Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '18

 
Kategori
Güncel
 

13 Yaşındaki Bir Kızın Gözünden Feminizm

13 Yaşındaki Bir Kızın Gözünden Feminizm
 

WE CAN DO IT!


Feminizm, Türkiye'de çok kullanılmayan, kullanılınca zelzele etkisi yaratan o kelime. Peki  insanların bu kelimeyi  kullanmaktan  çekinmelerinin  nedeni  ne, bu kelimenin anlamı ne?

Öncelikle  feminizm,XVIII.yüzyılda Fransa'da filozoflar ve kadın yazarlarca ortaya atılan ve savunulan, daha sonraki yüzyıllarda her toplumda yandaş bulan, kadının siyasal ve toplumsal haklar bakımından erkekle eşit olması gerektiğini öne süren ve bunu gerçekleştirmeyi çalışan akımdır. İnsanoğlunun yaşamaya başladığı ilk andan beri toplumda bir iş bölümü mevcuttu. Erkekler avcılık yapar, eve yiyecek getirirdi. Kadınlar ise çocuklara bakar, "kadınsal" diye tabir ettiğimiz yemek, bulaşık, ütü gibi işleri yapardı. Bu basit bir iş bölümü bunda bir art niyet yok iyenler kesinlikle vardır. Zaten feministleri sinirlendiren şey bu değil. Feministleri sinirlendiren şey bu iş bölümünün monotonlaşıp eve işleri, çocuk bakma gibi işlerin kadınlarla bütünleşip, sadece kadınların yapması gereken işler gibi gösterilmesi, Aslına bakarsanız bu durum beni de kızdırmıyor değil. İşe gitmenin sadece erkeklerin görevi olmadığı gibi eve işleri, çocuk bakmak da sadece kadınların görevi değildir.

Aslında bu feminizmin ortaya çıkma sebeplerinden en önemlisi kadını insan yerine koymayan hastalıklı bir toplumun bulunması. Örneğin; Dünya'daki su tükenmese susuzluk diye bir kavram ortaya çıkar mıydı? Ya da Afrika'da bol bol yiyecek içecek bulunsaydı oradaki insanlar bu hale gelir miydi? Her şeyin bir nedeni vardır. Kadınlara saygı duyulmamasının nedeni de bu hastalıklı toplum Peki bu hastalıktan kastım ne? Hepimizin bildiği gibi bazı insanlar erkek çocuğum olsun diye tutturuyorlar. Peki bu bebek dünyaya gelince ne oluyor? Bu bebeğin elini sıcak sudan soğuk suya sokmuyorlar. Bu arada kız çocukları ne yapıyor? Bir erkek olamadığı için kendinden utanıyor. Anne ve babasının "sen kızsın, dizini kır otur evinde" ,"bu saatte kız başına dışarı mı çıkılır?" gibi kız olmasından kaynaklı azarlar yiyor. O erkek bebek büyüyünce ne oluyor? Anne babasının, kızı küçümsemesinden dolayı o erkek de kızı küçümsüyor ve eziyor. Böyle büyütülen erkeleri genelde haberlerde kadına şiddet, tecavüz, fuhuş gibi konuları başlık almış olaylardan duyuyoruz.

Bütün insanların aynı olmadığı gibi bütün erkeler, aileler ve kadınlar da aynı değil, Örneğin; Atatürk son derece feminist ve kadınlara çok saygılı bir insandı. Atatürk'ün ailesini incelediğimizde erkek bebek sevdalısı bir aile olmadığını görürüz. Buradan çıkarmak istediğim ders şu ki her çocuğun ilk okulu ailesidir. Çocuk ailesinden ne görürse onu yapar. Dünyaya sağlıklı , ülkesine yararlı bir çocuk kazandırmak istiyorsan bu ancak sağlıklı bir aile ile sağlanabilir.

Son olarak feminizmin çıkış amacı erkeklerin haklarını kısıtlamak değil, erkek ve kadın haklarını eşitleyerek ülkeyi daha demokratik, insan haklarına saygılı bir devlet haline getirmektir. Sonuç olarak feminizm kötü bir amaçla değil insanların daha iyi bir dünyada yaşaması için çıkmıştır. Yazımı, Atatürk'ün kadınlar için söylemiş olduğu güzel sözlerden biriyle sonlandırmak istiyorum. " Ey  kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."

BUSE KÖROĞLU 15 HAZİRAN 2018

 
Toplam blog
: 3
: 267
Kayıt tarihi
: 15.06.18
 
 

Adım Buse.18 Mart 2005 tarihinde İstanbul'da doğdum.6 yıl İzmir'de yaşadım ve 6 yıl sonunda doğdu..