Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '07

 
Kategori
Siyaset
 

12 Eylül amacına ulaşmıştır!

12 Eylül amacına ulaşmıştır!
 

Bir zamanlar bu ülkede toplum kamplaştırılmış ve her gün şiddet tırmandırılarak onlarca canın yok edildiği bir iklim oluşturulmuştu. Şimdi sağlıklı değerlendirme yapanların bu sürecin belli odaklar tarafından tırmandırıldığı ve 12 Eylül darbesine zemin hazırlandığı tespitleri yapılmaktadır.

Küresel güçlerin işbirlikçileri aracılığıyla çıkar hesaplarının senaryolaştırıldığı ve at koşturduğu yeni dünya düzeni için uygun zemin yaratıldı. Ve darbenin oluşturduğu ortamda uluslararası sermayenin çıkarlarına uygun yapılar, ılımlı İslâm projesi planlı bir şekilde inşa edildi.

Emekten yana politikalar, sosyal devlet ilkesi bir tarafa itilerek yıllarca Atatürkçülük adı altında cumhuriyetin değerleri törpülenerek yok edildi. Ulusal değerler sözde öne çıkarılarak uluslararası sermayenin egemenliğine alıştırıldı ülke. Çıkarılan krizler ile mandacılığı bile savunabilecek kafalar türetildi. Siyasetin kirlenmesi, çıkar ve menfaat ilişkileri bu günün iktidarını oluşturmaya hizmet etti.

Artık on iki eylül ve sonrası doğan gençlik orta yaşa gelmiş bulunuyor. Yaşamın her alanında var olan ve darbe sonrası oluşturulan iklimde yetişen bu nesil aklı ve mantığı medya yoluyla perdelenerek küresel güçlerin tam da istediği gibi bireyselliğin, kendi gemisini kurtarmanın ve bu sistemde yer almanın dışında bir beklenti taşımıyor.

Kamu hizmetleri özelleştirilerek sermayenin daha kolay kâr etmesi için oluşturulan yapılar meyvelerini vermeye başladı. Üniversite mezunu genç insanlar taşeronlaştırılan hizmetlere aracılık eden firmalarda temizlik elemanı olabilmek için yarışıyorlar!

180 bini aşkın üniversite mezunu öğretmen ihtiyaç olmasına rağmen atanamıyor. IMF programları buna izin vermiyor. Diğer taraftan özel okullar desteklenerek öğretmen üç kuruşa çalışmaya zorlanıyor, mecbur ediliyor.

Sağlıkta farklı bir durum söz konusu değil. Sözde herkes yararlanacak diye hesapsız yapılanmalara çanak tutularak, hem devletin sağlık harcamaları çığ gibi büyüyor, hem de parası olanın kaliteli, nitelikli tedavi görmesine uygun politikalar yaşama geçiriliyor. Kısaca paran kadar yaşa!

Özel hastaneler yolu ile kamunun kaynakları hoyratça aktarılarak yeni zenginler yaratılıyor. Ve bu kuruluşların yarın uluslararası sermayenin eline geçeceğinden kuşku duymuyorum.

Uluslararası sermayenin ülkenin kaynaklarını direk veya yerli ortaklar aracılığı ile sömürmesine uygun yapılar olağanlaştırılıyor. Aslında üzerine kitaplar dolusu yazı yazılabilecek sistemli ve planlı bir sürecin on iki eylülden bu güne uygulanmasına tanık oluyoruz. Sivil toplum kuruluşları ya bu senaryoyu destekleyerek destekleniyor(!) ya da karşısında olanlar bir şekilde etkisizleştiriliyor veya yok ediliyor.

Sonuç olarak bu gün gelinen süreç tamda küresel güçlerin yıllardır amaçladığı , uyguladığı, uygulattığı, inşa ettiği bir tablodur.

Güney Amerika ülkelerinin uygulanan küresel sömürü düzenine karşı gösterdiği tavır tamda bizde uygulanan sermayenin acımasız sömürüsüne karşı bir bakış açısı geliştirmemize önayak olabilir. Ancak bunun için yaşananların iyi ve doğru değerlendirilmesi önkoşuldur.

Bireyselliklerin ön plana çıkarıldığı, çıkarın belirleyici olduğu toplumsal yapıyı yeniden cumhuriyetin ilk yıllarındaki ulus bilincine, emperyalizmin sömürüsüne karşı bir duruş sergilenmesine dönüştürmedikçe küresel sermayenin kıskacından kurtulmanın yolu yoktur.

Bugün yaşananları da kimin işine geldiğini düşünerek değerlendirmek günümüzü anlamak için belki bir yol olabilir. Geçmişten, yaşananlardan ders almak gerekir.

On iki eylül kimin, kimlerin işine yaramıştır, düşünülmesi gereken nokta budur.

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..