1001 Belgesel Film Festivali başlıyoooor

Duyduk duymadık demeyin, Türkiye’nin ilk ve tek belgesel film festivali, yerli-yabancı 124 filmle 29 Eylül-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da seyircisini bekliyor. Belgeselin “sıkıcı” bir şey olduğunu düşünüyorsanız, önyargılarınızdan kurtulmak için harika bir fırsat! O kadar farklı konuda ve o kadar farklı biçimlerde belgeseller var ki hoşunuza gidecek bir şey bulmamanız im-kan-sız. Akıcılık açısından, belgeseller artık kurmaca filmlerle yarışabilecek hale geldi. Üstelik seyrettiğiniz her şey “gerçek”. Belki, belgeselleri çoğu izleyicinin gözünde sevimsiz kılan da bu: her şeyin gerçek olması. Gerçekten ve gerçeklikten, sahicilikten bu kadar uzaklaştığımız bir çağda ekranda bu kadar yalın gerçekler görmek hoşumuza gitmiyor belki? Belki bu yüzden haber programlarını bile sulandırıp izlemeyi tercih ediyoruz? Aman neyse...

Belgesel sinemayla uğraşanların biraraya geldiği Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenen “Ortadoğu” temalı festivalin açılış filmi “Cenin Cenin”, “belgesel”in “tanıklık” özelliğiyle hayattaki yeri ve önemini vurguluyor aslında. İsrail’de yaşayan bir Filistinli olan Mohammed (Muhammed) Bekri’nin yönettiği film, İsrail-Filistin çatışmasını konu alıyor. İsrail ordusunun, Cenin kampına düzenlediği saldırıdan kısa süre sonra çekilmeye başlanan filmin önceki gösterimleri zaman zaman engellenmiş, zaman zaman da ciddi tartışmalara yol açmış.

Festivaldeki önemli çalışmalardan bir diğeri de, Türkiye’den ve ABD’den yönetmenlerin ortak ürünü olan “Zaman Parçası” (Time Piece) filmi. İlk gösterimi ABD’de yapılan filmin “Türk tarafıyla” buluşması 30 Eylül saat 18.30’da İtalyan Kültür Merkezi’nde olacak. Zaman kavramını temel alan belgesel, kültürün algılama üzerindeki etkisini yansıtıyor. Belgesel, “şafak vakti”, “sabah”, “öğle”, “akşamüstü”, “gurub vakti” ve “gecenin karanlığı” temalı 12 kısa filmden oluşuyor.

Festivalin, popüler kültür açısından en ilgi çekici filmi herhalde Nedim Hazar tarafından çekilen “Özcan Deniz / Makyajsız” adlı çalışma. Daha önce televizyonda da yayınlanan belgesel, Özcan Deniz portresinden hareketle Türkiye’nin popüler kültürünü ele alıyor.

“Arıza” yönetmen Michael Haneke’nin yaratım süreciyle ilgili bir belgesel olan “Haneke-Saniyede 24 Gerçek” de festivalin benim açımdan ilginç filmlerinden. “Şahane” Isabelle Huppert’li “La pianiste”i ve Haneke’nin diğer “zorlayıcı” filmlerini sevenler için kaçırılmaması gereken belgesel, Nina Kusturica ve Eva Testor tarafından hazırlanmış.

Sadece film gösterimleri yok festivalde, atölye çalışmaları ve paneller de düzenlenecek. Bunlardan biri de, Irak ve Filistin’de belgesel çeken yabancı yönetmenlerin de katılacağı “Şiddetin Sinemada ve Medyada Yeniden Üretimi” başlıklı panel. Panelde, Birinci Körfez Savaşı’ndan beri evimizin içine kadar giren savaş ve şiddet görüntülerinin sınırlarının ne olması gerektiği de tartışılacak.

Festival programının tamamı ve diğer ayrıntılar için www.bsb.org.tr adresinden bilgi alabilirsiniz.

Not: Yazıda kullanılan resim http://www.belgeselfilm.com/main/belgesel/etkinlikler.html adresinden alınmıştır, Umut Vakfı'nın katılımıyla gerçekleştirilen "Bireysel Silahsızlanma Belgesel Film Yarışması" duyurusu için kullanılmaktadır.