Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '14

 
Kategori
Kitap
 

100 yıl önce Erciş'te yaşanmış Türk genci ile Ermeni kızının aşkı: Sona

100 yıl önce Erciş'te yaşanmış Türk genci ile Ermeni kızının aşkı: Sona
 

“Ermenilerin, Türklerle aşağı yukarı 800–900 yıllık bir geçmişleri var. Özellikle Osmanlı döneminde ilişkiler en parlak dönemini yaşadı. Öyle ki Osmanlı, Ermenileri en sadık tebaa olarak ilan etti. Zekiydiler, sanatsal ve ticari konularda yeteneklerine diyecek yoktu. Bu konuda Osmanlıya çok yaradıkları kesin. Karşılıklı iyi niyete dayanan bir çıkar ilişkisi de söz konusuydu. Ermenilerin yararlılıklarını ve Osmanlının onlara verdiği hakları burada saymaya gerek yok. Zaten Ermeniler de bu haklardan ziyadesiyle memnundular. Osmanlıyla aralarında hiçbir problem yoktu. Özellikle 1877–1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra kulaklarına birileri ‘her tebaa Osmanlıdan kopuyor. Siz hala ne bekliyorsunuz. Bağımsızlık sizin de hakkınız’ demeye başladı. Ne olduysa bundan sonra oldu. Milliyetçi Ermeni partileri bir bir türemeye başladı. Bu partiler, Ermenilere bağımsızlık kazandırmayı amaçlayan programlarla siyaset sahnesinde yer aldılar ve Ermeni halkını etkilemeyi başardılar.

Ermeniler siyasi ve idari yapıda sorunsuz görev alabiliyorlardı. Ekonomik haklar bakımından belki de Müslümanlardan daha geniş olanaklara ve haklara sahiptiler. Kendi kültürlerini yaşama konusunda da hiçbir sıkıntı içinde değildiler. Ve olmazsa olmaz bir koşul olan çoğunluk olma durumu ise maalesef gerçekleşmiş durumda değildi. Bir tarlaya buğdayı nasıl serpiyorsanız, Ermeniler de Anadolu’ya işte öyle serpilmişlerdi. En çok yoğunlaştıkları yer Doğu Anadolu’ydu fakat orada da Müslümanlar, nüfusun aşağı yukarı yüzde yetmişini oluşturuyorlardı. Tarihsel olarak bağımsızlığın önü kapalıydı. Taşnak Partisi bunu göremedi ve tarihin yol vermediği bir çözümü zorladı. Kaybetmelerinin nedeni ne ittihatçılardı ne Hamidiye Alayları, ne de Rusların onları yalnız bırakması... Kaybetmelerinin nedeni işte bu tarihsel gerçekti. Yani Ermeniler Anadolulaşmışlardı ancak bunun farkında değillerdi.”

Yukarıdaki satırlar 1915 yılı ve öncesinde, Erciş ile Van’da yaşanan Müslüman Türk genci ile Ermeni kızı Sona arasındaki aşkı romanlaştıran Eyyüp Altun’a aittir. Romanın kahramanlarından olan Sona aynı zamanda yazarın anneannesi, bu açıdan bakıldığında kitap daha enteresan geliyor okuyucuya.
1915 öncesi Van ve Erciş kazasında, iyi komşuluk münasebetleri bulunan Türkler, Kürtler ve Ermenilerin yaşantıları, dostlukları ve aşkları kitabın ana teması.

Kitabı elinize aldığınızda bitirmeden bırakamıyorsunuz. Eyyüp Altun’un ilk eseri olmasına rağmen usta romancılara taş çıkartıyor. Romanda benim için en önemli husus, çocukluk ve gençlik yıllarımı geçirdiğim hayallerimin şehri olan Erciş’in 100 yıl önceki halinin ustaca tasvir edilmesidir. Öyle ki kitabın sayfaları çevrildikçe, kendimi yüz yıl öncesi Erciş’inin Sokak, bağ ve bahçelerinde buluyordum.

Eserde kurgu, tema, olay örgüsü, diyaloglar ve özellikle romanın karakterleri tek tek ele alınarak konuya uygun olarak işlenmiş. Aşk ve tarihi roman sevenlerin kitaplığında bulunması gereken bir eser. Kitap Cumhuriyet Kitapları yayınlarından ikinci baskısını yaptı. Yazarı kutluyor ve yeni eserlerini sabırla bekliyorum        

 
Toplam blog
: 65
: 3764
Kayıt tarihi
: 12.02.13
 
 

Ercişliyim. 2012 yılı içerisinde "Van Gölü Havzası ve Erciş Tarihi" 2015 yılında "Doğu ve Güneydo..