Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '06

 
Kategori
Turizm
 

14 il marka oluyor!

14 il marka oluyor!
 

Kültür ve Turizm Bakanlığı 14 İlin turizm gelirlerini arttırmak için yeni bir proje başlattı.Bu projeye göre 14 ilin belirlenmesinde esas alınan kıstas; şehirlerin zengin tarihi ve kültürel mirasa sahip olması, kültürel gelişim bölgeleri içerisinde yer almaları ve diğer turizm türlerinden bir kısmını da bünyesinde barındırması.. Bu doğrultuda şehir turizmi yapılan Prag, Montreal, Londra, Paris şehirleri örnek alınacak. Ülkemizde marka olma kapasitesine sahip olan iller ise şöyle belirlendi:Amasya’nın başı çektiği kentler sırasıyla Bursa, Edirne, Gaziantep, Hatay, Konya, Kütahya, Manisa, Nevşehir, Kars, Mardin, Sivas, Şanlıurfa ve Trabzon.

Şehir Turizminin canlandırılması amaçlanan bu proje kapsamında ise yapılacak uygulamalar şöyle;

- Her yıl bakanlık tarafından belirtilen öncelikli şehirlerden biri "Kültür Turizmi Kenti" olarak ilan edilecek.

-Tarihi kültürel ve mimari özlelliği olan yapıların ve ören yerlerinin restorasyonu yapılacak.

-Anıt, kale, su kemeri, sur, han, kervansaray gibi tarihi yapıların ışıklandırma ve çevre düzenlemeleri yapılacak.

-Tarihi çekim noktalarının çevresinde yeme-içme tesisleri yapılacak.

-Kültür turizmi kapsamında festivaller ve fuarlar düzenlenecek.

-Yöresel etkinlikler uluslararası standartlara uygun biçimde geliştirilecek.

-Kültürel ve sanatsal gösterilerin sergileneceği anfi tiyatrolar yapılması sağlanacak.

-Yerel halk bu değerlerin korunması konusunda bilinçlendirilecek.

-Yerel idare ve ilgili kuruluşlar ile işbirliği yapılarak alt yapı ve üstyapı eksiklikleri tamamlanacak.

-Şehre yön levhaları ve bilgilendirme tabelaları konulacak...

Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Turizm Stratejisi 2023 taslak raporunda Aydın ve Muğla kıyı kesimleri ile Antalya'nın batı ve doğusunda güneş, kum ve deniz turizminin doygunluk noktasına ulaştığını belirterek yeni uygulamalar yapacaklarına değindi. Bu doğrultuda bu alanlarda, turistleri otelden çıkararak ikincil harcamaları artıracak, mevcut tesislerin 12 ay çalışmasını sağlayacak, turizm bölgesi açısından kıyı turizmi yanı sıra marka oluşumunu sağlayacak etkinlikler özendirilecek. Bu konuda da şu uygulamaların yapılması planlanıyor:

Mevcut işletmelere sağlık ve zindelik birimleri (thalaso terapi, v.b.) entegre edilecek.

Spor ve rekreasyon alanları düzenlenecek.

Eğlence merkezi ve temalı parklar oluşturulacak.

Orman içi gezi ve dinlenme yerleri düzenlenecek.

Fonksiyon ve mimari açıdan nitelikli alışveriş merkezleri yapılacak.

Kıyı turizminin gerisinde kalan alanlarda sokak ışıklandırılması, bordür, kaldırım, nitelikli çevre düzenlemesi yapılacak.


Ne diyelim, bunların gerçek olduğunu da umarım görürüz. Örneğin Kütahya'dan örnek vermek gerekirse bu şehir henüz "keşfedilmemiş bir hazine".

Yıldırım Beyzıt'a gelin giden Germiyan Beyi’nin kızı Devlet Hatunun çeyiziymiş bu beyliğin toprakları..Germiyan beyliğinin başkenti olan Kütahya da Devlet Hatun'un çeyizi olarak Osmanlı topraklarına katılmış. Bu eşsiz çeyiz tüm güzellikleri ile saklı kaldığı sandıktan çıkmak istiyor artık. Naftalin kokusunun üzerinde bıraktığı ağırlıktan sıyrılmayı düşlüyor. Ve tarihe,kültüre, sanata değer verenlerden bu şehri görenler, yüzlerce eski evin, eski medreselerin, sim işli üçeteklerin, rengarenk nakışların, taş sokakların, dar aralıkların sesini duyuyor mutlaka..

Kütahya ruhu açık olanlara sesini duyuruyor gerçekten. O sesi duyduğunuzda biliyorsunuz ki, sizi masallar ülkesinde Kral Midas bekliyor, Ezop Frig vadisinde yolunuzu gözlüyor. Ulu çınarlar gölgesinde yıllar önce konuşulanları kulağınıza fısıldıyor, Dumlupınar şehitleri savaşı anlatıyor.. Biliyorsunuz ki şehrin kalbinden gelen sıcak sular acılarınızı, ağrılarınızı dindirmek için akıyor..

Evet, yemyeşil dağların, ruhunuza akan pınarların, yer sltında yatanların, mitolojiden kalanların size söyleyeceği çok şey var bu şehirde..

Bu şehrin şarkısı sadece akışan pınarların sesi değil.. Aizonai stadyumundan gelen coşku dolu bir tezahurat, Antik tiyatrodaki eserin son sözünün bitmesiyle başlayan kuvvetli bir alkış ve antik tapınaktan gelen bir Arp’ın mistik armonisi..

Sonra bir neyzenin sizi bu diyardan alıp götüren nefesi.. Bülbüllerin içli sesi..

Kütahya ve Anadolu’nun birçok kenti onların sesini duyacak olanları bekliyor aslında.. Fakat tüm bunların keyfini çıkarmak için gerekli ortamın sağlanmasını sadece devletten beklemek ne derece doğru o da ayrı bir konu. Çünkü bu konulara layıkıyla para ayıracak kadar zengin bir ülke değiliz sanırım. Bence bu şehirlerin ve Türkiye’nin ileri gelen iş adamları dönemin en güçlü silahlarından biri olan kültür, sanat ve tarihe de yeni bir iş sahası kurma hevesiyle sahip çıkmalılar. Restorasyon ve inşaalarla işlevli hale getirecekleri bu değerlerle yeni istihdam alanları oluşturmalılar..

Yoksa daha çok bekleriz ve beklerken de yitiririz gibi geliyor bana.. Siz ne dersiniz?

(Foto:http://www.devletonline.com/turkiye/kutahya/)

 
Toplam blog
: 10
: 2100
Kayıt tarihi
: 27.06.06
 
 

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Tarih Bölümü'nde Dr. Öğrt. Üyesiyim . Dünyanın en güzel üniversit..