Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '14

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

14 Şubat sevgililer günü dediğin nedir ki?

14 Şubat sevgililer günü dediğin nedir ki?
 

Biz seninle yalnız yola çıkmış aynı yolun yolcuları gibiydik...

Hayatlarımızda bir mola verdiğimiz anlarda...

Bir kader hanın da karşılaştık...

Yüreklerimizi hayata karşı tüketmiş bir ışık arar gibi...

Bakarken etrafımıza bir birimizin uzak bir o kadar yakın ışığına doğru birleşti gözlerimiz...

Ve zamanla adımlarımız...

Bir o kadar uzak ama bir o kadar yakın...

Çocuksu bir yaramazlığın peşinde gibiydik...

Bir oyunun başlangıcı gibiydik...

Sevgi yolunda sevgi oyunu gibi...

Kimim ebe kimin sobe olduğu belli olmayan ama ruhu ısıtan bir oyunun heycanıyla koşuyorduk bir birimize...

Çoğu zaman kaprisler yapıyor,kurallar koyuyorduk bir birimize...

Zaman hızla akıp geçiyor...

Çoğu zaman mızıkcılık yapıp küsüyorduk birbirimize...

Görünmeyen köprü halatlarını bağlıyordu yavaş yavaş...

Artık çözülmeyeceğini bildiğim...Çözülemeyeceğini... Çözmek istemediğim...

Hep ebe olsam hiç sobelemesm diye...

Görüpte görmememizlikten geldiğim bir sürü gün oldu...

Sobelediğim an kaybedecekmişim gibi geçirdiğim gecelerin ben bile seceresini tutamıyorum...

Takvimim de işaretlemediğim bir çizik kalmadı...

Günler ayları, aylar yılları kovaladı...

Kaç yıl geçti...

İnan onu bike hatırlamıyorum...

Tek hatırladığım bir hancının hanın da bulduğum ışıkla aydınlanan ve kararan gözlerimdeki ışığı hatırlıyorum ben...

Birde S harfinin yana yana iki tane SS ne emeklerle bir araya geldiği...

SENİ SEVİYORUM...

Derin kuyularımdan çıkarttığın bu iki kelimenin güzelliği...

Adım adım sabırla sevmeyi...

Zamanla sevmek ve sabırın birlikteliğini...

Dahası Sevmek sıfatının güvenle birlikte geldiğini...

Şefkatin sadece annelerin duymadığı bir duygu olduğunu...

Zor anlarımda karanlık günlerimin ışığı olduğunu...

Sevgili olmaktan çok arkadaş olmanın verdiği rahatlığı...

Paylaşmanın her alnın da yanımda yan yana olmayı öğrettin...

Gücensekte araya ayrılıkları soksakta istemeden...

Aramızdaki bağın ne kadar kuvvetli olduğunu gösterdin bana...

Deneme yanılma yoluyla...

Çok şey öğrendik biz...

Kapıları kapatmamayı, vurmadan çıkmayı...

Geri dönebilmenin gurursuzluğunu değil...

Dönebilmenin haklı gurununu yakalayabildik biz...

Uzun ama bir o kadar çabuk geçen zamanlrımız da...

Sevgiyi yazarak satır aralarında yaşatmayı öğrettin bana...

En önemlisi tek başıma kalsamda bir ağaçın dalında...

Hoyrat rüzgarlara karşı korunmayı öğrettin...

Yaksa da canımı can alıcı güneş ışınları...

Nerede gölge bulacağımı gösterdin...

Ve sayamadığım daha bir çok şey gibi...

Dört mevsimin dört güzelliğini gördüm yüreğinde...

Yağmur yağsa da sonrasında ki gök kuşağını gösterdin bana...

Kışların ardından güneşi getirdin bana...

İlk baharın mis gibi kokusunu ve

Sonbaharın hüzününü...

Şimdi başladığımız masalın...

Sonunu bazen birlikte gülerek yazdığımız senoryaların...

Neresindeyiz...

Yaşanabilecek en güzel yerindeyiz...

Artık sonunun nasıl bitebileceği önemli değil...

Biliyorum ki...

Bütün hikayelerim baş kahramanısın...

Biliyorum ki her günüm seninle yeni küçük masalcıklara gebe...

Ve diyorum ki Can ben...

İyi ki o gün o akşam yalnız yola çıkmışım ve bir hanın bir hancının mekanın da hayata karşı bir mola vermişim...

o gördüğüm ışık...

Bana yol olmuş...

Yoldaş olmuş...

Gönül olmuş..

Gönüldaş olmuş...

Ve ben olmuş seninle...

Benliğime SEN katmış...

Şimdi bu kadar bu yolda korkusuzca yürüyorsam...

Senden aldığım senin bile bazen farkında olmadığın...

Gizli gücünün eseriyim...

Şimdi ne söylesem...

Ne kadar anlatsam...

Boş...

Yaşamadan bilemezsin ki...

Anlatarak yaşanmaz ki...

SENİ SEVİYORUM...

OYSA Kİ;

Geçmişimle birlikte yürümeni istedim geçmişimden gelen alıntılarıma yoldaş olmanı, göremediklerime göz, duyamadıklarıma kulak, söyleyemediklerime dil olmanı istedim… Aslına bakarsan çok şey istemedim… Sevmenin yürekliliğini, fedakarlığını, olumlu ve olumsuz tüm düşüncelerini paylaşmak istedim… En çokta  GÜVENMENİ İSTEDİM... KOŞULSUZCA... Yoktu öyle çok büyüük, şaşalı beklentilerim, okudum geçmişimi… Belki de beni sevmeni değilse bile benimle sevgini paylaşmayı bekledim… Şimdi tekrar soruyorum korkuyorum sormaya…Yeniden sana MÜSAİT Mİ YÜREĞİN SEVMEYE VE SEVİLMEYE…

 Hem kendi adıma hem de seven tüm yürekler adına …

Yazılmış sayfaların arasından çıkan… Hayatın kısa bir özeti gibidir sanki bu…

Yaşanan ama hiç yaşanmamış gibi de duran….

 

http://www.izlesene.com/video/yasar-yildiz-usmanova-seni-severdim/1301846

 

  

 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..