Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '14

 
Kategori
Futbol
 

17 Temmuz geldi geçti, sıradan bir gün oldu!.

Bekleyen derviş, muradına ermiş!

Halkımız böyle demiş de, doğru mu acaba?

Doğrusu, bunu “derviş” olana sormalı. Belki de, o, beklenti içine sokularak avutulmuş olmanın etkisiyle, “İyi de, sonunda gebermiş” diye tepki gösterebilir.

Beklenti içinde olanın konumu, çevresi, yaşama bakışı.. beklentiyi farklı yapabilir.

Bir 17 Temmuz beklentisi vardı. 

17 Temmuz geldi geçti, sıradan bir gün oldu. 

Oysa beklenti büyüktü; hak, yerini bulacaktı. Ancak, hak, bakışa göre birbirine karşıt iki beklentiyle ilgiliydi. İşin ilginç yanı, asıl gürültüyü koparan bir başkasıydı.

 Atmanın tutmanın adı “öngörü”ydü!.

Atmak en kolayı ya, at atabilirsen!.. Hele de, “biri”lerinin gölgesinde bir yerlere gelme, doğuşla gelen Tanrı vergisine bağlanıyorsa,  “niyet”e “gerçek kılıfı" uydurmak da kolaylaşıyor.

Havalar sıcak...

İstanbul’u sel götürüyor. 

Sel, kimi yerlerde, önüne kattığı kütükleri de sürükler, varsa deniz, denizi doldurur. Kütük peşinde koşanlar da kıyıları...

Yakacak beleş!..

Kimileri de Avrupa’dan gelecek “beleş”e göz dikmişler!. 

*****

17 Temmuz geldi geçti, sıradan bir gün oldu.

Boş konuşmayı “öngörülü” olma sananlar, suskun... Dinlencede olmalılar. Oysa dinlencede olmak, öylelerinin susması için hiçbir zaman bir neden olmazdı.

Acaba, yoksa?

Ne denecekti ki?

UEFA, şikayetleri müfettişine postaladı. 

Müfettiş bu, ne yapacağı belli olmaz!

Ancak “Midyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” misali UEFA’ya giderken “geçmişine yakalanmak” da var işin içinde...

Kim, kimler yakalanacak?

Bilmek mümkün mü?

Bilemeyiz, herkes kendine pay çıkarsın “gidişat”tan.

*****

17 Temmuz geldi geçti, sıradan bir gün oldu.

Beklentiler ertelendi; 17 Temmuz, futbolda kimsenin günü olamadı. Oysa kimi “büyük çocuklar”a bakılırsa, neler olacaktı neler!.

Ama...

17 Temmuz, bir başka günün “işaret fişeği”nin atıldığı ilk gün olabilir.  Unutuldu, küllendi sanılan geçmiş, değişen koşullarla, bakarsınız, bugünlere taşınmış... “Gel bakalım” deniyor.

Öyle Mevlana’nın dediği gibi, “Gel, ne olursan ol, yine gel!.” değil!

Son söz:

Bir günün tarihsel gün olması, gelecekteki gelişmelere bağlıdır.

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..