Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

11 şubat pazar

11 şubat pazar
 

Şöyle elinize alıp da kahvaltı sofrasında pazar keyfi yapacak güzel, neşeli bir manşet yok bugünkü gazetelerin hiçbirinde... Bir buruk yanı olmasına rağmen en duygusal, en iyimser haberle başlamak istiyorum.

DERİN DOSTLUK (Star) İŞTE KARDEŞLİK BU (Posta)

İnsanı yaratırken, dünyada nasıl bir hayat sürmesi gerektiğini de ona öğreten Tanrı, hep iyiliği emretmiş, kötülüğü de yasaklamıştır. Hz. Muhammed'in müslümanı, insanlara faydası dokunan kişi olarak tarif etmesi de ilginçtir. O yüzden dostluk ve yardım, insanın doğal ve değişmez özelliği olmalıdır.

Ne yazık ki günümüzde hep birbirinin kuyusunu kazan insanlara rastlıyoruz. İyilik ve dostluk neredeyse unutulacak boyutlara geldi. O yüzden iyi bir olayla karşılaştığımızda insanlığın ölümsüz tarafını bir kere daha görüp mutlu oluyoruz.

Bugün iki gazetemezin birden manşete taşıdığı bu haberin arkasında böyle göz yaşartıcı, duygulu bir insanlık olayı var. İstanbul Kadıköy'de bisikletiyle işine giden 19 yaşındaki Yorgo, bir trafik kazasında ağır yaralandı. Bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra, beyin ölümü gerçekleşti.

Babası, toprakta çürüyeceğine başka insanlara hayat versin diyerek oğlunun organlarını bağışladı. Böbreklerinden biri 20 yaşındaki Dursun Tekin'e, diğeri 21 yaşındaki Meryem Akbaş'a, kalbi de 41 yaşındaki Yeter kaçmaz'a hayat verdi.

Karaciğeri de Çapa'da bir hastaya nakledilen Rum vatandaşımız Yorgo, böylece 4 Türk'ün hayatını kurtarmış oldu.

İnsanlık erdemlerimizi unutmadan, şu üç günlük dünyada ömrümüzü bir insan gibi geçirsek ne olur? Tarih boyu insanlara zalimce davranan, onlara hayatı zehir eden, yaşamın güzelliğini çirkinleştirenlerin eline ne geçmiştir ve bunlardan geriye ne kalmıştır, bir düşünsek olmaz mı?

İnsanlık rafa kalkınca, geriye ahlâk ve fazilet gibi erdemlerden sıyrılan canavar bir mahlûk kalıyor. İşlenen suçlar, yapılan acımasızlıklar, sürdürülen haksızlıklar hep insan olamayışımızın bir sonucu. Türkiye bu anlamda son dönemlerde sürekli irtifa kaybediyor.

SUÇLARDA ÜRKÜTEN ARTIŞ (YeniAsya) 4 SAATTE BİR CİNAYET (Gözcü)

Ankara Ticaret Odası'nın yaptığı bir araştırmaya göre ülkemizde her 39 saniyede bir suç işlenmektedir. Önceki yıl bu oran 64 saniyeydi. Her 6 dakikada bir evin, her 9 dakikada bir işyerinin soyulduğu memleketimizde, her 4 saatte bir cinayet ve tecavüz olayı vuku bulmaktadır.

Ekonominin güçlü olduğu ülkelerde, suç oranlarının azaldığına dikkat çekilen araştırmada, Türkiye'nin, istihdam, gelir dağılımı gibi problemleri sebebiyle son zamanlarda suç oranlarının arttığı ifade ediliyor.

Buradan hemen Hrant cinayetine geçelim. Bugünkü bazı gazetelerin manşetleri yine bu konuyla ilgili haberlere ayrılmış.

DİNK CİNAYETİ TAŞLARI OYNATTI (Cumhuriyet)

Suikast ve sonrasındaki gelişmeler, gerçekten Cumhuriyet'in dediği gibi taşları yerinden oynattı. Ancak bu taşların bir kısmı yine bir biçimde yerinde kalacak, bir kısmı da kendi arasında yer değiştirecekse, bu operasyondan beklenen neticenin elde edilmesi mümkün değildir.

Aslolan sadece görev yeri değişikliği değil, aynı zamanda kafa ve zihniyet değişimidir. Bu konuda şimdilk fazla bir ümit görünüyor gibi değil. Uzun süredir sakız gibi sündürülen cinayet olayında henüz somut bir duruma rastlanamadı.

Hâlâ sonuç üzerinde etkili olmayacak bazı ayrıntılarla avunup gidiyoruz. Giderek belki de gerçeklerden uzaklaşıyoruz.

İTİRAFLAR İŞTE BU DEFTERDE (Akşam)

Dün önemli bir iddia ile, Vur emri polis şefinden diye bir manşetle çıkan Akşam gazetesi, iddiasının arkasında durmaya devam ederek, itiraflar işte bu defterde demektedir.

"HAYAL, YALAN, İFTİRA!" (Bugün)

Akşam gazetesinin bu haberine Emniyet'ten cevap gecikmedi. Onlar bunun bir hayal, yalan ve iftiradan ibaret olduğunu söylüyorlardı.

Gerçi medyada bu vesileyle başlayan bir yalan yarışı olmuş, bazı gazetelerin verdikleri manşet haberlerinin doğru olmadığı ertesi gün hemen ortaya çıkmıştı. Buradan yola çıkarak bu haberin de bir yalan, hatta iftira olduğu söyleniyordu.

VAHİM İDDİA (Vatan)

İşin tuhafı Vatan gazetesi de Akşam'ın haberi doğrultusunda bir yayın yaparak Yasin Hayal'in avukatıyla kendilerinin de konuştuklarını söylüyor ve aynı iddiayı avukatın ağzından farklı biçimde manşete çekiyordu.

Durumun neyi değiştirdiğini önümüzdeki günlerde görürüz inşallah...

HAYAL'İ TAHLİYE EDİP GİTTİLER (Milliyet)

Milliyet dünkü haberini bugün de devam ettirerek, Yasin Hayal'in Mc Donald's davasında tahliyesini sağlayan mahkeme heyetinin, sanki sadece bu kararı vermek için özel olarak kurulmuş gibi bir izlenim yarattığına işaret etmektedir.

Teamüllere göre nöbetçi heyetlerin, tahliye, tutuklama, hüküm gibi kritik kararları yargılamayı yürüten asıl mahkeme heyetine bırakmaları gerekirken buna uyulmamış olması da dikkat çekici.

BASINA AÇIK VATANSEVER ŞOV (Yeni Şafak)

Dünkü haberine devam eden gazetelerden biri de Yeni Şafak. Silah üzerine ölmeye ve öldürmeye yemin ettiren derneğin başkanı Karadağ, ellerinde 13 bin 500 isim bulunduğunu, bunların araştırılması yapıldıktan sonra hiyanetleri ortaya çıkınca hepsinin açıklanacağını söyledi.

Silahlı yeminin Basın önünde de yapılabileceğini söyleyerek gazetecileri törene davat eden Karadağ, savcıların soruşturma açmasından da korkmadığını ima etti.

Kendisini sadece Türkiye'yi değil, dünyayı yönetmeye de aday bir insan olarak lanse eden Karadağ'ın, Danıştay cinayetinde gözaltına alınan Muzaffer Tekin'le irtibatı olduğunun iddia edilmesi üzerine, benim böyle bir adamla işim olmaz diyerek olayı yalanladı.

ZEHİR PİZZALARI (Güneş)

Kapıkule sınır kapısında yapılan bir operasyonda pizza paketleri arasında ele geçen uyuşturucu, Güneş gazetesine manşet oldu.

Bir partide yakalanan en büyük miktar olarak tarihi geçen uyuşturucu operasyonu, Hollanda'ya pizza kutusu taşıyan bir TIR'ın şüphe üzerine X-ray cihazına yönlendirilmesiyle ortaya çıktı.

Cihaz, kutular arasında yoğunluk tesbit edince görevliler tarafından didik didik aranan TIR'da 42 kutu içine zulolanmış 565 kilo eroin ele geçirildi.

Henüz kesin bilgi olmamakla beraber sevkiyatta PKK parmağı olduğu sanılıyor.

KUMAR SANAL, ÖLÜM GERÇEK (Hürriyet)

Bir facia haberi de Hürriyet'ten... 19 yaşındaki bir üniversite öğrencisi, internette kumar sitelerine takılınca ortaya büyük bir facia çıktı.

Zengin olmak hayaliyle internette kumar oynamaya başlayan genç, önceleri biraz para kazanınca, ailesini akıllı yatırım yaparak para kazandırdığına inandırdı.

Önce ailenin daha sonra da çevredeki insanların parasını işletmek için gence emanet etmeleri, onun da paranın hepsini oynayarak kaybetmesi, çaresiz kalan gencin intihar etmesine sebep oldu.

Buna benzer olayların yaşanmaması için internetteki kumar sitelerinin de bir çaresine bakılması gerekiyor herhalde...

İŞKENCECİ 4 POLİSE ZAMANAŞIMI ÖDÜLÜ (BirGün)

1998 yılında meydana gelen bir olay nedeniyle işkenceden yargılanan polis memurlarının berat kararı, Yargıtay tarafından, mahkemeye sunulan doktor raporlarının değerlendirilmediği, dolayısıyla zanlıların ceza alması gerektiği görüşüyle bozuldu.

Ancak Yargıtay bu konudaki kararını gerekli süre içinde veremeyince, mahkeme zaman aşımından düştü. İlginç bir sonuç demekten başka söylenecek bir şey yok.

"MİLLET DEFTERİNİZİ DÜRECEK" (Milli Gazete)

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan'ın hükümete yönelik eleştirilerini gündeme taşıyan Milli gazete, milli, manevi ve ahlaki değerlerin sorumluluğuyla hükümeti ikaz ettiklerini belirterek, sandıkta bu millet bunun hesabını sizden soracak, dedi.

28 ŞUBAT EMRİ ABD'DEN (Vakit)

Vakit gazetesi de Başbakanlık eski müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu'nun açıklamalarına dayanarak, 28 Şubat'la ilgili sürecin 15 Ekim 1996'da Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyükelçiliğine gönderdiği gizli bir yazıyla başladığını bildirdi.

Bu sırrı bir kendisinin bir de Erbakan'ın bildiğini vurgulayan Yazıcıoğlu, Erbakan hükümetinin Batı'dan iyice koparak, İslâm ülkeleriyle yakın ilişkiler içine girmesi dolayısıyla, ABD çıkarlarına ters hareket ettiği için böyle bir sürecin başlatıldığını iddia etti.

"HALKIM NE DERSE O" (Türkiye)

Memleketi Rize'de bazı törenlere katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisine partisinin 5 yıl daha iktidarda kalması gerektiği hatırlatılınca, manşete atılan sözü söyledi.

Bunun cumhurbaşkanlığına aday olmayacağı anlamına mı geldiğini soranlara da, Nisan'a kadar bekleyeceğiz. Daha önce bir şey yok. Halkımız ne derse o, diyerek yine herkesi merak içinde bıraktı.

BAŞBAKANDAN FERRARİ RİCASI (Sabah)

Görme özürlü şarkıcı Metin Şentürk'ün 300 km hız rekoru kırma isteğine, başbakan, ne lazımsa yapın, dedi. Kendisine bu istek ilk ulaştığında şaşırarak, nasıl yapacak yaa, diyen başbakan, daha sonra, yapsın ben de seyredeyim diyerek, şimdiye kadar kendisinden istenen en ilginç yardıma da evet demiş oldu.

Görme engelli milletvekili Lokman Ayva'nın başbakana götürdüğü bu teklifin gerçekleşmesi için havaalanı pistinin kullanılması düşünülüyor. Daha önceki rekor 269 km ile Güney Afrikalı bir görme engelliye ait bulunuyor.

VADESİZ HESAP İÇİN YILLIK ÜCRET ALINAMAZ (Zaman)

Kredi kartları için bankalar tarafından aidat parası adı altından 25-30 lira gibi bir para toplanmasının yasal olup olmadığı tartışmaları sürerken, meğer bankalar vadesiz mevduat için de böyle bir ücret alıyorlarmış.

Eskiden düşük de olsa bir faiz uygulanan vadesiz mevduata, bir süredir faiz uygulanmıyor. Demek bu kadar mevduat sahibine faiz vermiyoruz, bari onlardan biraz biz para alalım deyip böyle bir uygulamaya başlamışlar.

Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alaetten Bobat'ın dosyasını inceleyen mahkeme, vadesiz mevduat için aidat kesilemeyeceğine karar vermiş.

Hakkımızı aramasını bilmezsek, cebimizdeki paralara daha çok eller uzanacaktır sanırım..

CAN BU KADAR UCUZ (Radikal)

Radikal gazetesi aradan bu kadar gün geçtikten sonra, Ceylanpınar'daki kamyonun dereye sürüklenerek insanların ölmesini bugün manşete taşımış.

10 kişinin ölümüyle sonuçlanan kazanın sorumluluğunu kimsenin almamasını eleştiren gazete, kuralların uygulanmamasına da dikkat çekmiş.

YA AL YA ÖL (Takvim)

Günün dış kaynaklı tek manşeti Takvim'den... Binlerce Türk'ün yaşadığı Kerkük'teki son duruma dikkat çeken gazete, Bağdat hükümetinin Kürt olmayanlara, kenti terk etmeleri şartıyla 15 bin dolar ve göç alanında arsa rüşveti önerdiğini bildiriyor.

Bu girişimin 10 milyon ton petrol rezervine sahip Kerkük'ü altın tepside Barzani'ye ve Talabani'ye sunmak anlamına gelen bir ahlaksız teklif olduğuna dikkat çekiliyor.

Yarın yeniden buluşabilmek umuduyla...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..