Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '21

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

12- Kültürel Çöküş:

12- Kültürel Çöküş:

 

         Toplumlar olarak önce geniş aileler, daha sonra aileler ile birleşip kabileleri oluşturduk. Sonrasında gelişen tarihimiz boyunca ülkeler olarak birleşerek toplumsal kültür, anlayış ve eğitimimizi inşa ettik.

 

         Yirmi birinci yüzyılda, herkesin her yerde yaşadığı ve kültürlerin birbiriyle karıştığı “multi culturalism” denilen çoklu kültür hayatına girdik. Tüm dünyanın tek toplum olduğu hissi elbette henüz içimizde yerleşmedi. Çoğunlukla kendi ülkemiz, kendi millî menfaatlerimiz ve kendi kişisel çıkarlarımız düşüncesi içerisindeyiz.

 

         Sosyal medyanın, televizyonun, sanatın, geliştirdiğimiz sporların, gelişen arzulardan kaynaklanan ve bireyselliğin de etkisiyle artan “ortaya karışık” diyebileceğimiz çoklu kültür hayatının bizi getirdiği son nokta maalesef ki “kültürsüzlük” olmuştur.

 

         Dolayısıyla halklar artık kendi kültürlerini devam ettiremiyor ve yaşatamıyorlar. Yirmi birinci yüzyılda bu “kültürsüzlük kültürü” hâkim durumda... Bu yüzden önceki nesiller toplumun nasıl değiştiğine ve ne hâle geldiğine akıl sır erdiremiyorlar.

 

         Geçmişte değer verdiğimiz entelektüel ve bilimsel düşüncelerimizin, gelenek ve göreneklerimizin, toplumsal saygınlığımızın yozlaşmasıyla hayatımızda sadece bireysel arzularımızı tatmin eder hâle geldik. Giderek artan aile içi cinayetler, dolandırıcılıklar, sanat anlayışının porno kültürüne hizmet eder duruma gelmiş olması hep bu yozlaşan kültürün getirileridir.

 

         Tüm dünyada hepimiz bu durumdayız. Ancak iyi haberler de var. İnsanoğlu olarak öyle bir kıvama geldik ki yakında hiçbir şey artık ilgimizi çekmeyecek. Bunu yavaş yavaş kendinizde, daha bariz olarak da genç nesilde görebilirsiniz.

 

         Artık hiçbir şeyin tadı tuzu kalmadı. Bu yüzden yakında ne diğerlerinin yaptıklarıyla ne de başka bir şeyle ilgilenecek eğilim ya da arzumuz olmayacak.

 

         Covid-19 sağ olsun, hissetmesek de hepimizin hayata yaklaşımını içten içe değiştiriyor. Giderek dışarı çıkmak istemeyeceğiz. İçimizde eskiye dönüşün olamayacağı yavaş yavaş yer etmeye başlayacak. İnşa ettiğimiz kültür, sanat, eğitim, ekonomi vs. ellerimizin arasından kayıp gidecek. Saçma sapan yaşam tarzlarımızla, gezegeni de yiyip bitirdiğimiz bu nesilde, birbirimizi yemekle geçirdiğimiz zamana doğa son noktayı koydu. İçinden çıkacak cesareti kendimizde bulamadığımız bu hayattan bizi virüs kurtardı.

 

         Elbette her yeni doğum, sancılarıyla birlikte gelecektir. Bu yüzden toplumun tüm sorunlarını ele aldığım bu makaleler dizisinde anlamamız gereken şey aslında çok basittir.

 

         İnsanoğlu olarak gelmemiz gereken nokta ise yeni gelişim seviyesini anlamamızdır. Gönüllü olarak buna doğru ilerlememiz gerekmektedir. Tıpkı çocukların tüm gün koşuşturarak büyümeyi istemeleri gibi bizler de gelişimimizin dizginlerini ellerimize almak zorundayız.

 

         Tüm gelişimimizin sonucu olan 21. yüzyıl artık yeni bir dönemin mecburi başlangıcını işaret etmektedir. Bu yüzden geliştirdiğimiz her şeyin giderek çöktüğünü ve bize artık hizmet etmeyeceğini, edemeyeceğini göreceğiz.

 

 

 

 
Kayıt tarihi
: 04.02.17
 
 

Ashburton High School (Londra), John Ruskin College (Londra), ODTÜ İşletme (Ankara), Macquarie Univ..