Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

12 Eylül'ü yargılamanın anlamı

Gördüğüm kadarıyla, AKP’nin kuyruğuna takılmış şak şak şakıyan demokrasi bülbülleri, Baykal’ın 12 Eylül’ün yargılanmasına ilişkin önerisi karşısında dut yemiş bülbül pozisyonuna geçtiler.

Hani demokrasi istiyordunuz, anti darbeci idiniz, neden sesiniz kesildi?

Bu demo-kır-atlar, 12 Eylül’ün çeşitli nedenlerle yargılanmasının anlamsız olduğunu söylemeyi seçtiler, ayrıca Evren 90 yaşındaymış neyi yargılanacakmış. İşbu Baykal’ın ortalığı karıştırmak için izlediği taktiklerden biriymiş.

Yani bu kadar yüzsüzlüğe de pes demek gerekir.

Bunun genel bir eğilim olduğunu düşünüyorum. Öz deyişle AKP ve uygulamaları taraftarı olan ve CHP muhalifi olan ve güya demokrasiyi savunduklarını şiar edinen kesimler, bu öneriye uzak durdular ya da değerini düşürmeye çalıştılar. Oysa onların tezleri açısından düşündüğümüzde, 12 Eylül’ün yargılanmasına CHP karşı çıkmalı, kendileri bunu istemeliydi. Çünkü onlara göre CHP statükonun partisi. İnsan utanır ya, CHP ne zaman bu ülkede iktidara geldi? Ne zaman statüko yarattı?

CHP’nin statüko yaratması ile ilgili olarak 1950 öncesi akla getirilebilir, ancak CHP, bu tarihi ve öncesinde Atatürk’ü referans aldığında, yani ‘CHP Atatürk’ün partisidir’ diye propaganda yaptığında Atatürk sömürücüsü olarak suçlanır. Yok eğer 1946 ya da 50’yi sıfır noktası alsak, bu durumda, CHP’nin hiç iktidara gelmediği gerçeği ortaya çıkar. Ama bu durum, CHP’yi statükocu olarak suçlamak için uygun durum olmayacağından dolayı, bu partinin kökenini ittihat ve terakki denen şeye kadar geri götürmeyi tercih ederler. Çünkü esas dertleri üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir.

Bu çelişkinin tek bir izahı var, o da AKP angajmanıdır. Her durumu AKP’nin lehine yorumlayacak şekilde düşünme hastalığıdır.

CHP bu ülkedeki günahların çok azından sorumludur. Bir türlü iktidara tek başına gelememiş olması, bunun yolunun son on yıllarda sağ kesime yaranmaktan geçtiğinin düşünülmesi, yine bu son on yıllarda bilerek büyütülen ılımlı İslamcılık karşısındaki duruşu bu partinin zaman zaman gerçekten yalpalamasına ve ama zaman zaman da öyle algılanmasına neden olmuştur, ancak CHP merkez solun bir partisi olarak, bu parti tabanı olan halkın iradesini ülkenin yapısallığına hakkıyla koyamamıştır, siyasal görüşünü dinsel yapısına gören alan halk, anlasa da anlamasa da bu partiye oy vermemiştir.

12 Eylül’ü yargılamanın ne demek olduğunu anlaşılması önemli. Bu yargılama Evreni ve diğer generalleri yargılamaktan çok öte bir şeydir. Bu ötenin ne olduğunu ancak gerçekten demokrat olanlar, gerçekten darbelere karşı olanlar ve düşünce dürüstü olanlar anlayabilir. Bu öte ise, bir anlayışın yargılanmasıdır. Bu anlayışın işlediği suçların ortaya çıkartılması ve deşifre edilmesidir. Yoksa bunları yapanlardan öç almak bu yargılamanın ilk amacı olamaz ve olmamalıdır.

AKP angajmancıları Ermeniye Özür kampanyasına imza atarken, 100 yıl önceki bir olayın yeniden gündeme gelmesine ses çıkarmayarak, hatta Türkiye'yi kafadan soykırımcı görürken, hala diriliğini koruyan çok yakın bir tarihteki olayın gündeme gelmesini neden aynı iştahla istemiyorlar? Bu ne yaman çelişkidir böyle? Angajman düzeyinde bakarsak çelişki değil tabi.

12 Eylül'e yönelik bir yargılama, bir darbenin nasıl geliştiğini; nasıl oluştuğunu; nelere yol açtığını; kimlerin ne tür suç işlediğini ve işleyebileceğini ortaya çıkaracaktır. Kenan Evren intihar etse ne olur hapis yatsa ne olur, bunun bir önemi yok artık. Ancak suç işlemişse bilinsin, işlememişse de bilinsin, bu hakkı yok mu?

Yargılanan bir anlayıştır, suçludan çok, suç önemlidir.

AKP sempatizanı demokrasicilik oynayanların bunu anlamasını söz konusu olamaz.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..