Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '08

 
Kategori
Eğitim
 

14.02.2008 akşamı M.Ali Birand'ın sunduğu program...

Sevgililer Günü gecesi önce Siyaset Meydanı.. Sonra o kanal bu kanal dolaşırken KANAL D'de M.Ali Birand'ın sunduğu programa denk geldim. Konu türbandı ve 3 konuk vardı. Biri ismini hatırlayamadığım Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı bir hanımefendi, Koç Üniversitesi'nden bir profesör ve bildiğiniz Abdurrahman Dilipak.

Konu türbandı ama gençler hemen her konuda fikirlerini söylüyorlardı. Epey bir türbanlı öğrenci de vardı.

Neler konuşulduğunu herkes biraz tahmin edebilir ama benim dikkatimi çeken şey Abdurrahman Dilipak'ın söz kendisinde olmamasına rağmen (bir kesimin avukatı gibi) kendi görüşleri haricinde bir şey söyleyen hemen her öğrenciye (sanki eski dini okullardaki öğrencilerin başlarına uzun sopası ile vuran hocalar gibi) haddini bildirmesiydi(!)... Tabi öğrenciler yaşları itibarı ile Dilipak'a hakettiği cevabı veremediler. Hatta, "pardon, biz eksik söylüyor olabiliriz" diyenler de oldu. Şaşırdım yani!

Koç Üniversitesi'ndeki profesör bilimsel olmaya çalıştıkca bence yetersiz kaldı. Çünkü karşısındakiler bilimsel olmaya çalışmıyorlardı. Dernek Başkanı Hanımefendi çok aklıbaşında ve bilinçli ama dedikleri o gürültüde ve gecenin o saatinde ne kadar anlaşıldı bilemiyorum.

Bunlar olup biterken moderatör konumunda olması gereken M.Ali Birand maalesef bana göre çok kötü bir yönetim sergiledi. Dilipak'a hemen hiç "sus be kardeşim, söz sırası senin değil" demedi. Bundan cesaret alan Dilipak, bir ara coşup "yaşasın şeriat" bile dedi. Bir ara iyice coştu ve yanlış anlamadı isem hilafet bile istedi. Moda tabirle 'oha filan' oldum..

Birand'ın nasıl bir gazeteci olduğunu yaşı tutan hemen herkes bilir... Bu adamın sunduğu programlara katılacak kişilere tavsiyem, tekifi hemen kabul etmeyip programa kimlerin katılacağını sorup öğrenmeleri. Ayrıca programın saatini sormalarıdır. Böyle önemli bir konu, gece yarısı yüzlerce kavga etmeye/tartışmaya hazır gencin arasında, bir de Dilipak gibi klişeleri ustaca kullanan fırsatcıların olduğu yerde tartışılmaz, tartışılmamalı.

Geçmişte hatırlıyorum. Bir dönem dini konularda hiç bilgisi olmayan kişiler bu işin affedersiniz 'kaşarı' olan tiplerle tartışmaya çıkıp defalarca "dayak" yediler. Bunca sene sonra bizlere aynı filmleri izlettirmeyin lütfen.

Gazetelerde son günlerde haberler var. İran'da kızlar "türban, başörtüsü yetmez. Çarşaf olmalı" diye yürüyorlarmış. Merak ediyorum. İran'da çarşaf takana niye takıyorsun diye soran ya da engel olan mı var? Herkesin tahmin edeceği üzere bu yaygara kafasına taktığı eşarbın uzundan saçı görünen kızlardan rahatsız olan tiplerden kaynaklanıyor. Onlar herhalde bone takmasını bilmiyorlar. Türkiye'de sadece bone üretip satan bir sürü firma var...

İşin uzmanları özgürlük, laiklik, devlet yönetiminde asgari müşterekler konusunda gerekeni söylüyorlar. Bu nedenle ayrıca bir şey söylemeye gerek yok. Fakat iyi niyetli olalım derken yaratılan tehlikenin herkes farkında olmalı...

Bir de biraz konu dışı olacak ama... Sayın başbakanın sinir yapıp esip gürlemeleri, beni sadece güldürüyor. Amacını bilen biliyor. Bu şekilde iyi niyetli ama mağdur görünmeye çalışmasın boşuna. Ülkeye hizmet ediyor havasında. Vatandaşın takdirini ve gönlünü kazanmış ve tabi ki çok oy almış lider pozisyonunda. Sevsinler...

 
Toplam blog
: 29
: 803
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

40 yaşındayım. Bankacılık sektöründe çalışıyorum. Bankacılık, finans, ekonomi ile mesleğim gereği il..