Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '10

 
Kategori
Tarih
 

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü
 

www.tsk.tr


“Müstahkem Mevki Komutanlığına

1.Düşmanın Seddülbahir’de yaptığı çıkarma hareketi geri püskürtülmüştür. Seddülbahir iskelesine kadar taranmıştır. Düşman zırhlılarıyla Kumkale’yi bormbardıman etmektedir. Seddülbahir karşısında bazı nakliye gemi ve sandalları, Sarıtepe karşısında da dört direkli kırmızı bacalı bir nakliye gemisi bulunmaktadır. İki düşman zırhlısı Saros Körfezi’nden gelmektedir.

2. Tümen, iki alay ve dağ bataryasıyla Sarafim Çiftliği ile Kayaltepe arasındadır. Bir alay, Alçıtepe ve Andarya Çiftliği arasına gönderilmiştir.

3. Ben Kirte’deyim. Arz ettiğim tertibatı, gece, durum belirginleşinceye kadar muhafaza edeceğim.

4. Seddülbahir iskelesi Erenköy tarafından daha iyi görüleceğinden bu hususa dikkat edilerek bana süratle bilgi vermek üzere, ilgililere emir verilmesini arz ederim.

19 ncu Tümen Komutanı M.Kemal” 4 Mart 1915

**

Yukarıdaki belge Türk Silahlı Kuvvetleri’nin internet sitesinden “ Tarihten Kesitler” bölümünden alınmıştır. Amacım, bunun gibi on binlerce belge ve kanıt bulunan Çanakkale Savaşlarını, Mustafa Kemal olmadan anlatan kitap ve CD’ lerin havalarda uçuştuğu, şehitliklerde bu zaferleri, doğaüstü güçler sayesinde, aksakallı ihtiyarların rüyalarda yol göstermesiyle kazanıldığını anlatan örümcek kafalı zihniyetlere tarihi bir belge olarak sunmak içindir. Şehitliklere getirilen binlerce Türk gencinin körpe beyinlerine doldurulan yalan dolanlarla nerelere varılacaktır? Bu gençlerden bu ülkeye nasıl bir hayır gelecektir?

Mustafa Kemal tarih sahnesine ilk kez Çanakkale’de çıkmıştır. Bu gerçek nasıl yok sayılabilecektir? Çanakkale’de kazanılan zafer İstanbul’un dolayısıyla da Anadolu’nun kapılarını düşmana kapatmıştır. Hatta Asya kapılarını da kapatarak tarihin seyrini değiştirmiştir. Bu nedenle bir tek belge de olsa bu belgeyi yayınlamayı bir borç saymaktayım.

Mustafa Kemalsiz bir Çanakkale düşünülebilir mi?

Tarihten Mustafa Kemal silinebilir mi?

Tarihe ihanet edilebilir mi?

İhanete uğrayan bir tarih affeder mi?

Elbette affetmeyecektir…

**

Bugün Cumhuriyetimizin kurucusu, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal ATATÜRK’e içte ve dışta her gün hakaret edilmektedir. Devleti idare edenlerden ise en ufak bir kınama gelmemektedir. Ne yazık ki ülke her geçen gün biraz daha karanlığa sürüklenmektedir. ATATÜRK’ün Meclisinde ve O’nun sayesinde vekil (!) olarak yer bulabilenlerin önderliğinde, binlerce Mehmetçiğin ve onbinlerce vatandaşımızın katili olan, dünyanın kabul ettiği bir terörist başına meydanlarda özgürce methiyeler düzülmekte, af istenmektedir. Ve bu sözde vekiller yine meydanlarda halka Kürtçe hitap ederek hem dil birliğini hem de vatandaşlık bağını bozmaya çalışmaktadır. Nereden çıktığı ve kimlerin tezgâhladığı belli olan bir kardeş kavgası, Çanakkale’de koyun koyuna yatan şehitlerin torunlarını birbirine düşürmekte, yönetim ise hayata geçirmeye çalıştığı ve ne olduğu anlaşılmayan “sözde açılımlarla” bu tezgâh karşısında aciz kalmaktadır.

Anayasa’nın ilk üç maddesinin değiştirilmesi için planlar yapılmakta, Merkez Bankası, Vakıfbank, SPK VE BDDK’ın İstanbul’a taşınması ile Başkent Ankara sessiz bir Anadolu kasabası haline getirilmeye çalışılmaktadır. Kürtçe’ye vize verilerek Dil birliği ortadan kaldırılmakta, Türkiye Cumhuriyeti iki resmi dilli bir ülke konumuna düşürülmektedir. Hatta FIFA’nın bir yıllığında, Türkiye Cumhuriyeti’nin dili Türkçe ve Kürtçe olarak yer almaktadır. Osmanlıcılık hortlatılmaya çalışılmakta, Eğitimde Birlik Yasası İmam Hatip Liseleri ve katsayı oyunlarıyla delinmekte, devrimler yok sayılmaktadır.

Güdümlü ve aciz dış politikalar nedeniyle, Türkiye’nin temiz ve gururlu alnına, 20 ülke tarafından “soykırımcı ” damgası yapıştırılmakta, buna karşılık hiç bir şart öne sürülmeksizin ABD baskısıyla uzatılan bir “Gül dalı” aracılığıyla Ermenistan ile bir protokol imzalanmaktadır. Ülkede işsizlik yüzde 20’ lere dayanmışken 100 bin Ermeni işçi kaçak olarak çalışmakta, yönetim ise buna göz yummaktadır.

Burada saymakla bitmeyecek pek çok olumsuzluk nedeniyle Türkiye’nin üzerinden gitmeyen kara bulutların altında kutlamaya çalıştığımız Çanakkale Deniz Zaferi’nde toprağa gömülen binlerce şehidimize ve hâlâ her gün en az bir şehit verdiğimiz bu topraklara layık mıyız? Bunu sorgulamanın zamanı gelmedi mi?

Tarihin kirletilmesine, yalanlarla doldurulmasına daha ne kadar göz yumacağız?

Bu şehitler boşuna mı öldüler? Bu devrimler boşuna mı yapıldı? Mustafa Kemal Atatürk bize böyle bir ülke mi emanet etti?

Hani ; …Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” diyerek bu vatanı emanet ettiği Ey Türk Gençliği nerededir?

***

Çanakkale savaşları tarihin en büyük savaşlarından ve de zaferlerinden birisidir. Doğru anlamak ve doğru okumak gerekmektedir. Bugünlerde yakın tarihimize bir kez daha göz atmak ve bu vatanın hangi şartlarda, nasıl kurtarıldığını ve bizlere emanet edildiğini iyi anlamak gerekmektedir. Yoksa yol bitmek üzeredir…

<ı>Türklerin vatan sevgisiyle dolu olan göğüsleri lanetli ihtiraslara karşı daima demirden bir duvar gibi yükselecektir.” Mustafa Kemal ATATÜRK.

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferimizin 95.yıl dönümü kutlu olsun!

Şehitlerimizin, Atatürk ve silah arkadaşlarının ruhları şad, mekânları Cennet olsun!

Tülay Hergünlü

17 Mart 2010

 
Toplam blog
: 516
: 1080
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1955 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İstanbul'da uzun yıllar..