Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

12 Nisan Perşembe

12 Nisan Perşembe
 

VEDA EDER GİBİ KONUŞTU (Akşam). AKP’nin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan başbakan Erdoğan, "AKP'li olmak zaferlerin demokrasiyle kazanıldığına, bazen demokrasiyle kaybetmenin de zafer olduğuna inanmaktır. Ruhumuz halkla örtüşüyor, sıkıntı olmaz. Her Akpartili kardeşimden beklentim, Türkiye’nin meselelerine olduğu kadar, siyaset etiğine ve demokrasiye sahip çıkmalarıdır. Sizin bu sorumluluğu gelecekte de hakkıyla taşıyacağınızdan eminim" dedi.

Yorum : Son anda çok güçlü bir rüzgar esmezse, Başbakanın cumhurbaşkanı seçilmesi çok normal. Ancak söylediklerinin veda etmekle bir alakası yok. Bunlar söylenmesi ve yapılması gereken doğrulardır.

ERDOĞAN’IN DAVALARI MERCEK ALTINDA (Birgün). Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, CHP’li Kılıçdaroğlu’nun soru önergesine verilecek yanıt için, başsavcılıklara gönderdiği çok acele ibareli yazıyla Erdoğan hakkında açılmış davaların sonuçlarıyla birlikte 5 gün içinde seyfullah.cakmak@adalet.gov.tr adresine gönderilmesini istedi. Seyfullah Çakmak’ın Tetkik Hakimi olması, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecindeki hukuki durumunun mercek altına alınacağı yorumlarına neden oldu.

Yorum : Mecliste sorulan bir soruya cevap verilirken, konunun derli toplu bir şekilde gözden geçirme imkânının doğmuş olması, Akparti için bir şans olmuş. Yapılan tenkitlerden ciddi olarak üzerinde durulması gereken bir durum olup olmadığı da bu şekilde açığa çıkacaktır.

CHP KAPATILABİLİR (Bugün). Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu Kanaltürk’e 3 milyon dolar para aktarıldığının ortaya çıkması ile patlak veren skandal büyüyor. Siyasi Partiler Yasası’nı ihlalden CHP’ye kapatma davası açılabilir. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek parayı ödediklerini itiraf etti. CHP 3 milyon dalar = 4, 1 milyon YTL’ye karşılık, sadece 1, 1 milyon YTL kısmına fatura almış.

Yorum: Siyasi Partiler Yasası'na göre partinin giderleri düzenli olarak deftere işlenmek zorunda. Ayrıca siyasi partiler kimseye de borç veremezler. CHP gibi bir partinin böylesine büyük bir usülsüzlükle karşı karşıya kalması yanlıştır. Yasal olarak haklarında herhangi bir işlem yapılmaya kalkışılsa, bu kadar köklü bir parti böyle bir yanlışı nasıl ve niye yapar diye sorgulamak yerine çoğu kimse Akparti muhalefet partisini susturmaya çalışıyor diye düşünecektir. Hani bir söz vardır, minareyi çalan kılıfını hazırlar diye, görülüyor ki CHP onu da yapmamış.

AÇIKLA ERUYGUR (Bugün). Üç-beşbin kişilik mitingler bile bir milyon YTL’ye mal olurken yüz binleri Ankara’ya yığacağını söyleyen Şener Eruygur, bu işi neyle finanse ediyor? Değirmenin suyu nereden geliyor?

Yorum : Evet akla gelen ve cevaplanması gereken bir soru. Ancak gazetenin ifade tarzı bana biraz tuhaf geldi. Bu üslup doğru şeyleri yazıp söylerken bile insanı rahatsız ediyor.

KIYAMET TEHDİDİ (Cumhuriyet). Türkiye’nin uyarılarını dikkate almayan Barzani, söylemini daha da sertleştirdi. Hiçbir yabancı tarafın Kerkük meselesine karışmasına izin vermeyeceklerini iddia eden Barzani, Kerkük’te referandum sürecinin işlememesi durumunda, kıyametin kopacağını söyledi. Kürt Parlamentosu başkanı Kemal Kerküki de Başbakan Erdoğan’ın pazartesi günü Barzani’ye verdiği yanıtı eleştirdi.

Yorum : Barzani'nin bir plan dahilinde yaptığını sandığım açıklamalırının devamı mahiyetinde bir bilgi bugünkü Cumhuriyet'e manşet olmuş. Dünkü yazıda bu konudaki görüşümü belirtmiştim.

KAPIYI BAYKAL’IN YÜZÜNE ÇARPTI (Güneş). Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığı konusunda CHP lideri ile görüşmeyeceğini belirterek, bu zaman israfı olur, dedi.

Yorum : Maalesef doğru bir tesbit. Yaklaşık bir yıldır her gün sakız gibi çiğnenen bir cumhurbaşkanlığı seçimi meselesi ve özünü "Erdoğan seçilmesin" mantığının oluşturduğu bir karşı kampanya ile tavrını açıkça ortaya koyan bir insanla görüşülüp ne konuşulacaktır? Hani hiç değilse idareten muhalefetle görüşülüyormuş izlenimi verilse filan gibi bir düşünce içinizden geçiyorsa, bile bile ne zamana kadar bazı şeylere lades diyeceğiz? Politikaya dürüstlük hakim olsun tezini savunurken, böyle ikiyüzlü bir görüşmeyi tasvip etmenin ne anlamı ne de gereği var. Keşke sayın Baykal böyle davranmasaydı ve yapılan bir görüşmenin ardından kendi düşüncesini açıklayıp dürüst bir tavır sergileseydi. Yazık oldu kaybettiğimiz zamanlara...

GÜVENLİK TAZMİNATI (Hürriyet). Lüks bir sitedeki dairesi soyulan Dilek Karaçam, korumaların ihmali var, diyerek dava açtı. Mahkeme müteahhit firma ve güvenlik şirketinin tazminat ödemesine karar verdi. Yargıtay kararı onaylarsa, benzeri olaylar için bu karar emsal teşkil edebilecek.

Yorum : Doğrusu da bu. Çünkü böyle bir sitede insanların daha fazla ücret ödeyerek oturmak istemelerinin sebebi güvenlikten yararlanmaları ve kendilerini emniyette hissetmeleridir. Reklamı yapılırken, güvenlikli, emniyetli, müstakil site gibi ifadelerin kullanılması, pratikte bu sonucu sağlamıyorsa, o zaman böyle bir sitenin anlamı ne, amacı ne? Herkes üzerine aldığı sorumluluğu hakkıyla yerine getirdiği takdirde hukuka saygılı bir toplum olacağız ve daha güvenli yaşayacağız.

BU NE REZİLLİK (Milli Gazete). Sağlık Bakanlığı ve AB ekipleri deneyimli fahişelerle 100 bin fahişeye mobil hizmet sunuyor. AB’ye uyum adı altında zinayı suç kapsamından çıkartan AKP hükümeti şimdi de fuhşu özendiren yeni bir adım attı. Sağlık Bakanlığı AB’nin desteğiyle seks işçisi tanımını kabul ederek sokak ortasında fuhuş yapan binlerce hayat kadınına eğitim verecek.

Yorum : Gazetenin haberinin son cümlesinden anlaşılabildiğine göre hayat kadınlarının sağlık açısından topluma zararlı olmaması, hastalık bulaştırmaması için kendilerine bazı konularda yardım edilecek ve bilgi verilecekmiş. Bunun kime ne zararı var? Böyle başıboş mikrop saçarak dolaşmaları daha mı iyi? Konuyu saptırmanın bir anlamı yok. Haberin, sanki onlara mesleklerini daha iyi yapmak için erkekleri nasıl kandıracakları öğretilecekmiş gibi sunulması yanlış.

ÖZKÖK PAŞA TEKZİP ETMEDİ (Milliyet). Emekli Orgeneral eski Genelkurmay başkanı Hilmi Özkök, günlükteki darbe iddialarıyla ilgili olarak birlikte görev yaptığı komutanlara ve ve iddiaları yayımlayan nokta dergisine eşit mesafede durdu. Şu anda konuşmamam daha iyi diyen Özkök Paşa, zamanı geldiğinde belki açıklanır, şeklinde konuştu.

ANKARA KAYNIYOR (Vatan). Andıçta kritik gelişme… Genelkurmay köstebeği asteğmen tutuklandı. Genelkurmay başkanı Orgerneral Yaşar Büyükanıt’tan sürpriz Basın toplantısı… Gözler Büyükanıtta. Genelkurmay eski başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök, darbe girişimi yoktu, demedi. Konuşmak ateşe benzin dökmek olur diyen Özkök, zamanı geldiğinde olay belki benim, belki başkası tarafından açıklanır, dedi.

BÜYÜKANIT SORUŞTURMA AÇSIN İMASI (Yeni Şafak). Özkök darbe günlüklerini yalanlamadı ve yargı el koymuştur, soruşturma açılması Genelkurmay başkanının takdirine bağlıdır, görmemezliğe gelelim, ülkemiz iyi gitsin demek de yanlıştır, dedi.

Yorum : Özkök Paşa bir askere yakışır tavır sergilemiş. Yalan söyleyip olayı örtbas etmek istememiş. Ama ortalığı velveleye verip bir kaos yaratmaktan da çekinmiş. Zaten bunun ne anlama geldiğini anlamayan da kalmamış. Mesele açıklığa kavuşmuş demektir. Gerisi Büyükanıt Paşa'ya kalmış...

ÇANKAYA SORUSUNA NE YANIT VERECEK? (Radikal) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, bugün bir Basın toplantısı düzenleyerek TSK’yı doğrudan ilgilendiren konularda konuşacak. Türkiye'nin gündeminde terör ve Barzani tehdidi gibi önemli konular var. Gazetecilerse köşk sürecini soracak. Merak edilen, Büyükanıt’ın nasıl bir yanıt vereceği…

Yorum : Büyükanıt paşa Basın toplntısının konusunu TSK'yı doğrudan ilgilendiren konular olarak seçmişken, gazetecilerin ona cumhurbaşkanlığını sorması şık bir durum değil. Paşayı da zor durumda bırakmak gibi bir sonucu var. Hepimiz biliyoruz ki, Genelkurmay başkanı hiyerarşik olarak bu konuda söz söyleme yetkisine sahip değildir. Ama bu bir görüşü olmadığı anlamına da gelmez. Gerilimi artırmamak adına Basın da üzerine düşen görevi bilse ve yerine getirse iyi olur diye düşünüyorum

BİR HAYAT YANDI (Posta) ve NERON SEVGİLİ (Takvim). Evli olduğunu öğrenince kendisini terk eden sevgilisinin işyerini basan Sabri Önal, silahını çekip tetiğe bastı. Silah tutukluk yapınca bir şişe benzini kadının üzerine döküp kibriti çaktı. Alev alev yanan kadın ağır yaralandı. Kadının daha önce "beni öldürecek" diye Sabri Önal hakkında suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı.

Yorum : Olayın birinci bölümünde gözü dönmüş bir insanın işlediği saçma sapan bir suç var. Sevginin ne anlama geldiğini kavrayamayan insanların sevgileri bile tehlikeli. Sevmek, sevdiği için fedakârlık yapmak demektir. Oysa bu olayda beyefendi baştan suçlu. Evli olduğunu gizlemiş, sevdiği insana yalan söylemiş. Yalanla sevgi bir arada olabilir mi? Bu da yetmiyormuş gibi sevdiği kadını öldürmeye kalkışması, silahın ateş almaması üzerine benzin döküp yakmaya çalışması insanlık dışı bir vahşet. İkinci bölümde ise hayati tehlike olduğu için suç duyurusunda bulunan bir insanın korunamamış olması meselesi var. Emniyet teşkilatı bu tür olaylarla giderek daha çok karşılaşacaktır. Devletin birinci görevi vatandaşının yaşam hakkını korumaktır. Bu konuda gereken tedbirlerin bir an önce alınması, bu tür vakalarda nasıl bir yol izleneceğinin acilen belirlenmesi lazımdır. Hanımefendiye geçmiş olsun ve Allah şifalar versin.

HEDİYE CEPLE GELEN TEŞHİR (Sabah). Telsim’in eski borçlularının listesi internette yayınlandı. Uzanlar’ın hatlı cep hediye ettiği birçok ünlü listede çıktı. Borçlarının farkında bile olmayan ünlülerin borcunu Vodafone kabul etmedi. 120 milyonu bulan alacak, faiziyle birlikte bugüne kadar 660 milyona çıkmış.

Yorum : Türkiye'de işlerin nasıl yürüdüğünü göstermesi bakımından ilginç bir örnek. Keşke kamuoyuna yansıtılmadan bu problem çözülseydi. Hiç suçu olmayan insanlar suçlu gibi teşhur edildiler. Yazık...

İŞTE KUZEY IRAK PLANI (Türkiye) Çizmeyi aşan peşmerge lideri Barzani, Türkiye’nin sabrını taşırdı. Siyasi tedbirler çerçevesinde konu Birleşmiş Milletler’e taşınacak, Türkiye’nin haklılığı uluslar arası platformda belgeleriyle ortaya konacak. Habur kapısı kapatılacak, elektriği kesilecek, uçuşlar iptal edilecek. Planın son aşamasında askeri harekât öngörülüyor.

KISKAÇ PLANI (Vatan). Milli Güvenlik Kurulu, Kuzey Irak’ta yuvalanan PKK’ya göz yuman Irak’a karşı üç aşamalı bir eylem planı uygulamaya soktu.
Yorum : Bu haber dünkü gazetelerde vardı ve ben de görüşümü yazmıştım.

UYANAN KAÇIYOR (Vakit). Atatürkçü Düşünce Derneği’nin cumhurbaşkanlığı seçimini provoke etmek için 14 Nisan’da düzenleyeceği mitinge sol kesimden de destek yok. KESK, DİSK, Eğitim Sen ve Türk Tabipler Birliği mitingi düzenleyenlerin demokrasiye inançları olmadığı gerekçesiyle katılmayacaklarını bildirdiler. Mitingle ilgili şaibeler sebebiyle önce katılmayı düşünen rektör, öğretim üyesi ve öğrenci temsilcilerinin de vazgeçtikleri belirtildi. Disk Genel Başkanı Süleyman Çelebi, darbe söylentilerine adı karışan, demokrasi dışı çözümlerden medet umanların organizasyonunda görev aldığı mitingin içinde yer almayı uygun bulmuyoruz dedi.

Yorum : Yanlışta ısrar edenlerin yanında doğruyu görenler de olacağı tabiidir. Keşke zorlamalara sapmadan, demokrasiyi olduğu gibi benimseyip her görüşün varlığını kabul etsek ve saygı duysak, daha mutlu ve daha huzurlu bir toplum oluruz. Gerginliğin sağladığı bir faydaya şimdiye kadar hiç rastlanmadı.

GÜNLÜĞÜ SİVİL MAHKEME YARGILASIN (Yeni Asya) Özden Örnek’in günlüğüyle ilgili olarak suç duyurusunda bulunan emekli savcı Gündel, darbelerle hesaplaşma fırsatı hiç değilse bu defa kaçmasın, dedi. Darbe girişimi türündeki suçlar askeri ceza yasasında gösterilen suçlardan olmadığı için bunlara sivil mahkemelerin bakması gereklidir. Temennimiz 2003 ve 2004’te bir darbe girişiminin olmamış olması. Ama eğer olduysa, ilgililer cezasını çekmelidir.

Yorum : Bu aşamaya gelebilsek zaten mesele hallolmuş demektir. Ama o kadar kolay ve çabuk olamıyor bazı şeyler. Yine de gelişme olduğu şüphesiz...

184 İTTİFAKI (Yeni Şafak) Hukuka karşı hile girişimi anayasacılar ve eski meclis başkanlarından döndü. Başkanlar, ilk oturum için 367 aramak abesle iştigal. Meclis 184 oyla açılır. Diğer arayışlar hukukun dışına çıkmaktır, dediler.

Yorum : Doğrusu bu ama, zorlamadan medet umanlar var hâlâ...

ÖĞRENCİLER SPONSOR BULUP FAKÜLTENİN TAMİRAT VE TADİLAT İŞLERİNİ YAPIYOR (Zaman) Dicle Üniversite’sinde Eğitim Fakültesi binasını öğrenciler onarıyor. Rektörlükten umudu kesip sponsor arayışına çıkan üniversitelilere işadamları maddi destek sağlarken 600 öğrenci de bizzat işçi gibi çalışıyor.

Yorum : YÖK'ün kulakları çınlasın demek gerekir mi bilmiyorum. Aslında öğrencilerin bu özverisi müthiş bir şey. Hepimiz bu şekilde meselelere sarılsak, problemlerimiz çok daha kısa zamanda çözülür.

Yarın yeniden beraber olabilmek umuduylu...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..