18 Eylül ,Ankara MB Dostluk Gecesi

Bu ,bir sıradan buluşma değil...

Bu ,bir zorunlu toplantı da değil...

Bu, dostların birbirini ''candan isteklerle '' görme arzusu...

Yıllardır asker arkadaşını arayanların duygusu gibi bir şey bu !..

'' Tarihi 18 Eylül Ankara MB Buluşması '' birçok anımı da canlandırıvermişti...

Ankara ,benim doğduğum güzel şehir ...Çocukluğumun ve gençliğimin dekorudur bu kent...

Her köşesi anılarımla doludur...Romantik ,sonbaharına âşıklar bayılır..Tiyatro ve sanat kentidir başkentimiz...

Kışın ayazıyla ;yazın kurak sıcağıyla kavurur insanı.

Bu nedenle ,insanı biraz sert mizaçlıdır...

Her an kavga edecek gibi duruşlarına bakmayın ; '' yiğidin harman olduğu '' kenttir burası...

Vefakâr ve cefakârdır hemşehrilerim...

Yeşil ışıkta, ''yaya geçiş hakkı olduğu halde '' , hakkını teslim eder resmi plâkalı, kocaman bayraklı arabalara !..

Kızılayın simgesi olan ;bakımsız durumda boşaltılmış görünen gökdeleni ve yıllardır çürümeye terkedilmiş âtıl durum arzeden devâsa Kızılay Binası ''-Neden böyledir ?..'' diye sormaz !..

.........

Bazen sorardım ,kendi kendime...

Ankara halkının yüzü ,neden gülmüyor diye ?..Kızılayda,Ulusta gezinirken insanların yüzlerine bakardım...

Seri adımlarla yürüyen;sert bakışlı kadınlar,erkekler...Sürekli hareket halindedirler.

Ankaralının hiper aktif bir mizacı vardır.

Çok oturmaktan göbek bağlayan bürokratlarını saymazsanız...

Yaşlılar da gençler de sırım gibidir..Ege'deki,İstanbuldaki gibi fazla kilolu insan göremezsiniz..

Ankara,Türkiyeyi besleyen buğday,pancar, üzüm,kavun,karpuz,armut gibi lezzetli tarım ürünlerinin de başkentidir.

Çoğu çiftçi kökenli olan Ankaralının sırım gibi olması ve sert görünümü bundandır.

Ayazın ve rüzgârın çocuklarıdır bunlar.

Belki de payitaht oluşundan dolayı ,yıllardır istediği yönetimi sergileyemeyen yöneticilerine öfkesindendir.

İzmir'de yaşadığımdan;sık sık ziyaret ve ticaret için gittiğim İstanbul'u hep gezerek yudumladığımdan, bu üç büyük ilimizin insan manzaralarının hep içinde yer almışımdır.

Bu güzel manzara resmilerinin ,çerçevesi dışına da hiç çıkmadım.

MB'de kendi yağıyla kavrulanlardanım... Son zamanlarda sıkça yazmaktansa bolca okumayı yeğlemişim.

Önceki ,MB buluşmalarında da fazla yer alamadığımdan birçok arkadaşı bloglardan ve resimlerinden tanıyorum.

MB Çanakkale ,İstanbul ve Ankara buluşmalarında, sanaldan tanıdığım birçok dostu ''canlı canlı '' görmenin ve onlarla muhabbet edip eğlenmenin lezzetini tatmışım.

''Tarihi 18 Eylül Ankara MB buluşması '' da bir anda oluşan,önceden proğramlanmamış;doğaçlama bir muhabbet gecesiydi.

Ahmet Balcıyla İstanbula her gidişimde görüşürüm...Birçok arkadaşla olan sıcak dostluğundan ben de nasiplendim.

MB arkadaş yelpazesi çok geniş olan Balcıyla,İstanbul gezimden sonra, Ankarada da buluşmaya karar vermiştik...

Böylece Arif Öğütçü, Mu-Do, Necati Tüfekçi, Yeşilsoğan, Yıldız Demirel, Ahmet Balcı ve Haluk Seki kardeşlerimle Kızılayda kısa sürede bir araya geliverdik.

Cep telefonlarıyla avucumuzun içine konan iletişim teknolojisinin nimetlerini ,dostluk buluşmalarında da değerlendirdik.

Bu tür toplantıların şarkılarla,müzikle süslenmesi taraftarı olmama rağmen ,renkli muhabbetler bunu aratmadı...

Güzel bir sohbet gecesi yaşadık...Sanat,siyaset,blog tartışmaları,ülke sorunları,hobiler konuştuk...

Ortaya karışık ve ara sıcak olarak da güzel fıkralarla beslendik.

İnsan ilişkilerinin çıkarlara dayandığı günümüzde, yitip giden arkadaşlıkların aksine yeni ve kalıcı dostlar edindik.

Devam etmesi ve dost çemberinin daha da gelişmesi dileğimle ,katılan ve destekleyen tüm arkadaşlarımıza teşekkürler.

Gecenin ilerleyen saatinde beni Keçiörendeki evime getirerek fedakarlıkta bulunan ,Ahmet Balcının sevgili oğulları Ali ve Selamiye de teşekkürler...

Hepiniz sağolun ...Var olun...