12 Eylül referandumunun sonuçları

12 Eylül 1980 de darbe yapanlara 12 Eylül 2010 da yapılan referandumla büyük darbe vuruldu. 

12 Eylül 2010 referandumunda evet oylarının yüksek çıkmasıyla statükocu kesim, AK Partiden çok, Yetmez Ama Evet diyenlere yüklendi. Evet oyu vererek AK Partinin ekmeğine yağ sürüldüğünü iddia ettiler. Anayasa da yapılacak bu değişikliklerin yetmeyeceğini ancak, yeni, sivil, demokratik bir anayasa yapılmasının önündeki kimi engellerin kaldırılması, bir eşiğin aşılması anlamında önemli olduğu gerçeğini görmezden geldiler. Şimdi yazacaklarımı da kuşkusuz aynı önyargılarla görmezden geleceklerdir. Ama ne yaparsınız; bize de kimi gerçekleri inatla, ısrarla ve sürekli olarak yineleme görevi düşüyor. 

Bakın neler olmuş, 12 Eylül 2010 referandumundan bu yana. 

-Evren ve cunta liderlerinin dokunulmazlık zırhı delindi. Haklarında soruşturma açıldı. 

-Ordudan atılan 1543 askere özlük hakları iade edildi. 513 mağdura iş verildi. 

-HSYK kararıyla meslekten men edilen 52 hakim ve savcı mesleğe döndü. 

-71 bin 516 vatandaşın yurt dışı yasağı kaldırıldı. 528 kişinin tahdit kaydı silindi. 

-O dönem cezaevinde yatan binlerce kişinin sigorta emeklilik hakları iade edildi. 

-Tutuklu kalanların sigorta prim borçları hazine tarafından ödenmeye başlandı. Daha da önemlisi psikolojik olarak toplumda bir daha darbelerin yaşanmayacağına ilişkin bir güven oluştu. Darbe heveslileri de artık, bırakın darbe yapmayı, akıllarına bile getiremeyeceklerini anlamış oldular. 

Eğer 12 Eylül referandumunda hayır çıksaydı tüm bu saydıklarımın gerçekleşmesi mümkün olabilir miydi? Tüm bunları söylerken tek başına referandumun demokratikleşme anlamında hiçbir şey ifade etmeyeceğini de biliyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey daha var, mücadele etmeden hiçbir şey elde edilmiyor. Salt AK Parti muhalifliği yaparak sürdürülen bir mücadelenin de hiçbir işe yaramadığını, aksine AK Partinin oylarını artırdığını hep birlikte gördük. Önümüzde yeni anayasa süreci var ve tüm toplumsal katmanların bu sürece aktif olarak katılması gerekir. Yeni anayasa, tek başına AK Partinin yapabileceği ya da bizim istediğimiz içerik ve anlayışta gerçekleştirebileceği bir iş değildir. İşte bu yüzden dir ki, şimdi sorumluluk duyan tüm yurttaşların özellikle de yeni anayasa konusunda ellerini taşın altına koymaları, tüm siyasi ve ideolojik önyargıları bir yana koyup, gerçek bir demokrasinin yerleşmesinin ön koşulu olan yeni anayasanın yapılması sürecine katkı koymaları gerekir. 

ayhanongun@gmail.com