Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '19

 
Kategori
Özel Günler
 

18 Mart 1915 Deniz Zaferi

18 Mart 2015 Çanakkale Deniz Zaferi, Mehmetçiğin destanıdır. Bu destanın başkahramanı, Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Akdeniz Seferi Kuvvetler Başkomutanı Hamilton, kendinden o kadar emindi ki, “Türkler geri çekilmek için vakit bulamayacaklardır… Çanakkale geçilmezmiş! Göreceğiz bakalım, göreceğiz!” diyordu. Sabaha karşı saat 5.15 civarında İngilizler ilk aşamada Gelibolu’ya yaklaşık 30 bin kişilik bir kuvvet çıkardı. “…Çok başarılı bir çıkartma yaptıkdiye övünen Hamilton, askerlerinin iyi yetiştirilmiş olduklarından emindi. Bu yolla Türkleri yola getireceklerini sanıyordu. Zırhlıları Boğaz’ı geçip Haliç’e ulaşsındiye dua edip uykuya daldı. Ancak Çanakkale’de uyumayan bir komutan vardı: Mustafa Kemal… Nereden bilebilirdi ki orada bir Mustafa Kemal olacağını… Yarbay Mustafa Kemal’in o esnada orada bulunması, müttefikler için savaşın en acı şanssızlıklarından biri oldu.

Birinci Dünya Savaşı’nın bir cephesi olan Çanakkale Savaşları, kara, deniz ve hava güçlerinin her türlü teknolojinin, stratejinin bir arada kullanıldığı, yoğun bir savaştır. Çanakkale Savaşları, denizde amfibi harekâtın ve uçak gemilerinin, savaş uçaklarının, karada o güne dek yaşanmamış siper savaşları yaşandı.

Birinci Dünya Savaşı’na girdiğimizden beri Osmanlı Donanması, bir Alman amirali Choson (Şoson) ’nun emrine verilmiş; bütün gemilere de birer Alman komutan getirilmişti. Bu komutan, tüm raporları Alman karargâhına verir.

Kara savaşlarının muzaffer komutanı Mustafa Kemal, deniz savaşları sırasında da önemli bir görevle oradadır. Kıyıların savunmasından sorumludur. Seddülbahir’e çıkarma yapan İngilizler ’i denize dökme emrini veren de odur. Müstahkem Mevki Komutanı, deniz savunmasından sorumlu olan komutan, Miralay (Albay)Arapgirli Cevat Çobanlı, Nusret Mayın Gemisi’nin döktüğü mayınlar etkili olmuştur.  İtilaf Devletleri’nin Boğaz’a girişini engellemek için 2 Ocak 1915’te,Çanakkale Boğazı’nı mayınlatır. Nusret Mayın Gemisi, bu limana 8 Mart 1915 sabahı 05.00 dolaylarında toplam 26 mayını gizlice dökmüştür (Dz. Alb. Salim Besbelli - Çanakkale’de Türk Bahriyesi).

18 Mart 1915 günü yedi düvele karşı bir varoluş mücadelesinin sahnelendiği, Türk milletinin de özüne döndüğü yerdir. Çeliğe karşı göğsünü siper edenlerin, maddiyata karşı maneviyatın galip geldiği yerdir. O gün bu zaferin kazanılmasında (Ahmet Yurttakal)

18 Mart 1915 ‘te Müttefik donanması,16 savaş gemisiyle Çanakkale Boğazı’na girdi. Ancak kıyı bataryalarının ateşi, denizaltı torpidoları ve mayınlar nedeniyle İngiliz –Fransız donanması dört savaş gemisini yitirdi, ötekiler de ağır hasar gördü. (Johannes Glasneck,1998,s.69) Düşman, Çanakkale’yi geçemeyeceğini anlayınca çekilmeye başlar.

Cevat Paşa (Çobanlı),18 Mart’ı şöyle anlatır:“Mustafa Kemal’le birlikteydik. O kara yönüne, ben de deniz yönüne bağlıydım. Seddülbahir ’e gittik. Oradaki kıtaları teftiş edecektik. Uzakta düşman donanmasının ciddi bir savaş kararıyla ilerlemekte olduğunu görünce geriye dönüp Alçıtepe yolunu tuttuk. O sırada ilk düşman mermisi başımızın üstünden geçerek Alçıtepe’ye düştü.”(Yakın Tarihimiz, C I,s.77)

 O dakikaları bir de Mustafa Kemal’den dinleyelim:“Sahil savunması Cevat Paşa’nın emrinde bulunuyordu. Yalnız 18 Mart gününün sabahı Cevat Paşa Eceabat’ta bulunan karargâhıma gelmişti. Kendisine Seddülbahir bölgesindeki tertibatı göstermek üzere Alçıtepe’yegittik. Oraya vardığımız zaman düşman donanmasının açtığı ateşin altında kaldık. Söz konusu bölgenin savunmasıyla görevli 26’ncı Alay Komutanı’na gereken emri sözlü olarak verdim. Ve Cevat Paşa ile birlikte Eceabat’a döndük.”

Arapgirli Cevat Çobanlı’ nın Çanakkale Deniz Savaşları’ndaki görevi önemlidir. Bu görevde üstün başarı göstermiştir. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkış belgesini de Genelkurmay Başkanı olarak imzalar ve Mustafa Kemal’e başarılar diler.(Kurtuluş Savaşı’nın temelinde Arapgirli bir paşanın olmasından her Arapgirli gibi ben de kıvanç duyar, övünürüm.) Ne var ki Çanakkale Savaşları’nın önde gelen kahramanı Mustafa Kemal’dir. Düşmanlarının da belirttiği gibi üstün yeteneği, bilgisi, öngörüşüyle düşmanın İstanbul’a girişini engellemiş; Savaş’ın sonucunu değiştirmiştir. Bakın bu konuda Sultan Abdülhamit ne diyor:

“…Mustafa Kemal Paşa, uzaktan yüzünü iyice seçemedim ama sıradan askerlere benzemiyordu; tehlikeli bir sessizliği vardı. Enver Paşa’nın kendisinden niçin çekindiğini o zaman anladım. Bunu Talat Paşa tutuyormuş. Bunlar küçük şeyler! Çanakkale’de, İngiltere, Fransa gibi iki büyük devletin ordusunu, donanmasını durdurdu, yüz geri etti ya, bana gerekli olan odur. Başarmaları için dua ettim.”

7/8 Mart'ta Nusret Mayın Gemisi tarafından dökülüp düşmanın fark edemediği ve 18 Mart'ta düşmanın iki zırhlısını batıran mayınlar da savaşın sonucuna büyük ölçüde tesir etmişti.

Savaşın sonunda bizim toplam 3 subay, 22 er şehidimize ve 2 subay, 59 er yaralımıza, kullanılamayacak derecede hasar görmüş birkaç topumuza karşılık, düşmanın 3 zırhlısı, büyük küçük 70-80 topu ve bu zırhlılardan sadece Fransız Bouvet zırhlısının 600'ün üstünde mürettebatı zayi edilmişti. Düşmanın 5 zırhlısı esaslı derecede ağır maddi zarar ve insan kaybıyla saf dışı kalmış, diğer gemilerinin tamamı da az çok zarar görmüş, bir hayli torpido, muhrip batırılmış veya yaralanmıştı.

18 Mart'ta Osmanlı ordusu çok önemli bir zafer kazanmıştı. Bu zaferin önemi düşman donanmasının hezimete uğratılarak püskürtülmesinin yanı sıra uzun süredir savaşlarda alınan yenilgilerden sonra gelen bu zaferin ordu ve milletin maneviyatını ve moralini yükseltip kendine olan özgüvenini yeniden kazanmasını sağlamış olmasıdır. Bu moral ve özgüven daha sonra yapılacak olan kara savaşlarının kazanılmasında şüphesiz çok etkili olmuştur.(Muzaffer Albayrak)

Gelibolu’da düşmanı yenilgiye uğratan Anafartalar’da zafer meşalesini yakan Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın da yolunu aydınlatmıştır.Anafartalar ve Conkbayırı zaferleri olmasa, belki de Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’na, Cumhuriyet’e ve devrimlere giden yolda büyük Türk ulusunu birleştirme olanağı bulamayacaktı

Bu nedenlerle Çanakkale bir destandır. Bu destanın başkahramanı da Mustafa Kemal’dir. Tüm cephelerde Osmanlı’yı yenen İtilaf Devletleri, Gelibolu’da, Mustafa Kemal’in askerlerinin direnişiyle karşılaşarak, geri çekilmek zorunda kalmıştır. Mustafa Kemal, Gelibolu’da Türk ulusunun kaderini değiştirmiş, bu ulusun yenilmezliğini, üstün komutanlık sanatıyla kanıtlamıştır Onun için Mustafa Kemalsiz “Çanakkale Zaferi” düşünülemez.

 

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..