Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

12 Yaşıma Mektup

12 Yaşıma Mektup
 

Melankolik bir çocuktum. Yatağa yatıp tavana bakardım saatlerce ve hayaller kurardım.. 2 – 3 yaşlarımda hayali arkadaşlarım, 10 – 12 yaşlarında hayallerim vardı. Hep merak ederdim kendimi; büyünce neye benzeyeceğimi, neler yapacağımı, kimlere aşık olacağımı.
Bazen kendime şöyle derdim; şu an etrafımda olan, yolda yürürken yanımdan geçen, sinemada tesadüfen yanımda oturan biri, belki bir gün benim için çok önemli biri olacak veya ben onun hayatıyla ilgili güzelliklere sebep olacağım.
12 yaşımda, gelecekteki benle konuşmak isterdim hep.. Rüyalarıma gireyim, kendime başıma gelecekleri anlatayım. Nasihat edeyim isterdim..
İşte bu mektup, sadece bunun için.
Ben şu anda bir yerlerde 12 yaşındaysam, bu mektubu o yerdeki ilk rüyama gönderiyorum..

Sevgili Ben,

12 yaşındasın ve biliyorum, korkuyorsun. 2012’ye kadar gayet iyi bir hayatın var merak etme. Ama sana söyleyeceklerimle, sen bunu çok daha iyi bir hale getirebilirsin.

Tüm dikkatini bana ver ve beni iyi dinle,

Şu an etrafına bakmanı istiyorum. Kimleri görüyorsan eğer, hala hayatında.. Tüm o insanların üzerine yenileri de gelecek ve sen hiçbir zaman yalnız bir insan olmayacaksın. Hatta en büyük hasretin yalnızlığın olacak.

Sana çok saçma gelecek biliyorum ama çok kısa bir zaman sonra telefonunu cebinde taşıyor olacaksın ve biri seni aradığında telefonda adı yazıyor olacak. Saat 2’de Divan pastanesinin önünde buluştuğun günler geride kalacak. Yolda yürürken program yapıyor, eve giderken bir anda yolunu değiştiriyor olacaksın. Evinin yolunu bir türlü bulamayacaksın hatta ve kendinle buluşmak için özel programlar yapacaksın. Çoğunlukla kendini yorgun hissedeceksin ama seni hep ayakta tutan bir gücün de olacak, annende ve babanda olduğu gibi..

Sen aşk insanısın. Kalbinin çarpmadığı hiçbir yerde olmadın bugüne kadar..Ne hoşlanmadığın insanlarla birlikte oldun, ne de sevmediğin işler yaptın. Bu sana bazen sıkıntı da getirdi ama şimdiden gurur duymaya başla bu özelliğinle.. İlerde göreceksin, kalbinin çarptığını unutan çok fazla insan var. Sen hiçbir zaman onlardan olamadın.. Kalbin normal seyrinde atmaya başladığı zaman hastalandın hep, başladın yine aramaya ve sevdiğin insanlarla şehirleştirdiğin tüm hayallerini, sadece kendin için, bir nefeste yıkabildin.

Kendini arayışın hiçbir zaman bitmeyecek. Her seferinde yeniden varolacak, korkmadan yenilenecek ve bulduğun her seni biriktiriyor olacaksın, her defasında üzerine biraz daha ekleyerek büyüyeceksin ve bugün bileceksin; seni sen yapan bu arayışın.. Durağanlık ve rutini hiçbir zaman sevemeyeceksin. Sen durdun mu ruhun şişiyor olacak..

İzin ver, ruhun ve bedenin uyum içinde olsun.

Çok güzel insanlarla, çok güzel aşklar yaşayacaksın ve çektiğin aşk acılarının sonunda ölmeyeceksin, merak etme.. Üstelik, her acının sonunda yeniden doğacaksın, her seferinde zarını yırtıp dışarı çıkmayı başaracaksın, göbek bağını koparıp denize atacaksın hatta. Her doğuşun sana yeni hayaller verecek. ve sen tüm hayallerine sahip olacaksın.

Çektiğin acıların kıymetini bil, bugün sen onlar sayesinde büyüdün ve büyümeye devam ediyorsun.

En önemli özelliğin, ışığı her gördüğünde, hiç durmadan koşabiliyor olman ve kendini engel sanan herşeyi ve herkesi yıkıp geçebilecek kadar güçlüsün. Sadece istemen yeter, istediğin ve sevdiğin zaman harikalar yarattığını bilmeni istiyorum. Ama istemiyorsan eğer, saçının telini dahi kımıldatmazsın. Tembel olduğunu düşünüyorsun, bu seni korkutmasın. Henüz kalbini çarptıran şeylerle karşılaşmadın. Ama çok yakında göreceksin.

Ailenle birlikte hem çok güzel hem de çok acı günlerin olacak. Tüm yaşadıkların, senin hayata karşı bakışını ve duruşunu da oluşturacak.

Anneannene bir söz verdin, annen sana emanet ve babana söyle; en büyük hayalini gerçekleştirdi, 57 yaşında 2. baharını yaşıyor... yelkenlisiyle.. 2000 yılında Galatasaray UEFA şampiyonu olacak ve sen milenyuma Boğaziçi köprüsünde girmeyeceksin ama en sevdiğin arkadaşın olacak yanında..

Bu arada, boşuna 25 yaşında evlenirim, 27 yaşında ilk çocuğumu doğururum diye hayal kurma, olmayacak, hazır olmayacaksın ve istemeyeceksin. Senin için özgürlük ve bağımsızlık çok önemli, bunlara çomak sokuldu mu kırmızı alarm veriyorsun.
Hangi koşulda olursa olsun, kendini sınırlanmış hissediyorsan, uzaklaş ordan... Karşına çok daha iyi fırsatlar çıkacak.

Ama birgün torunun olduğu hayalinden vazgeçme sakın ve ona vereceğin hayat derslerini tasarlamaya başla kafanda.

Şu sıralar ona söylemek istediklerin var;

“Yaşamın inişleri ve çıkışları olacaktır, her inişe ve her çıkışa direnmeden uyum sağla, hiçbir şeyin boşuna olmadığını anladığın o –anda- hayatının ne kadar güzel geçtiğini de anlamış olacaksın. Yaşamaktan sakın korkma ve hissettiğin gibi ol..ve aklında olsun..sadece inen ve sadece çıkan bir yaşam dinamiği yok bu dünyada.. “

 
Toplam blog
: 33
: 735
Kayıt tarihi
: 06.06.07
 
 

Seyahat etmek, gezmek, fotoğraf çekmek, okumak ve yazmak en sevdiklerim..O yüzden bu blogu kurdum..