Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '11

 
Kategori
Güncel
 

12 Eylül darbesi niye bu kadar kolay başarılı oldu?

12 Eylül darbesi niye bu kadar kolay başarılı oldu?
 

Bu gün 12 Eylül… 

Dile kolay otuz bir yıl geçti üstünden ve ben hala düşünürüm o günü… 

Yanlış anlamayın sadece yıl dönümlerinde değil, hep düşünürüm… 

Ve her gün düşünmem için çok nedenim var benim… 

Hatta istemesem bile düşündürtürler… 

Saplantı mı? Hiç değil… Bir nehrin akışı değiştirildi o gün… 

O nehir düz ovalara, dağlara, çöllere verildi… 

Bazı yerlerde kurudu, bazı yerlerde bataklıklara dönüştü… 

Bazı yerlerde ise vahalar oluşturdu… 

Niye çok kolay oldu bu iş? 

Niye bu kadar kolay teslim alındı Türkiye Devrimci Hareketi? 

Niye gözle görünür, hissedilir bir direniş olamadı? 

İşte ben otuz bir yıldır bunları düşünür dururum? 

Elbet yüzlerce nedeni vardır ve her biri az çok etkendir… 

Ama ben o günlere yeniden yeniden döndüğümde inanın asıl neden şuydu demeye korkuyorum artık… Burada yanlış anlaşılmak istemem; Direniş olsaydı yüz binlerce kişi ölseydi daha iyi olurdu demiyorum… Hatta en baştan diyorum: sonuç değişmezdi… Fakat yinede bu soru delirtiyor beni; Niye bu kadar kolay oldu teslimiyet? 

Günde sağdan 10 soldan 10 kişi ölüyordu, millet bıkmıştı, halk devletin yanında yer aldı masalına hiç inanmadım… Belki ufak doğru kırıntıları vardır içinde… Ancak bu hatalı bir tespit… Devrimci adamlar zaten çok güvenmedi halkına hiçbir zaman… 

Sanırım yorgundular ve bu darbeyi sessizce kabul ettiler… Bu yorgunluk parçalanmışlıktan geliyordu… Elliye bölünmüşlük vardı… Başa çıkılamaz bir şeydi bu… Tek bir cümle yüzünden, tek kelime yüzünden, yürünecek yolda strateji yüzünden parça parça olmuşlardı… Acilcilik, köylülük, işçilik 3.dünyacılık, Maoculuk, Enver hocacılık, Moskovacılık vs vs… Allak bullak olmuştu kafalar… Hedef belliyken, düşman belliyken, yeni yeni düşmanlar yaratıldı… Bu gün dost olan yoldaş yarın düşman oldu… İşte bu yordu insanları, enerjisini bitirdi… Gücünü algılayamadı… Adeta biri düdük çalsa bitse bu iş denildi… Gurupları ayakta tutan bu ayrılığın mimarları olan kişiler ortadan yok olunca, asıl kitleler hiç direnmeden teslim alındılar… 

Umarım bir gün belgelenir… Güya illegal olan bu örgüt yapıları birkaç günde armut gibi toplandılar… Yapıların içindeki devlete çalışanları düşünün burada… Bu toplanan kişilerin devrimci direnişi işkencelerde oluştu işte… 12 Eylül’e direniş daha çok hapishanelerde gelişti… Oysa toplanan silahlar, içeriye alınan militanlar, azımsanmayacak güçteydi… Fakat bunu bilen kimse yoktu… Oysa Devrimci Yapıyı devlet çok iyi biliyordu… Bu yapıya liderlik edenlerin pek çoğu devletin adamıydı… 

Bu gün 12 Eylül’ün generallerine sövgüler yağar… Emperyalizme lanetler okunur… Hep gülerim bunlara… O saydıklarımız görevlerini yaptılar… İşlevlerini yerine getirdiler… Ya Devrimciler ne yaptı? İşte asıl sorgulanması gereken budur bence… Hala yüzleri kızarmadan biz şunları dedik ti, yaptık dı, bize uysalar dı dediklerinde cinlerim çıkar… 

Devrimciliğin dört beş maddeden fazla anayasası olmaz kardeşim… Ve bu anayasa birilerince açıklanmaya muhtaç kalmışsa vay o Devrimci Hareketin haline… Ağıtlara kalır işimiz… 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..