Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '16

 
Kategori
Kent Tarihi
 

16 Haziran 1978; İETT'nin Kara Gecesi.

16 Haziran 1978; İETT'nin Kara Gecesi.
 

basında kara gece...


Unutulmuş acılarımızdan bir tanesini daha tarihin tozlu sayfaları arasından çıkarıyorum.

16 Haziran 1978 Cuma akşamı, 40 (Sarıyer-Taksim) tabelalı İETT otobüsü Tarabya Otelinin önünde İstanbul Boğazının sularına gömülmüştü. İETT'nin tarihindeki en kara gece böylece başlıyordu...

İETT Levent Garajı'nın kıdemli şoförlerinden Halim Kuru* idaresindeki 34 NF 647 plakalı, 1243 kapı numaralı, 1973 model Bussing marka İETT otobüsü, o günkü son seferini yapmak üzere Taksim'den kalkmış, sahilden Sarıyer istikametine doğru ilerliyordu. İçinde 34 kişi (1 şoför, 1 biletçi, 32 yolcu) bulunan otobüs, Tarabya Otelinin önündeki durakta yolcu indirdikten sonra Sarıyer istikametine doğru ilerlemiş ve yaklaşık 250 metre sonra bugün Marmara Üniversitesi kampüsünün bulunduğu yerde bilinmeyen bir nedenle denize uçmuştu. Olayı gören bazı görgü tanıklarının ifadelerine göre; otobüs hızla ilerlemekte ve önündeki küçük araçları sollamaktaydı! (Bu ifadenin doğruluk payı yüksektir; çünkü şoförler, gece son servislerinden sonra garaja gidip iş bırakacakları için, son durağa mümkün olduğunca erken varmak isterler.)

Boğaz'ın 40 metre kadar açıklarına sürüklenen ve dibe oturan otobüse ilk müdahale Kuzey Deniz Saha Komutanlığı askerlerince yapılmıştı. Ancak sağ arka kapının açılmasıyla kurtulan 4 kişi haricinde otobüsteki diğer kişiler boğularak ölmüştü. 

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, vinç yardımıyla sudan çıkarılırken askıda kalan otobüsten, maalesef, ölenlerin cesetleri tekrar sulara düşmüş ve istenmeyen görüntüler yaşanmıştı. Basına da yansıyan bu fotoğraflar o zaman basın etiği açısından tartışma konusu olmuştu. Otobüs incelendiğinde ise ön sağ tekerleğinin parçalanmış olduğu görülmüştü. Kazaya sebebiyet verenin, lastik patlaması ya da jantın fırlaması olduğuna dair görüşler mevcuttur. (Bu konu halen bir muamma, ancak aşağıdaki dipnot bir açıklık getirecektir sanırım...)

Olayın Trajik Yönü!

Bu kazayı iyice trajikleştiren ise bir başka olaydır: Aynı saatlerde, Eminönü'nden kalkan ve sahilden Sarıyer'e gitmekte olan 25 (hat) tabelalı İETT otobüsü Beşiktaş yakınlarında arızalanmış ve yolcuları, aynı yönde giden ve daha sonra denize uçacak olan Taksim otobüsüne aktarılmıştı. Eğer 25 hat no'lu otobüs arızalanmamış olsaydı kazada ölenlerin sayısı bu kadar fazla olmayacaktı. Bu da kaderin bir cilvesiydi!

Sonrası...

İETT'nin yaşadığı en büyük facia olan bu kazada 30 kişi yaşamını yitirmişti. Ölenler arasında şoför ve biletçi de bulunuyordu. Kazadan sonra İETT Levent Garajı şoförleri, kalitesiz lastik kullandıkları gerekçesiyle İETT'yi suçlamışlar ve araçlardaki bu lastikler değiştirilene kadar seferlere çıkmayacaklarını söyleyip direnişe geçmişlerdir. İETT ise daha sonra lastikleri peyderpey değiştirmiş ve araçlar tekrar sefere çıkmaya başlamıştır.

1973'de İETT filosuna katılan Bussing marka otobüsler, 1991 yılına kadar İstanbul caddelerinde yol aldılar.

Olayın olduğu sahil yoluna ise daha sonra bariyerler döşenmiştir.

* Şoför Halim Kuru'nun Levent Garajından şoför arkadaşı Şadi Soydan (70), yıllar sonra olayı kendisine sorduğumuzda; otobüsün jantının fırladığını, şoförün çok deneyimli olduğunu ve olayda hatasının bulunmadığını, otobüste ölen biletçinin ise olaydan önce çok yakın bir zamana kadar kendisiyle beraber çalıştığını, daha sonra Halim Kuru'nun otobüsüne geçtiğini, söylemiştir.

 
Toplam blog
: 34
: 10895
Kayıt tarihi
: 14.05.14
 
 

Kamu yönetimi ve sosyoloji öğrenimi... Tarih bölümüyle devam eden öğrencilik... Siyasetbilim, top..