Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

15 Şubat Perşembe

15 Şubat Perşembe
 

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Amerika ziyareti, Türkiye açısından ne kadar olumlu geçti, üzerinde durduğu konuları Amerikalılar'a anlatabildi mi, Ermeni tasarısı Kongre'den çıkacak mı, gibi sorular cevabını bulmadan, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Amerika'ya gitti.

Bugünkü gazetelerin bazıları manşetlerine bu haberi taşıdılar.

KİMSE BÖLEMEZ (Cumhuriyet)
GEREĞİNİ DERHAL YAPARIZ (Gözcü)
KÂBUSLA UYANIRLAR (Güneş)
AĞZINA SAĞLIK (Takvim)

Cumhuriyet'in haberine göre Türk Büyükelçiliğinde onuruna verilen yemekte Türkiye'nin bölünmesine ilişkin söylentilerden rahatsızlık duyduğunu belirten Büyükanıt, Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez, dedi.

Bölücüleri ve rejimi değiştirmek isteyenleri işaret ederek, önce tehlikeyi gözler önüne seren ve bunu sert bir dille eleştiren Büyükanıt, sonra da yüreklere su serperek, gereğini derhal yaparız dedi.

1923'ten beri Türkiye'nin bu kadar yoğun risk, tehdit ve sıkıntı içinde olmadığına dikkati çeken genel kurmay başkanı, Irak, PKK, İran, Kıbrıs, AB ile ilişkiler Kafkaslar'daki gelişmelerden bahsederek, Türkiye'yi koruyan dinamik güçler varolduğu sürece, ülkeyi bölmeyi rüyalarında görenler kâbusla uyanacaklardır, dedi.

Hayal kuranlar ve bu hayallere destek olanlar olduğunu söyleyen Büyükanıt, geçmişte bu hayalleri kuranlar kendi hayallerinde boğulmuşlardır, diyerek bölücülere sonlarını hatırlattı.

Kongre iradesine ipotek koyamayız diyen Büyükanıt paşa, sözde Ermeni soykırımı tasarısı çıkarsa elbette inciniriz, umarım ABD bizi incitmeyecektir diyerek sözlerini tamamladı.

IRAKLI KÜRTLERE İLK SICAK MESAJ (Hürriyet)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt hükümetiyle ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir, neden olmasın? Yeter ki bu yakınlaşma, huzur getirsin, barış getirsin diyerek, Iraklı Kürtler'e ilk sıcak mesajı iletmiş oldu.

Öteden beri Irak'ta kurulacak bir Kürt devletini peşin peşin yok saymak gibi bir söylemden öteye alternatif geliştiremeyen Türkiye için başbakanın sözleri farklı bir yorum ve yaklaşım getirmiş oluyor.

Devletin görevi vatandaşını sürekli diken üstünde tutmaktan ziyade ona huzurlu bir hayat sağlamaktır. Arzuladığımız barış ve huzur ortamını sağlayacak şey buysa, Türkiye burada kendine düşen görevi elbette yapacaktır.

PAÇAYI KURTARDI (Akşam)

Trabzon Terörle Mücadele şube müdürünü Hrant Dink cinayetinden sorumlu tutan Akşam gazetesi ısrarını sürdürüken, bu konuda dün de hiçbir gelişme olmadığından söz ediyor.

Bu konuyla ilgili haberi manşetten giren tek gazete olan Akşam'ın yazdığına göre, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Dink suikastı soruşturmasını yürüten İçişleri ve Mülkiye müfettişleri tarafından hazırlanan ön raporda, ihmal, kusur ve görevi suiisitimal ile suçlanmadı.

*****

Diğer gazetelerin manşetlerinde farklı farklı haberler var.

SAVCI İDAMIMI İSTEDİ (Bugün)

Başbakan Erdoğan, yeni devlet başkanının yemin törenine katılmak için Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'a giderken özel “ANA” uçağında gazetecilerin değişik konularda sorduğu sorular cevaplandırdı. Bu açıklamalardan biri de, yargılandığı döneme ve gündeme ilişkindi.

Bugün gazetesinin manşeti bununla ilgili. "Soruşturma izninin bakana bağlı olması için tekrar 159'a dönülebilir mi?" sorusu üzerine Başbakan Erdoğan şunları söyledi: “Ben 159'dan hakim karşısına çıkmış bir insanım. Nuh Mete Yüksel iddianamesini hazırladı; talep idam. Ben ne yaptım, kimi öldürdüm? Şoke oldum. Böyle bir durumu yaşadım...

İdamın kalkması, müebbet olması en azından bir mesafedir. Adalet Bakanının iznine bağlı olması bir bakıma olumsuz bir bakıma da olumludur. Bu yargının siyasallaşmasına yol açmaz mı? Evet o gün hangi iktidar varsa, istediğini gönderir. Burada adalet olur mu? Bırakalım yargı özgürlüğünü sürdürsün, dedi.

301 MUTLAKA DEĞİŞTİRİLECEK (Türkiye)

Türkiye gazetesi de başbakanın açıklamalarından 301. maddeyle ilgili sözlerini manşetten vermiş.

Sivil toplum örgütleriyle 301 konusunda istedikleri anlaşmayı sağlayamadıklarını anlatan başbakan, meslek örgütleri, barolar, sivil toplum kuruluşları, uzlaşma sağlanmış bir metin öneremediler, barolar "Hükümet hazırlıkları yapsın bize göndersin, bakalım" diye açıklama yaptı. Böyle bir yaklaşım tarzı olamaz, dedi.

301 kesinlikle kalkmamalı, ama değişiklik yapılabilir diye düşünüyorum diyen başbakan, son MYK'da bu konuyu görüştüklerini, önümüzdeki hafta son değerlendirmeleri yapacaklarını belirtti.

Anayasa'daki 66'ncı maddeninin "vatandaşlık bağıyla bağlı olan Türktür" ibaresine yapılan atfın, o zaman CHP'ye takıldığını dile getiren başbakan, Türk kelimesi kalabilir ama gerekçede Türklük ifadesi için Anayasa'nın 66'ncı maddesine atıf yapılabilir. İyi niyet olmadıktan sonra bunu gerekçeye koymak faydalı da olmayabilir, dedi.

TABUTTAKİ BARON (Star)

Star gazetesinin haberine göre, geçtiğimiz günlerde Hollanda'ya tabut içinde eroin kaçırmaya çalışan kişinin kimliği belirlendi. Bir nakliyat firmasının sahibi olan şahıs, şimdiye kadar, beş partide toplam 700 kiloluk sevkiyat yapmış.

Eğer olay ortaya çıkmasaydı, gelecek sefer bir buçuk ton malı kaçırmayı planladığı belirlenen kişi şimdi interpol tarafından aranıyor.

AĞIR FATURA ÇOCUKLARA (Sabah)

Sabah gazetesi Basın'da muhbir olarak sürekli gündemi işgal eden Erhan Tuncel'in BBP genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'yla aynı fotoğrafta bulunmasından dolayı, çocuklarına okulda arkadaşlarının kötü davranışlarda bulunmasını mahşetten haber yapmış.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun Erhan Tuncel'le bağlantısı henüz kesinleşmiş değil. Ayrıca çocuklar, babalarının ne yaptığını bilen bir konumda olamazlar. Olsa da onu kontrol edip engelleme yapamazlar. Suçun kişiselliği bağlamında, henüz reşit bile olmamış gençleri, ailelerinin siyasi konumları yüzünden cezalandırmak, insanlıkla bağdaşır bir tutum değil.

Sadece MuhsinYazıcıoğlu'nun çocukları yok. Siyaset, sanat ve ekonomi dünyasında, iyi olduğu kadar çeşitli sebeplerle kötü şöhret yapmış insanlar da olabilir. Bu yüzden o kişilerin suçunu, çocuklarının yüzüne vurmak ve onları suçsuz yere mahkâm etmek, onların psikolojilerini bozabilir, iç dünyalarında tahribat yapabilir.

Anneler babalar bu konularda çocuklarına karşı daha duyarlı, siyasi düşünceleri konusunda çocukların önünde mümkün olduğunca tarafsız davranabilmeli. Gerçi bu kadar bilinçli olabilsek, zaten birbirimize karşı davranışlarımızı belli bir ölçüye çekmeyi becerirdik değil mi?...

VATANSEVER TAHRİK BİRLİĞİ (Yeni Şafak)
MERSİNLİ TEDİRGİN (Radikal)

Silah üzerine ölme öldürme yemini yaptıran Kuvayı Milliye Derneği'nin yasalara aykırı şekilde açıkça faaliyette bulunmasını, birkaç gündür manşetten veren Yeni Şafak gazetesi, bugün de, emekli albay Karadağ'ın daha önce kurduğu Vatansever Güçbirliği'nin de benzer eylemler yaptığını gündeme getirmiş.

Mersin'de yapılan Bayrak yürüyüşü öncesi Türk kanı taşıyanları kışkırtarak kalabalık toplamaya çalışan VKGB'nin, Diyarbakır'a Türk şehri diyebilir miyiz, iki sene sonra Mersin'e de Türk şehri diyemeyeceğiz, diyerek halkı kışkırttığı belirtildi.

Dünkü haberinde Mersin'de bu derneğin yaptıklarını anlatan Radikal, bugünkü manşetinde haberi gören ve okuyan Mersinliler'in tedirgin olduğunu belirtiyor.

Kardeşçe yaşamın göz göre göre dinamitlenmesi anlamına gelen bu tür yaklaşımlara karşı, herkesin uyanık olması ve bu tür tahriklere kapılmaması gerekiyor.

DEDEKTİF KARDEŞ (Posta)

Allah kimsenin sırtına altından kalkamayacağı bir yük yüklemesin, diye dua etmek geldi içimden bu haberi okuyunca. İnsan zorda ve darda kaldığında ne yapar, devlete, mahkemeye sığınır. Ancak haklı bile olsanız mahkemeden hakkınızı öyle kolayca alamazsınız.

Bir kere avukat tutmadan bir davayı kazanmanız bile mümkün değil. Çünkü karşı tarafın haksız da olsa, iyi savunan bir avukatı varsa, yandınız demektir. Haklı olduğunuz bir davada haksız duruma düşseniz ne yaparsınız? Düşünmesi bile kâbus...

Bugünkü posta gazetesinin manşetinde, kardeşinin katillerinin izlerini 3 yıl boyunca bir dedektif gibi sürerek bulan bir genç kızın öyküsü var.

Olay şöyle cereyan etmiş. Eğlenmek için gittiği bir bardan çıkarken, kapıda korumalarla kavga eden genç, ağır yaralanıp sonra da hayatını kaybetmiş. Tutuklanan korumalar birbirlerini savunarak bizim olayla ilgimiz yok, kalabalık bir durum vardı, kimin dövdüğünü de görmedik demişler.

Zanlılar delil yetersizliğinden serbest bırakılınca, talihsiz aile yıkılmış. Ölen gencin kızkardeşi, bunlar ağabeyimin katilleri, onlar hakettikleri cezayı alıncaya kadar mücadele edeceğim diye yemin etmiş. Olay yerine gidip kendince araştırmalar yapan, o gece barda olanları aylarca arayıp bularak onlarla görüşen, topladığı bilgilerle olayı çözümleyen kızkardeş, bilgi ve belgeleri avukata vermiş.

Zanlıların mahkemesi berat ile sonuçlanmak üzereyken, davanın seyri birdenbire değişmiş ve zanlılar 9 yıl mahkûmiyet almışlar.

BU FAİZ ÜLKEYİ BATIRIR (Milli Gazete)

Türkiye'nin uzun yıllardır iç ve dış borç batağına saplandığını hepimiz biliyoruz. Bu borcun ödenmesi için toplanan para elbette vatandaşın rızkından kesiliyor. Zaman zaman borcumuzun faizini ancak yeni borç alarak ödediğimiz için gerçekten ödediğimiz faiz dünyadaki normal faizlerin çok üzerinde.

Geçtiğimiz günlerde ödediğimiz her 100 liranın 55 lirasını ana para, 45 lirasını ise faiz oluşturduğu açıklanmıştı. Milli gazete, bu konuyu tekrar gündeme getirerek manşet haberi yapmış.

KERKÜK DİKEN ÜSTÜNDE (Milliyet)

Irak'ın ABD tarafından işgal edilmesi, yönetimin devrilerek Saddam'ın asılması komşu bir ülke olarak Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Bu arada Irak konusunda bizi en çok tedirgin eden konulardan biri de Kerkük'ün durumu.

Yoğun olarak Türkmenlerin yaşadığı şehir, bu son olaylardan olumsuz şekilde etkilendi. Milliyet Kerkük'e gönderdiği muhabirinin yazı dizisini bugün manşetten girmiş.

Haberde, önümüzdeki günlerde büyük ihtimalle bir referanduma sahne olacak Kerkük'teki nüfus yapısının Kürtler'in lehine bir değişiklik gösterdiği vurgulanıyor.

YANLARINA KÂR KALMASIN (Vakit)

Dünkü manşetlerde başbakan Erdoğan'ın parti grubunda yaptığı konuşmada, yurda 38 milyar dolarlık kaçak petrol girişinden söz ettiğini, milletten devletten çalınan bu parayı kimseye yedirtmeyiz dediğini belirtmiştim.

Vakit gazetesi bu bilgiye dayanarak, soygunu yapanlardan hesap sorulmasını ve kimsenin yaptığının yanına kâr kalmamasını isteyen haberini manşete taşımış.

Habere göre, Akaryakıt Kaçakçılığı Meclis Soruşturma kurulu üyeleri, başbakanın açıklaması karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyerek, bizim tahminimiz daha düşük rakamlardı, fakat bu korkunç bir hortum. Daha çok deniz yolu kullanılarak kaçakçılık yapılıyor, açıklamasında bulundular.

İNSAFSIZLIK (Vatan)

Türkiye'de vergilerin çok yüksek olduğu hep bilinir ve söylenir. Özellikle otomobilde ve akaryakıtta fiyatlar vergi yüzünden neredeyse ikiye katlanmaktadır.

Şimdi de cep telefonunda ve telefonla konuşmada, Türk vatandaşlarının dünyadaki diğer ülkelere göre çok fahiş bir fiyat ödediği ortaya çıkmış. İspanya'da yapılan Dünya Cep Telefonu konferansına damgasına vuran bu acı gerçeğe göre, Türk halkı bir kere telefonu alırken, % 45 civarında vergi ödemekteymiş.

İş bununla bitse iyi, telefonu aldıktan sonra konuşma ücreti de yine ülkemizde yüksek vergiye tabi. 100 liralık konuşma yapıldığında, damga vergisi, KDV ve ÖTV olmak üzere yine aynı oranda vergi ödeenerek cebimizden 144, 5 lira çıkıyormuş.

İstatistiklerde bu açıdan dünya birincisiymişiz.

70 BİN ADİ SUÇ ZAMANAŞIMINA GİRİYOR (Zaman)

Adaletin yeterince yerini bulmadığı, suçluların hakettiği şekilde cezalandırılmadığı gibi bir kanaat toplumda yaygınlaşırken, bu gerçeği netleştiren bir haber var bugünkü zamanın manşetinde...

Şu anda Yargıtayda incelenmeyi bekleyen 94 bin davanın yaklaşık 70 bini yakında zamanaşımına uğrayarak düşecek.

Son yıllarda ekonomik durumun bozulması sebebiyle büyük bir artış gösteren hırsızlık, kapkaççılık, gasp gibi adi suçlar, süresi içinde Yargıtay'da incelenip karara bağlanamayınca, süresi geçtiği için düşüyor ve suçlular hakettikleri cezayı almadan adaletin pençesinden kurtuluyorlar.

Vatandaş bir tarafta cezalar yetersiz, caydırıcılık vasfı taşımıyor diye feryat ederken, mevcut cezaların uygulaması bile yapılamadığı için, suçlular, her şey yapanın yanına kâr kalıyor mantığıyla suç işlemeye devam ediyorlar.

Yarın yeniden buluşabilmek umuduyla...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..