. Gönlümde hüzün... İçimde mahcubiyet. O'nun şu sözünü aklıma bir kez daha yazacağım.

"Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler.Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.

Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!"

K. ATATÜRK 20 Ekim 1927.

L.İnam


 
Toplam blog
: 64
: 627
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

Kamu ve özel sektörde geçen yıllar... Halkla ilişkiler, kalite yönetim sistemleri, kültür sanat orag..