101 gün sonra rehinelerimiz serbest

Türkiye sabah erken Sayın Başbakanımız Murat Davutoğlu’un IŞİD’in elindeki 49 vatandaşımızın 101 sonra serbest olması haberiyle uyandı. Bu habere hepimiz sevindik. 11 Haziran’da Musul Konsolos luğu’nu basarak rehin altına aldığı baş Konsolos Öztürk Yılmaz ile 48 vatandaşımız çok şükür 101 gün sonra hürriyetlerine kavuştular. Bu sevindirici bir olaydır. Başta Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu olmak üzere bu siyasi operasyonda emeği geçenlere bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Çünkü hiç bir vatandaşımızın burnu dahi kanamadı. Öncelikle bu vatandaşlarımıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyorum. Esaret altına alınan bu vatandaşlarımız IŞİD’in korkusuz vahşiyane silahları altında zor günler yaşadılar. Bunların içinde bebekler ve küçük çocuklar da vardı. Sözde İslâmiyeti savunan ve bu amaçla ortalığı kana boyayan IŞİD’e bu yakışmadı doğrusu. Sayın Davutoğu bir konuşmasında: ”Haftalardır süren yoğun çalışmalar neticesinde bu gece sabaha karşı vatandaşlarımızı aldık ve ülkemize getirdik” dedi.

Daha sonra Musul’dan Suriye’ye getirilen rehineleri Akçakale Sırır Kapısı’ndan teslim alınan rehineleri özel Başbakanlık uçağıyla Şanlıurfa’dan Ankara’ya getirildi. Davutoğlu rehineleri  tek tek   tebrik etti ve geçmiş olsun” dedi. Bu arada rehineler arasında bulunan Ela Bebek’i ( Ecrin Ela Ecran)’ı kucağına alarak yanaklarından öptü. Annesini de tebrik etti ve geçmiş olsun dedi. Başkonsolosumuz Öztürk Yılmaz’ı da alnından öperek “ siz bir kahramansınız “  dediklerini  tekrarladı..

Hürriyetine kavuşan Beş konsolosumuz Öztürk Yılmaz 101 gün çok zorluklar çektiklerini söyleyerek aynen şunları vurguladı: “

Biz bu sıkıntılara vatanımız için katlandık. Dün (Cuma)  doğum günümdü. Türkiye’de kutlamak istiyordum. Esaret bitti. İsteğim gerçekleşecek. Çifte bayram yaşıyorum. Bunları dedikten sonra eşi ve iki minik kızına sarılarak hasret gideren  Öztürk Yılmaz, sözlerine şunları ekledi:

Cesaret  altında hiç umutsuza kapılmadım.  İnananların umutsuzluğu olmaz. İnsan yaşadıkça umut ışığı hiçbir zaman  sönmez. Hepimizin sağlığı iyi, çok sevinçliyiz. Biz de büyük sıkıntılar çektik ancak insan ülkesi için bunlardan gocunmaz, gücenmez ve bununla da gurur duyar. Ben de ülkem için katlandığım bu sıkıntılara, her şeyden gurur duyuyorum . 80 kilodan 66 kiloya  indim. tam 16 kilo kaybettim. Ama onurumu  asla kaybettimedim “dedi.

Başkonsolos bunları anlatırken CNNTürk’te konuşan ve eserlik günlerini anlatan rehinelerden birisi şu açıklamayı yapıyordu:

Çok zor günler yaşadık. Kaldığımız yerde zor günler geçirdik, her ölümlü bekliyorduk. Yer değiştirmeler yaşadım, Yerimiz değiştiği zaman bizim de fikrimiz değişiyordu. Bir an ölümü düşündük. Bir anda kurtulacağımızı düşündük. Tam sekiz kez yerlerimiz değişti. Bu arada Başkonsolosumuz Öztürk Yılmaz Bey, çok zor gürler ve anlar yaşadı. Hatta başına İki üç kez silah dayadılar. Onların isteklerinin hiç birini yapmadı, ilk günden itibaren bizi kameraya aldılar. Bizim fotoğrafımızı çekmek istediler. Başkonsolosumuz bir ara aynen şöyle dedi: “Kafamı silahla vurun, ama Türkiye’nin gururuyla, şerefiyle oynamayın “ dedi.

Zorda olsa Musul’da IŞİD tarafından 101 gün içinde rehin tutulan 49 vatandaşımız sağlıklı bir şekilde siyasi bir operasyonla esaretten alınarak vatanlarına, evlerine ana ve babalarına kavuştular. Kim ne derse desin bu büyük bir başarıdır.  Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu kutluyor ve tüm rehinelerimize geçmiş olsun diyorum. Ancak bu hesap IŞİD’ten sorulmalıdır. Bu da 62. Hükümetin işidir.

Abdülkadir GÜLER

21.09.2014- SÖKE