Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

13 yaşında bir ölüyüm ben...

13 yaşında bir ölüyüm ben...
 

Geçmişi olmayan yarın'ı nasıl görebilir ki...


“Konuşamıyorum kimseyle. Konuşma hakkımı elimden aldılar.

Uyuyamıyorum geceleri, pembe rüyalarımı çaldılar… Onlar…”

Sekiz yıl önce öldüm ben. Yeniden yaşama hakkım varmış gibi bedenimi geri bıraktılar. Neden bıraktılar? Soramadım.

Kendimi kimseye ispat edecek halim, gücüm yok. Bilen biliyor ki; beni bulduklarında oturamıyor, titriyor, konuşamıyor, uyuyamıyor, kendime bir tek neden hala hayatta olduğumu soruyordum.

Yeniden hayata bağladı beni iyi insanlar. Bu dünyada iyi insanlar da var, dedim kendime. Bir tek kötü amcamlar yok. Kötü amcamlar… Benden geçmişimi, çocukluğumu,  geleceğimi, hayallerimi alıp götürürlerken; bana yaptıklarını sonradan kabuslarımda ben defalarca, defalarca, defalarca yaşarken! Adalet tecelli ettiğinde karşılarına geçip soracaktım: “Elinize ne geçti? Ne istediniz küçücük benden? Sizin kızınız, torununuz var mı? Vardır mutlaka. Şimdi böyle sizin gibi 26 kocaman bıyıklı, kelli felli amcalar toplanıp bana yaptıklarınızın aynısını sizin çocuğunuza yapsalar, ne hissedersiniz? Yaşattıklarınızın aynısını sizin canınızdan çok sevdiğiniz bir varlığa yaşatsalar siz ne yaparsınız? Sizin babalık duygunuz var mı? Hayır, bunun olmadığı şüphesiz! Sizler, geceleri nasıl rahat uyuyabiliyorsunuz? Sizler, insan sıfatıyla anılmayı hak etmiyorsunuz!  Elinize ne geçti, ne istediniz benden?” Soramadım…

Yavaş yavaş yeni bir hayata alıştırmaya çalıştılar beni. Bir dizi ameliyat geçirdim. 13 yaşında bir çocuktum ve tüm bir dünya, tüm bir evren, tüm bir insanlık benim küçük omuzlarımın üzerindeydi… Eziliyordum… Doktor ablalar elimden tuttu, terapiye aldılar. Konuşmaya çalıştım onlarla ama… Ne kadar konuşabilirdim yahut, nasıl desem… Anlatmakla anlamak; izlemekle yaşamak arasında derin bir uçurum var…

Benim yaşımdaki diğer çocuklar bana başka gözle bakmasınlar diye adımı değiştirdiler. Hiç değilse onların göz hapsinden kurtulacaktım. Tutundum o yeni hayata, çok çalıştım, çok uğraştım, evet, bir şekilde oldu ve yeniden bağlandım yaşama… Kitaplara, kelimelere sıkı sıkı sarıldım. En iyi arkadaşım oldu kitaplar ve tek paydaşımdı yazdığım şiirlerdeki satırlar… Yine de… ruhum ve bedenim bana ait değilmiş gibi geldi çok uzun zaman. Şimdi şimdi, ruhum ve bedenimin yarısı benim diyebiliyorum.

Sokakta gördüğüm ayakları tutmayan, gözleri görmeyen, her hangi bir uzvu olmayan özürlü insanlardan çok özür diliyorum ama biliyor musunuz sizlerin yerinde olmak isterdim ben! İsterdim; göğsümü gere gere özrümü taşıyabilmeyi, “ben, bu kadarım, yarım bir insanım!” diyebilmeyi. Çünkü bunda utanılacak, aşağılanacak hiçbir şey yok! Ya benim? Neden 26 adamın yaptığı ayıbın, işlediği suçun,  canavarca, insanlık dışı bir eylemin bedelini ben ödüyorum?

Adalet yerini bulacaktı. İnanıyordum! Siz, adaleti de mi satın aldınız? Yargıtay 13 yaşında bir çocuğun nasıl kendi rızasıyla böyle bir işkenceyi kabul edebileceğini düşünür ki? Anlamıyorum… Sizin hak ve hukuk sisteminizin, akli dengenizin yerinde olup olmadığından şüphe ediyorum? Soramıyorum… Soramıyorum…

13 yaşında bir ölüyüm ben… Önümde koca bir gelecek vardı, onu benden zorla aldınız… Ben hepinize inat yaşamak istiyorum…

Not:  Bu yazıyı bu şekilde kaleme almak benim için gerçekten çok zordu. Her ne kadar empati kurmaya çalışsam da N.Ç’nin yaşadıklarını anlatabilmem mümkün değil biliyorum. Böyle bir davada böyle bir kararı onayan Türkiye Cumhuriyeti Adalet, Hukuk ve Yargı Sistemi’ni eshefle kınıyorum!

Kasım’11

elif eser

Bu yazı aynı zamanda http://www.kucukisler.com/2011/11/14/13-yasinda-bir-oluyum-ben/  sitesinde yayımlanmaktadır.  Sn.Zelin Artuğ'a sonsuz teşekkürlerimle...

 
Toplam blog
: 19
: 658
Kayıt tarihi
: 16.03.10
 
 

Oyun yazarı. Son oyunu "Yedi Peçeli" Devlet Tiyatroları tarafından incelenmekte. Diğer bütün yazı..