Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

162 yaşında bir Türk

162 yaşında bir Türk
 

İnsanların en büyük hayallerinden biridir uzun yaşamak. Son yıllarda özellikle genlerle oynanarak insan ömrünün uzatılabiliceğinden bahsediliyor, bilimin tüm uğraşlarının yanında doğal yollarla da uzun yaşayan insanlar var.

En uzun ömürlü insanlar genelde Japonya'da yaşarlar. Bunu herkes biliyordur herhalde. Günümüzde 100 yaş üzeri 20.000 Japon yaşadığı biliniyor ve ileriki yıllarda bunun artabileceği tahmin ediliyor. Kayıtlara geçmiş en yaşlı Japonda 120'li yaşlarda.

Dünyada ise kayıtlara geçmiş en yaşlı insanın İstanbul Eyüp Sultan sırtlarında yatan Zaro Ağa olduğunu kim biliyordur ki ! Ben yeni öğrendim ve sizlerle paylaşmak istedim.

Bitlis'in Mutki İlçedinde kesin olmamakla birlikte 1772'de doğan Zaro Ağa hayatına, bir imparatorluk, bir Cumhuriyet dönemi, 10 padişah, 11 halife, 28 sadrazam, 1 Cumhurbaşkanı ve 5 Başbaşkan sığdırmıştır. Canlı tarih denilebilecek Zara Ağa Balkan, Kırım, Doksanüç Harpi, Plevne, 1897 Yunan, 1. Dünya ve Kurtuluş Savaşlarına şahit olmuş, Yeniçeri Ocağını kaldırılışını , Tanzimat Fermanını, I.ve II. Meşturiyet Dönemlerini, Osmanlının yıkılışını ve Cumhuriyetin ilanını görmüştür.

İstanbul'a yirmili yaşlarda gelen Ağa, hamallık yapmış, 10'u resmi nikahlı, 20 evlilik gerçekleştirmiştir. Görünüşe göre eşlerinin ömrü Zaro Ağa'ya yetmemiş.

İstanbul'da hamallarla Yeniçeri'lerin bağlanırının çok iyi olmasından yararlanıp Yeniçeri Ocağına kayıt olmuş, 1826'daki Ocağın kaldırılışındaki kıyımdan Ayasofya Camii civarında bir zindana sığınarak kurtulabilmiştir.

Zaro Ağa'nın uzun ömrü kulakdan kulağa duyulunca yeni Türk Devletinde reklam yıldızı olarak kullanılmıştır. Reklamlarda Zaro Ağanın uzun ömrünün Türk fındığı, üzümü, inciri ve tütünü olduğu lanse edilmiştir. İlginç olan ise Ağanın yemek konusunda farklı olmamakla beraber sadece yemeklerini pek erken vakitte yemesi ve genelde yemek olarakda ayran ile ekmeği tercih etmesidir.

Amerikalılar 1932'de Zaro Ağa'yı keşfetmişler. Onu kullanmak için yüklüce para ve genç bir kadınla evlenme vaadi ile Yunanistan üzerinden ülkelerine götürmüşlerdir. Amerikada sirklerde gösterilere çıkarılmış, fotoğraf çektirmeye 10, öpmeye 15 dolar fiyat biçilmişti. Sırtından çok para kazanılmasına rağmen hem cebi hem de gönlü boş olarak Türkiyeye gönderilmiştir. Türkiye'de de ölümünden sonra bile reklamlarda kullanılmıştır. En ilginç olaylarından biri de Güzel Sanatlar Fakültesi'nde resim öğrencilerine 3 gün çıplak modellik yapmasıdır.

Zaro Ağa 1934 yılında hastalanmış ve ölmüştür. Ailesinin karşı çıkmasına rağmen otopsi yapılmış ve ilginç sonuçlar elde edilmiştir. Ağanın ciğerleri verem mikrobu ile adeta kararmış, oysa hayatta iken veremin en küçük belirtisi bile görülmemiştir. Beyin damarları kireçlenmeden dolayı adeta alçı ile doldurulmuş, safra kesesinde iki iri taşda şaşkınlığı iyice arttırmıştır.

Yaşlı vücudunun bütün bu hastalıklara nasıl direndiği hiç bir zaman anlaşılamamış. Diz kapağından alınan bir örnek Amerikaya gönderilmiş. Böbrekleri de Sultan Ahmet'deki Sağlık Müzesinde sergiye konulmuştur.

Ne diyelim Allah herkese Zaro Ağa kadar ömür versin. Ama Ağa'nın mezar taşında yazdığı gibi ; AZ YAŞA ÇOK YAŞA AKİBET GELİR BAŞA diyoruz. Herkese sağlık ve mutluluk dolu bir hayat diliyoruz.

 
Toplam blog
: 152
: 10713
Kayıt tarihi
: 16.08.07
 
 

TARİH ÖĞRETMENİ MEB DENİZLİ  AĞRI AFYON  ..