Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '07

 
Kategori
Tarih
 

12 Eylül

12 Eylül
 

Belkı de darbe yapılmasaydı daha kotu olurdu, belkı tam aksıne duzelırdı. Ama sonuc olarak hukumetın dusuncesı ve karı ne olursa olsun ordunun kararı agır bastı ve darbe oldu. Daha ben yenı dogdugum zamanlar olmus ben bılmıyorum ama anlatılan lara gore karne ıle gıda maddesı alınırmıs , sımdıkı gıbı bolluk yokmuş.

Asıl konu su nedne darbe oldu? Ben de bu konu ıle bıraz arastırma yapmak ıstedım , iste Genelkurmay baskanılıgından uyarı mektubu ve ardından gelen darbe.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Ülkemizin içinde bulunduğu ortamda Devletimizin bekası, milli birliğin sağlanması, halkın mal ve can güvenliğinin temini için; anarşi, terör ve bölücülüğe karşı parlamenter demokratik rejim içerisinde anayasal kuruluşların ve özellikle siyasi partilerin, Atatürkçü milli bir görüşle müştereken tedbirler ve çareler aramaları kaçınılmaz bir zorunluk olarak görülmektedir.

Milli Güvenlik Kurulunun muhtelif toplantılarında bu konuda alınan kararların muhalefete mensup siyasi partilerin kısır tutum ve davranışları yüzünden olumlu sonuçlara götürülemediği yüksek malumlarıdır.

Kuvvet Komutanları ile beraber yaptığım son gezilerimde Ordu ve Kolordu Komutam seviyesindeki general ve amirallerle görüşmelerimde milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde süratle bir sonuca ulaşabilmek için gerekli tedbirlerin müştereken tespiti amacı ile tüm anayasal kuruluşlar ve siyasi partilerin bir kere daha uyarılması bütün komutanlarca müştereken dile getirildi.

Bu karar ışığında Türk Silahlı Kuvvetlerinin görüşlerini, Milli Güvenlik Kurulu Başkanı olarak zatıalilerine sunuyorum.

Gereğini yüksek takdirlerine arz ederim.

Saygılarımla. " (27 Aralık 1979)

Ve devamında o zamankı sıyası partılerın kaptılma karının remı gazetede yayınlanması:

Kanun No: 2533
Kabul Tarihi: 16.10.1981
Resmi Gazete: 16.10.1981 - 17486 Mükerrer

MADDE 1. - 12 Eylül 1980 tarihine kadar kurulmuş olan ve faaliyetleri Milli Güvenlik Konseyinin 7 Numaralı Bildirisi ile yasaklanmış bulunan bütün Siyasi Partiler; tüm merkez, il, ilçe ve diğer şube teşkilatları, kadın ve gençlik kolları, temsilcilik, lokal ve diğer adlarla kurulan her türlü yardımcı kuruluş ve yan organları ile birlikte feshedilmişlerdir.

MADDE 2. - Feshedilmiş bulunan; Siyasi Partilerin ve her türlü yardımcı kuruluş ve yan organlarının para dahil taşınır ve taşınmaz bütün malları bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihte Hazineye geçer.

MADDE 3. - Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kurucusu Atatürk’ün düzenlediği vasiyetnameye göre, maliki olduğu bütün para ve hisse senetleriyle Çankaya’daki taşınır ve taşınmaz mallarının, o tarihte mevcut tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisine belirttiği şartlarla tevdi ettiği idaresi görevi; bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren vasiyetname uyarınca tam ve noksansız olarak Devlet Başkanlığı Genel Sekreterliğince ifa olunur.

MADDE 4. - Siyasi Parti mallarının Hazineye intikaline ilişkin tasfiye işlemleri, en geç bir ay içinde Maliye ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara göre bu Bakanlıklarca yapılır.

MADDE 5. - 2325 sayılı Kanun hükümlerine göre Kayyım tayin edilmiş olan Siyasi Partilerle ilgili tasfiye işlemlerinde bu Kayyımlar da diğer görevlilerle müştereken görev ifa ederler.

Tasfiye işlemi biten Siyasi Partideki Kayyımın görevi kendiliğinden sona erer.

MADDE 6. - Milli Güvenlik Konseyi tarafından yeni bir kararla değiştirilmedikçe 2 Haziran 1981 gün ve 52 sayılı Milli Güvenlik Konseyi kararında yer alan hükümlerin uygulanmasına devam olunur.

MADDE 7. - 13 Temmuz 1965 tarih ve 648 sayılı Siyasi Partiler Kanunu ile ek ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 8.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 9. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

12 EYLÜL DÖNEMİNİN İDAMLARI...

12 Eylül'den sonra kurulan sıkıyönetim mahkemeleri üst üste idam kararları vermeye başlarken, 1972’den beri fiilen uygulanmayan idam cezaları da hızla infaz edilmeye başlandı. Politik eylemleri nedeniyle hüküm alanların yanı sıra adi hükümlülerin infazları da gerçekleştirildi.

1980-84 yılları arasında 50 kişi idam edildi. Bunların 18’i sol, 8’i sağ görüşlü ve 23’ü de adli suçtan hükümlüydü. Ölüm cezası infaz edilenlerden biri ASALA adlı Ermeni terör örgütü mensubu Levon Ekmekçiyan idi. (Esenboğa Olayı 1982)

Yönetim, idam cezalarının infazında ısrarlıydı. Kenan Evren 3 Ekim 1984’te Muş’ta yaptığı konuşmada “Hainleri asmayıp da besleyecek miyiz?” diyor ve bu sözü uzun yıllar belleklerde yer ediyordu.

12 Eylül döneminde sıkıyönetim askeri mahkemelerince 517 sanığa idam cezası verildi. Askeri Yargıtay’ın onayladığı idam kararlarının sayısı 124 oldu. Bunlardan, MGK’nın onayladığı ve onay sonrası hemen infazı yapılan 50’si dışındakiler için cezalar fiilen müebbet hapse dönüştü.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birçok tur ardından Cumhurbaşkanı'nı seçememesi ve 6 Eylül günü Konya'da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin şerîat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği yürüyüş gösterildi.

Ülkede tırmandırılan sağ - sol ve alevi - sünni gerginliği bireysel ve kitlesel siyasi cinayetleri besledi. 12 Eylül 1980 öncesinde sağ ve sol siyasi hareketin önde gelen temsilcileri cinayetlere kurban gitti. Doç. Bedrettin Cömert, Abdi İpekçi, Gün Sazak, Nihat Erim ve tanınmış birçok kişi sağ ve sol gruplara mensup militanlar tarafından öldürüldü. Darbe öncesinde siyasi cinayetlerin sayısı her gün 30'a yaklaşıyordu.

Ülkede, yönetemeyen hükûmet, karar alamayan Meclis ve ardı arkası kesilmeyen siyasi cinayetlerin yol açtığı yılgınlık havası, 12 Eylül öncesi dönemin son Başbakanı Süleyman Demirel'in '70 sente muhtacız' sözü ile özetlenen işsizlik, kıtlık ve işyeri anlaşmazlıkları ile yoğunlaştı.

Darbe ardından, siyasi cinayetlerin çok kısa sürede sona ermesi, güvenlik güçlerinin şiddet eylemlerini darbe öncesinde neden önlemediği / önleyemediği sorularını da beraberinde getirdi. Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter'a 'bizim çocuklar işi bitirdi' anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması, 12 Eylül'de ABD'nin rolü konusunu da tartışmalara açtı.

Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusu'nda başlatılan ayrılıkçı silahlı hareket, 12 Eylül yönetiminin getirdiği Kürtçe konuşma yasağı ile güçlendirildi ve gerekçelendirildi. Diyarbakır Cezaevi başta olmak üzere bölge cezaevlerindeki kötü muamele, 1983 seçimlerinden sonra yoğunlaşacak Kürdistan İşçi Partisi (PKK) adına terör eylemlerini gerçekleştirenlerin gerekçelerinden biri oldu. Bu cezaevlerinde tutulan PKK militanlarının önemli bölümü, daha sonra, PKK yöneticileri arasında yer aldı.

12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı. Bu durum, siyasi partilerin sürekliliği konusunda tarihsel sorunlar yaşayan Türkiye'de siyasi temsilin demokratikleşmesi önünde yeni bir engel oluşturdu, siyasi gelenekler geçici de olsa alt-üst edildi.

6 Kasım 1983 genel seçimine, kapatılan eski siyasi partilerin hiçbiri katılamadı; 1982 yılında hazırlattığı Anayasa'yı onaylayarak cuntayı destekleyen seçmen, cuntanın işaret ettiği emekli Orgeneral Turgut Sunalp liderliğindeki Milliyetçi Demokrasi Partisi yerine Turgut Özal liderliğindeki Anavatan Partisi'ni Türkiye'yi yönetmek üzere seçti. Daha sonra, siyasi yasakların kalkması ile eski liderler ve eski kadrolar, yeni partiler ile seçimlere katıldı.

Ve bilanco



* 650 bin kişi gözaltına alındı.

**1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

**Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

**7 bin kişi için idam cezası istendi.

**517 kişiye idam cezası verildi.

**Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı) .

**İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.

**71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

**98 bin 404 kişi 'örgüt üyesi olmak' suçundan yargılandı.

**388 bin kişiye pasaport verilmedi.

**30 bin kişi 'sakıncalı' olduğu için işten atıldı.

**14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.

**30 bin kişi 'siyasi mülteci' olarak yurtdışına gitti.

**300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

**171 kişinin 'işkenceden öldüğü' belgelendi.

**937 film 'sakıncalı' bulunduğu için yasaklandı.

**23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

**3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.

**400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

**Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

**31 gazeteci cezaevine girdi.

**300 gazeteci saldırıya uğradı.

**3 gazeteci silahla öldürüldü.

**Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

**13 büyük gazete için 303 dava açıldı.

**39 ton gazete ve dergi imha edildi.

**Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.

**144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

**14 kişi açlık grevinde öldü.

**16 kişi 'kaçarken' vuruldu.

**95 kişi 'çatışmada' öldü.

**73 kişiye 'doğal ölüm raporu' verildi.

**43 kişi 'intihar etti

İste arastırmanın sonu .


 
Toplam blog
: 35
: 3162
Kayıt tarihi
: 06.10.06
 
 

Yaşı genç, hayat deneyimi biraz olan, her türlü görüşe açık, sevecen, biriyim... Lise mezunuyum, ..