100 mg = 100 ml veya 4+4+4 = 12 Yıl

NTV muhabiri mikrofonu uzatıp iç hat uçuşlarında yarın başlayacak yolcu kabinine sokulabilecek sıvı madde miktarı kısıtlamasını soruyor. Karşısında Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amiri var. Kendisi orada Vali Yardımcısı olarak görev yapmakta. Yani hava alanının emniyetinden sorumlu bir numaralı kişi. Ama belki bilgisizlikten, belki dil sürçmesi NTV muhabiri kabine sokulabilecek sıvı miktarını defalarca 100 mg ( miligram ) olarak telaffuz ediyor. İşin tuhafı onun bu vahim teknik hatasını düzeltmesini beklerken Sayın İdare Amiri de tekrar tekrar "100 miligram" diyor! Bundan daha da tuhafı, izleyiciyi güya daha iyi bilgilendirmek amacıyla kameraya gösterdikleri ambalaj numunelerinin hepsinin üzerinde ml ( mililitre ) ibareleri yazıyor; 75 ml, 100 ml, 250 ml, v.s...

Hem röportajı yapan muhabir hem de hazret bunun bile farkına varacak durumda değildiler ve parmaklarıyla işaret ettikleri "mililitre" ibarelerini ısrarla "miligram" diye telaffuz ettiler. Siz de "Olsun, ne var ki bunda, ha miligram ha mililitre?.." diyebilirsiniz.

Olan şu ki:

Miligram bir ağırlık ölçüsü birimidir ve genellikle katı maddeler için kullanılır. 1 mg (miligram) bir gramın binde biridir ve 100 miligram bir gramın onda birine karşılık gelir. Öte yandan, 100 ml (mililitre) ise akışkanların hacmini ölçmekte kullanılan ölçü birimi Litre' nin onda birine karşılık gelir ( 1 Litre = 1000 ml ). Örnek olarak suyu alırsak, suyun özgül ağırlığı 1 olduğundan ( 1Litre suyun ağırlığı 1Kg = 1000 gramdır ) 100 ml su 100 gram ağırlığındadır. Yani 100 mg suyun ağırlığı  0,1 gram ama 100 ml suyun ağırlığı 100 gramdır... Yani ikisinin arasında tam 1000 misli bir fark vardır!.. Başka bir deyişle; "100 ml" yerine "100 mg" ifadesini kullanmak tam 1000 kat hata yapmaktır...

Yıllardır milli-manevi değerleri yüksek gençlik yetiştirmek üzere dizayn edilen eğitim sistemi meyvelerini veriyor... Hadi televizyon muhabirini geçelim, bizim daha ilkokulda öğrendiğimiz temel ağırlık ve hacim birimlerini, ülkenin en büyük hava alanınında devletin en üst düzey görevlisi rahatlıkla birbirine karıştırabiliyor.

Geldiğimiz nokta işte bu! Hele bir de 4+4+4 uygulamaya geçip de 12 yıl sonra eğitim sistemimiz her iki öğrenciden birini "imam" kıvamında ortaya çıkarmaya başladığında göreceğiz asıl olanı...