Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '12

 
Kategori
Siyaset
 

12 Eylül Utanç Müzesi/ Antalya... Ağlama Duvarı... Alamut Cumhuriyeti!

12 Eylül Utanç Müzesi/ Antalya... Ağlama Duvarı... Alamut Cumhuriyeti!
 

Baş not: Normal bir yazı değildir... Başlama, gelişme ve sonu yoktur! Bir duygu furtınasıdır...

Bu sergi/etkinlik/müze olayını duyduğum andan itibaren içim kıpır kıpır... Onlarca duygu fırtınası içimde... Bir gün ara bile verdim işime erken gidebilmek için ...

Eşim gitme dedi: ''Biliyorum helak edeceksin kendini!'' Kendisi ufak bir kazadan dolayı bana eşlik edemediği için böyle söyledi... Yoksa mutlaka yanımda olurdu...

Oysa bendeki asıl baskın duygu: ''Dostlarım beni ziyarete gelmiş... Bir sohbet ederiz... Bir hal hatır sorarız. Geçmişi anarız.'' idi...

Bir tarafım uçuyordu oraya varmak için... Bir tarafım sakin ol diyordu... Sahilde bira içip ''Alamut'' okudum biraz... Sakinledim kendimce... Yoldaşlarıma ''hoş geldiniz'' diyecektim... Hatta ''bu akşam bendensiniz'' diyecektim... ''Özgür Balık'' ta yer içer sonra ''Nobel''de türkü dinleriz diyecektim...

Cam Piramit'e girdiğim anda tüm camlar/kendimi koşullandırmalarım kırıldı...

Tüm yoldaşlarım bana bakıyordu... Yüzleri, gözleri ve öyküleri olan her yoldaşım bana bakıyordu...

Çok çok ama çok çok özlemişim onları... Hasret gözyaşları döküldü önce... Biraz utanarak... (Dostum Nazlı ve Eşi umarım kendilerinden kaçtığımı düşünmezler... Ağlamaktan konuşamadım)

Sonra tüm yoldaşların önünden geçtim... Sanki benim için ağlama duvarıydı...

Yaşadığım için, bira içtiğim için, türkü dinlediğim için kendimden utandım sonra... Dar attım kendimi dışarı ve sigara molası...

Tekrar girdim elbet yoldaşlarımın yanına... Hepsini bir arada görmek belki bir daha nasip olmaz diye...

Tüm işkece aletlerinde bir dostum bağırıyordu; ben bu aleti tanıyorum!

Dersini dinlediğim hocalarım, sohbetini dinlediğim arkadaşlarım, birlikte çay/rakı içtiğim, beraber türkü söylediğim ne çok yoldaşım varmış.. Hala bu gün bile onlara aşık olanların dostuyum ben... Ne çok yoldaşım varmış... Ne çok öykü bilirmişim... Ne çok... Ne çok onlarla benmişim...

Ne kadar unutmuşluklarım varmış... Ne çok utanmışlıklarım olmuş.

Deniz, Mahir, İbo... Mazlum... Yılmaz Güney... İllaki Hasan Kızılkaya... Ve arka sıralarda oturmuş, yüzlerce binlerce yerimin yanları olduğu yoldaşlarım...

Ne Cumhuriyetmiş be kardeşim: Dersim'in, Çorum'un, Yüzlerce Faili Meçhul'ün, İdamın, işkencenin ve açıktan infazın bile sarsamadığı Cumhuriyet... Yüzlerce, binlerce kurbanın tek katili olmadığı Cumhuriyet... Siyasetimiz Alamut siyaseti....

Dedim ki burası Asıl Alamut... Alamut Cumhuriyetindeyiz bizler...

Dışarı çıkınca üç gözlemimi aktarayım... Kulaklarım şahit...

-Kürtlerin acısı yansıtılmamış...

-Şehitler niye şehit olmuş...

-Bir gelin-damat dış çekimi... Bembayaz gelinlikler ve damatlıklar içinde ve mutlu-mesut bir çift ve dostları o cennet bahçede mutluluklarını resmediyorlardı...

Biliyorum ki tüm yoldaşlarım o çifte''Mutlulaklar!'' diye bağırdılar...

Dip not: Umarım siyaset kategorisnde yayınlanır....

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..